SAYIN BAŞBAKAN BUNLARI SÖYLEDİ(2

Elhasidu xaibun, xesiyrun, hasetçi hasrettedir, kayıptadır.

İktidara geldiğimizden beri bu bölgeye 25 katrliyon harcadık.

Bakın bu para bir çok bölgemize harcanan paradan çok fazladır.

Biz yol yaptık,

Onlar yol kestiler,

Biz iş makinalarını bölgeye gönderdik,

Onlar bu makinaları yaktılar,

Ama bizim durmaya niyetimiz yok.

Bir yaksalar, ikincisini koyacağız, ikincisini yaksalar, üçüncüsünü koyacağız.

Diyarbakır tarihinin en büyük hastanelerini yaptık, toplu konutta bu şehre çağ atlattık,

Bu şehir bizimle dal çıkları, alt ve üst geçitleri görür oldu.

Seyrantepe kavşağından itibaren Urfa yoluna doğru yapılanları herkes görüyor.

Üniversite kavşagını da yakında bitireceğiz.

Bu içerisinde olduğumuz salonu biz yaptık.

Aslında bu işlerin büyük çoğunluğu Belediyenin işi.

Ama Diyarbakır Belediyesi nerede.

Kendisine gelen paraları nereye harcıyor.

Hadi bu bu dal-çık alt geçitlerden bir tanesini de kendisi yapamaz mı.

İnsan biraz kıskanç olur.

Bir tane de ben yapayım, üstüne Belediyenin ismini yazayım. Böylece bu şehre belediyenin de bir hizmetini ben yapmış olayım demez mi?

Şimdi Diyarbakır’a yeni bir hava alanı yapıyoruz.

Birkaç ay içerisinde yeni terminal binası, yeni pistleri ile hava alanı, Diyarbakır halkının ve Uluslar arası camianın hizmetine girecek.

Ulu mabedlerimizden birisi olan Ulu Cami bu şehre küçük geliyor, şimdi bu şehre en az 10 bin kişinin bir anda ibadet edeceği yeni bir Cami yapacağız. (Çok şükür yarabbi çok şükür. Ben eski stadyum yerinin birilerine peşkeş çekileceğini ve burada konutlar yapılacağı haberini hep alıyordum. Ve adete bu isteğe isyan ediyordum. Birkaç yazı yazdım. Ve Sayın Başbakanımızdan burayı Diyarbakır’a bağışlamasını istirham ettim. Allah ondan razı olsun, bu alan sadece Diyarbakır’a değil, tüm İslam alemine bağışlandı. Medinei Münevveredeki  Mescidi Nebevinin mimari yapısına  uygun bir Cami yapılmasına karar verilmiş. Bu konuya daha sonra daha çok değineceğiz, inşallah)

İşsizlik ve terör belimizi büküyor.

Bu her iki sorunu aşmak için gecemizi gündüzümüze katmış çalışıyoruz.

Bu bölgeye verilen teşvik, Türkiye’de hiçbir bölgeye verilmedi.

Şimdi burada yatırım yapma zamanı.

Çocuklarımızın eli ekmek tuttuğunda, kimse terörden bahsedemeyecek.

Bunu engellemeye çalışıyorlar.

İş adamlarımızı korkutmaya çalışıyorlar.

Terör var, o halde sizin buralarda ne işiniz var diyorlar.

İş adamlarına da sesleniyorum.

Diyarbakır’da ne terörü varmış.

Bugüne kadar şehirde iş yapıp ta terör tehlikesi ile kim karşı karşıya kalmış.

Böyle bir şey yok.

Şehirde kim yatırım yapacak olur ise biz yanındayız.

Onun yapacağı yatırımların bütün güvencesi biziz.

Yeni Adli Paketi TBMM sine sunduk.

Basın suçları için yeni düzenlemeler getiriyoruz.

Basın mensuplarının görevlerini ifada karşılaşmaları muhtemel adli sorunları bu paket ile aşacağız.

Diğer yandan hayatında ilk defa suç işleyenlere verilecek olan 5 yıllık cezanın ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunda yeni düzenleme yapıyoruz.

AİHM kararlarını inceledik.

Bu kararlar doğrultusunda mevzuatımızı yeniden dizayn ediyoruz.

Hak ihlallerinin en az olduğu süper bir Avrupa ülkesi yaratmanın peşindeyiz.

Bu arada yaşam hakkına büyük ehemmiyet veriyoruz.

İster anne karnında ve ister ise doğduktan sonra “can” sahiplerinin bıçakların altında kurban edilmelerini kabul etmiyoruz.

Ana rahmine cenini almak için bıçak girmeye başladığında; o canlının köşe bucak kaçtığını ilmen tespit etmiş bulunmaktayız.

Bu cinayetlere son vermek için, kanunlarımızı yeniden gözden geçirecek ve gerekli düzenlemeleri yapacağız.

Annelerimizi kimsenin istismar konusu yapmaya hakkı yoktur.

Anneler başlarımızın tacıdır.

Allah Resulü

Elcennetu tehtel akdami ümmehat-Cennet anaların ayaklarının altındadır, diyor.

Biz o sebeple analarımızın ayaklarının altını öpmeyi bir şeref biliriz.

Sayın Başbakan Diyarbakır’da bunları veya benzerlerini söyledi.

Geçene gün yazdığım bir yazıda belirttiğim üzere, ki bunu açık seçik Selahattin Demirtaş beye de ifade ettim,

İslami duyarlığı olan bir Başbakan bu ülke için şanstır.

Onun işini kolaylaştırmak hepimizin görevidir.

Sayın Başbakan için de, Selahattin Demirtaş bey için de ülkenin bütün sorunlarının aşılmasında tek metot Allah’ın (c.c) dediklerini yerine getirmektir.

Çünkü Allah önce Adaleti, sonra ihsanı emrediyor.