SOR KOMUTANIM, VİCDANSIZLARA BİR KERE DAHA SOR

"Vicdansızlara soruyorum.Allah Allah diye askerine hücum ettiren bir ordu nasıl olur da Allah’ın evi camiye bomba attırmayı düşünür? Bu kadar vicdansızlık olur mu? Bu Ordunun Mehmetçiği Allah Allah sesleriyle eğitim yapıyor. Talimnamemizde var. Böyle bir ordu,böyle bir ordunun kişileri çıkacak, Allah’ın evi Camilere bomba atacak, orada dini ibadetini yapan insanları öldürecek.Vicdansızlıktır, lanetliyorum bunları" diyordu Sayın Genelkurmay Başkanı.

Benim Sayın Komutan ile ilgili fikrimde hiçbir değişiklik yok. İki yıldan beri değişik gelişmelere ilişkin olarak yazdığım yazılarda, Sayın Komutan ile ilgili değerlendirme yapmam gerektiğinde, hep hüsnü niyetimi korudum. Daha doğrusu bu iyiniyetimi bozacak bir eylemine, bir hareketine, bir art niyetine rastlamadım.

Namuslu, düzgün, dürüst bir vatan evladı olarak Askerlik hizmetinin en son kademesi olan Genelkurmay Başkanlığı görevini de ifa ettikten sonra, bu ay sonunda meslek hayatına nokta koymuş olacak. Bahtiyar olsun isterim.

Ak Parti İktidara geldiğinde Sayın Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı idi. Onun döneminde Ordunun en üst kademesinde görev alan komutanların büyük çoğunluğunun, ülkeyi içinden çıkılması imkansız kaoslara sürükleyecek darbe eylem planları yaptıklarını artık kimse inkar edemez.

Özden Örnek’i ,Şener Eruygur’u, Aytaç Yalman’ı,İbrahim Fırtınayı,Çetin Doğan’ı bu dönemde yapmaya çalıştıkları darbe girişimleri sebebiyle hiçbirimiz herhalde unutmayacağız.

Ay Işğı, Yakamoz,Kafes ,Eldiven, Ak Partiyi ve Fethullah Gülen cemaatini bitirme adı altındaki irtica ile eylem planlarını da hafızalarımızdan silmek mümkün değil.

Sayın Hilmi Özkök ilkeli duruşu, vatan ve millet sevgisi, insanlara olan merhameti sebebiyle bu sergerdelerin yapmayı planladıkları ihtilallere fırsat vermedi.

Arkasından gelen Yaşar Büyükanıt ise, 2 yıllık Genelkurmay Başkanlığı döneminde seleflerinin yapmaya çalıştıklarını güya yasa dışı buldu. O,  görevinin kendisine yüklediği sorumluluk!!! bilinci ile hareket etme yolunu seçti. İkazlar yaptı, uyarılarda bulundu,tehditler savurdu, bildiriler yayınladı, Ak Partiyie parçalama düşüncesine matuf toplantılar düzenledi.

Ak Parti Hükümetinin ve doğal olarak ülkenin büyük çapta panitaj yapmasına sebep olacak adımlar attı. Ak Partinin seçeceği Cumhurbaşkanının özde değil, sözde laik olacağını, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığı yönünde önemli!!! açıklamalar yaptı.

En son olarak nasıl da sözde değil, özde bir vatansever olduğunu, bu fakir fukara, garip gureba milletin 1.2 Trilyonluk zırhlı Mercedes arabasını alarak ortaya koydu. Sebep olarak da hayatının tehlikede olmasını gösterdi. Senden başka hayatı tehlike arzeden emekli Genelkurmay Başkanı yok mu?

Bu emekli komutanın paraya olan düşkünlüğü müsellemdi. Bir baloda eşi ile dansederken, fotoğrafını çeken muhabire, bunun değeri en az 1500 dolardır demiş, her bir hareketine nasıl paha biçileceğini açıkça ortaya koymuştu.

İşte ordunun millet ile olan münasebetleri bakımından tam bir fetret döneminden sonra, Genelkurmay Başkanlığına gelen Sayın İlker Başbuğ, o boşluğu süratle kapadı,siyasete bulaşmadı, görevinin gereklerini yerine getirdi, kendi astları konumunda bulunan hiçbir komutanın alel usul işlere kalkışmasına fırsat vermedi, şu komutanlıkta, bu toplantıda darbe eylem planları yapıldığına dair bir duyum alınmadı. Kendi döneminden önce maalesef kirli siyasete bulaşmış, orduyu tam bir başıbozuk yeniçeri ocağı haline getirme girişimlerinde bulunmuş kişilerin yargılanmasına yönelik Mahkeme kararlarına saygı ile yaklaştı.

DÜNYANIN SON İKİ YILDA GEÇİRDİĞİ EKONOMİK KRİZ ESNASINA TÜRKİYE OLAN BİTENİ TEĞET GEÇİRDİ İSE, HİÇ KUŞKUNUZ OLMASIN BUNDA SİYASİ İSTİKRARIN BÜYÜK ETKİSİ VARDIR VE BU İSTİKRARIN OLUŞMASINDA SAYIN İLKER BAŞBUĞUN KATKISI HİÇBİR ZAMAN UNUTULMAYACAKTIR.

