SEÇİMLERDE SİVİL BİR ANAYASA YAPMA İRADEMİZİ OYLAYACAĞIZ

Türkiye bu Pazar günü bana göre 21 Yüzyılın en büyük seçimini yapmış olacak.

Bu seçimler gerçekten çok ama çok önemli.

Ya, bu millete 100 yıla yakın bir süreden beri giydirilmiş olan deli gömleği çıkarılıp atılacak, başına geçirilmiş olan çorap sökülüp gözleri aydınlanacak, veyahut ta hep birlikte zır deliler tımarhanesine sokulacağız.

Biz 1923 ten beri vesayetsiz hiçbir seçim yapmadık.

CHP sinin tek başına iktidarı alıp götürdüğü yıllarda yapılan seçimleri zaten seçim saymıyoruz.

Açık oy gizli tasnif kuralının geçerli olduğu o dönemlerde, ülke insanı bütün halinde köle muamelesi görüyor, seçkinci zadegan takım, bezirganlıklarını tahkim etme imkanı buluyordu.

1950, 1954 ve 1957 yıllarında yapılan seçimler sonucunda DP nin tek başına iktidarı elinde tutması, halk çoğunluğunun Parlamentoda temsil imkanını ele geçirmesi, 1923 ten itibaren oluşan elitist kesimi çileden çıkardı. Öfke patlaması, 27 Mayıs 1960 darbesi ile neticelendi.

Bundan sonra milletin kendi iktidarına sahip olma arzusunun iyice pik yaptığı dönemler; muhtıralar, darbeler, süreçler ve light muhtıralarla kesilmeye çalışıldı.

İlk defa Askerin, Adliyenin, seçkinci Bürokrasinin müdahalesi olmadan bir seçim yapıyoruz.

Seçimlerde halkın iradesine ipotek koyacak, maniplasyonlarla seçim sonuçlarını etkileyecek tüm kesimler hapiste.

Bu nedenle,

12 Haziran günü yapılacak seçimde, BDP lilerin özellikle kırsal kesimde yaptıkları baskılar göz önüne alınmaz ise, sandıkların açılması ile ortaya çıkacak sonuç, milletin özgür iradesini yansıtacaktır.

Bir çok defa yazdım.

Seçim çalışmaları sırasında liderler, halka olan vaatlerini birer birer açıkladılar.

Bugüne kadar attığı adımlar, uygulamaya koyduğu projeler sebebiyle, Sayın Başbakanın açıklamaları, hiçbir kesimde hayır olamaz diye algılanmadı.

Çılgın projelerin gerçekleşmemesi için hiçbir sebebin olmadığına dair halkta büyük inanç var.

Halk yapılanları, yapılacakların bir göstergesi olarak görüyor.

Ama herkes bu tür projelerin hayata geçmesi için tek bir şartın varlığının farkında mı acaba?

İSTİKRAR İÇİNDE YENİ BİR ANAYASA YAPABİLMEK.

Evet evet bu.

Türkiye İstikrar İçinde Yeni Bir Anayasa Yapma imkânını bulur ise, tüm sorunlarını çözebilir, iktidar verdiği sözleri tutabilir, muhalefetin göze görünür, dişe dokunur projelerini de hayata geçirebilir.

Velev ki Referanduma götürme mecburiyeti ile olsun, tek başına Anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu elde etme imkânı bulmayan herhangi bir parti, tek başına iktidar da olsa, işler kabaktan başka tat vermez.

Çünkü tüm çılgın projeler yanında, bütün duyarlı kesimlerin beklediği en büyük çılgın proje, sivil bir iktidarın, herhangi bir vesayet altında kalmadan tek başına yeni bir Anayasa yapma gücüne kavuşmasıdır.

Yeni bir Anayasa yaparken iktidar, çok rahat bir şekilde muhalefet ile görüşebilir, onlara el uzatabilir, onların seçim çalışmaları sırasında limon tadında bahsettikleri yeni bir Anayasa yapma sözünü hatırlatabilir ve yardımlarını isteyebilir.

Aksi durumda, muhalefet hiç dur durak bilmeden iktidara yüklenir ve "bu millet size yeni bir Anayasa yapma konusunda yetki vermedi, sizin bir başınıza hareket etmenizi istemedi, yeni Anayasa yapmada biz de varız, amma şu da olmaz, bu da olmaz" diyerek ortaya çıkar,

Ve,

İşte o zaman başta Kürt sorunu olmak üzere ülkemizin birikmiş sorunlarını çözmek için büyük fırsat olduğunda hemfikir olduğumuz bu seçimler, bizatihi sorunun kaynağı olur.

Seçimler için son bir söz,

Başlıkta da sözünü ettiğimiz üzere, bu seçimlerde biz, sivil bir Anayasa yapma konusundaki irademizde samimi olup olmadığımızı oylayacağız.

Gelecekte uyduracağımız hiçbir mazeretimiz yok.

Keşke dememek için herkes sandık başına.