Sayın Komutanı dün akşam Star Televizyonunda izledim. Yarına ait hiçbir hesap yapmadığını, görevini son dakikaya kadar büyük bir özveri ile sürdüreceğini söyledi. Ordu içerisinde yanlış yapanların her zaman olabileceğini ve bunların yaptıklarının hesabını verdiğini, vereceğini açıkça ifade etti.

Ben buna dayanarak, şimdi bu milletin dinine, inançlarına, örfüne , adetlerine , camisine, ezanına, namazına hakaret eden komutan kılıklı kişi ile gerekli mücadeleyi sürdürmesini, hakkında yasal işlem yapmasını bekliyorum.

2003 yılında 1.Ordu Komutanlığı yapan Çetin Doğan’ın Balyoz eylem planı çerçevesinde bu ülke insanlarına yapmak istediklerinin basına yansıması üzerine, Sayın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un bu iddialara verdiği duygulu,duyarlı cevap ile yazıma başlamıştım. Başkan, Türk ordusunun düşman üzerine giderken Allah,Allah dediğini, bunun yönetmelik ve yönergelerinde yazılı bulunduğunu, bu ordu mensuplarnın nasıl olurda darbe yapmayı kolaylaştırmak için Allah’ın evine bomba koyacaklarını bir türlü anlamadığını, bunun büyük bir iftira olduğunu ve bu iftirayı yapanları kınadığını, lanetlediğini hepimiz büyük bir gururla dinlemiştik. Başkanın bu fikrinden zerre kadar dönmediğini biliyoruz.

Deniz Kuvvetleri Plan ve Prensipler Daire Başkanı Tümgeneral Ramazan Cem Gürdeniz "Foça olağanüstü bir yer. Çok Atatürkçü, Cumhuriyetçi. Halkı çok güzel.Yani Halkı CHP kökenli.Türbanlı göremiyorsunuz, çarşaflı türbanlı insan yok. Kurban kafalarını asacağız çam ağaçlarının üstüne. Ne biçim adettir ya? Kurban Bayramına artık ihtiyaç var mı bu dönemde? BÖYLE KIROLUK OLUR MU? Dünya tarihini incele, dini fanatizm ve doğmayı kullananlar tek bir şeyden anlamış abi.Devrimler ve güçten başka bir b.. la olmaz bu.Değer ve İnanç senin sistemine rakip oluyorsa ne yapacaksın? Bunun hesaplaşması güçle olur,başka bir şeyle olmaz. Laik, sosyal, hukuk devletimiz sonsuza dek inşallah. Bizim bayramımız da bu. Arap Bayramını bayram kabul etmiyorum abi. Şimdi bu Türk halkı öyle karektersiz ki, kandil oldu mu bin tane mesaj; sana da geliyordur herhalde. Onların hiçbirine ben cevap yazmıyorum.Onların hepsinin ismi var" diyor.

Sayın Genelkurmay Başkanının, Allah inancının orduya ne kadar hakim olduğunu , hatta bunun yönetmeliklerde yazılı bulunduğunu ifade eden açıklamaları ile Ordunun en önemli kademelerinde görev yapan bu insanın söylediği bir birini tutuyor mu? Bırakın bir birini tutmasını adam doğrudan doğruya dini, dindarlığı, onun prensiplerini düşman ilan etmiş ve bir BALYOZ ile yerle yeksan hale getirmek istiyor.

Kurban kesmeyi , insanların başını kesmek gibi bir şey olarak anlıyor. Oysa İslam’da bu emrin gereğinin yerine getirilmesinden asıl maksat, hayvanın başını uçurmak değildir. Asıl amaç, fakir fukaraya, garip gurebaya bir parça olsun et yedirebilmektir. Bu amaç gerçekleştirilir iken bile,hayvana eziyet edilmemesi, gözlerinin güzelce bağlanması istenir. İnsanlar hayır amaçlı kurban kesiyor, fakir fukaraya yediriyor, hanımlar başlarını örtüyor diye kıro oluyorlar ve bunlara karşı ihtilal yapmak gerekiyor!!! böyle diyor kıro. Kıroloğu şurdan belli ki, Allah’ın dinini, insanların inancını yok etmeye matuf(onun belirlemesi bu) laisizmin/sekülarizmin "İNŞAALLAH" hep ayakta kalacağını söylüyor. Sen işine bak,Allah böyle bir şeye hiç müsaade etmez. Hem Allah’ın dinini yerle yeksan edeceksin, hem de Allah’tan sana yardım etmesini isteyeceksin, bu ne aymazlık.

İşte komutanım, ordunun içerisindeki bu vicdansızlar Camiye bomba da koyar, Kurban kesiyor, namaz kılıyor diye vatandaşın başına BALYOZ da indirir.
Ve siz bunlara çok üzülürsünüz.