SORUN ADALET VE İHSANLA ÇÖZÜLÜR
Hep söyleyip duruyoruz, dış ilişkilerde asıl olan menfaattir diye. Peki ülkeler arası ilişkilere hakimiyette menfaat bu kadar önemli de, kendi ülkemiz içerisinde insanlarla olan münasebetlerimizde, ister maddi, ister ise manevi olsun menfaat taleplerinin etkisi yok mu?
Bir zamanlar saygıdeğer büyüğüme Peygamberimiz Efendimizin “Kadel Fakru En yekuvne Kufren-Az kaldı fakirlik küfür olacak dediğini ve İngizilzelerin Hungry Man İs An Angry Man- Aç adam kızgın adamdır” sözlerini aktarmıştım.
Evet bu memlekette hala aç ve açıkta insan var mı diye sonarlarınız çıkabilir.
Son yıllarda Sosyal Güvenlik Kurumları ile koordineli bir şekilde hareket eden Aile Bakanlığının çalışmaları ile artık uzun geceleri sabaha kadar aç geçiren insanlarımız kalmadı diye düşünenler olabilir. Devletin ilgili kurumlarına müracaat edildiğinde, gerçekten mağduriyet söz konusu ise her türlü destek sağlanıyor, yiyecek paketleri koliler halinde götürülüp ailelere teslim ediliyor, kış geldiğinde kömürleri veriliyor. Evlatları okula giden yoksul annelere kızları ve oğulları için ayrı ayrı 50 lira civarında ödemeler yapılıyor.
Günlük bir iki dolara tekabül eden rakamlarla geçinmeye çalışan insanların sayısı muhalefete göre 13 milyon, iktidara göre 9-10 milyon. Öyle veya böyle bu sayı korkunçtur.
Bir taraftan ülkede bu miktar bir para ile geçinen insanlar, diğer taraftan bu günlerin en önemli alışveriş merkezi olmaları sebebiyle hemen herkesin gündeminde olan AVM lerde alışverişini yaptıktan sonra, ünlü lokantalarında gününü gün etmeye çalışanlar arasındaki mesafe giderek açılıyor.
O yüzden AVM lafı ülkenin birçok insanında büyük alerji yaratıyor. Konunun sosyal bir araştırmaya tabi tutulmasını ve ülkenin tamamına bu kapitalist şımarıklığın yayılmasının önlenmesi için, tedbirler alınması gerektiğini düşünüyorum.
Geçen gün de yazdım. Mahalle bakkalı, kasabı, manavı, terzisi özellikle büyük şehirlerde artık yok. Müthiş bir değişiklik yaşıyoruz. Canınız sıkıldığında gidip iki laf edeceğiniz TERZİ AMCA(evet bu isimde birisi bizim Çermik de vardı) artık yok. Camiler de olmasa sosyal ilişkiler hepten kopacak.
Hoş Camiler de 60-70 yaşın üzerinde üç beş insanın vakit namazı kıldığı formaliter birer kurum haline geldi ya, neyse.
Taksim gezi parkının bir bölümüne AVM yapılması konusundaki söylenti, önce AVM, sonra üç beş alışveriş merkezi olarak ifade edilse de, toplumun ruh dünyasında önemli bir çalkantı meydana getirdi.
Bediüzzaman hazretlerinin toplumu ifsad eden üç konu var; bunlar sen çalış ben yiyeyim, ben tok olduktan sonra sen açlıktan ölsen bana ne, halkıyım çünkü güçlüyüm şeklinde ortaya çıkan yanlışlıktır.
Her devrin, her iktidarın zenginleri oluyor, bunların isimleri değişse de asılları hiç değişmiyor.
Ben seçimlere girer iken bir belediye başkanı bana, senin 300 milyar(şimdiki 300 bin)liran var mı ki, bu işe kalkıştın dedi.
Niye dedim, 300 milyar ile ne yapacağım dedim.
Ne yapacağım var mı, yüzünü başkana vereceksin, yüzünü yönetime, yüzünü oraya buraya dağıtacaksın dedi.
Tamam dedim, diyelim ki, benim bu kadar param var ve ben bunları siyaset uğruna dağıttım. Sonra bu parayı nasıl çıkaracağım dedim.
Müteahhitlerin arkasında koşacaksın, onlara iş alacaksın, aldığın işin yüzde 10 nu senin olacak, işte böylece sarf ettiklerini yeniden kazanacaksın dedi.
Valla benim böyle bir param yok, olsa da zaten vermem, ayıp günah diye bir şey var, şikayet ettiğimiz konuları biz yapacaksak, insanlara vaat ettiğimiz, adil, haklı düzen nasıl gerçekleşecek dedim, hem benim ilmim var, fakülteler bitirdim, yazarım, şiirlerim var, Kur’anı Kerimin yüzde doksanını okuyunca anlıyorum bunların hiç mi değeri yok dedim.
Döndü bana oooo bunların ne kıymeti var, sen paradan haber ver dedi.
Düzen değişti, böyle şeyler artık yok diyenlerin sayısının yüzde ellinin üzerinde olmasını çok isterdim. Sayın büyüğümüzü tenzih ederim, fakat, 650 Milyonluk ihale veririm, AVM si mülkü ile birlikte kardeşimin olur tamam mı, tamam, sana imar hakkı veririm, ama şu kadar daire alırım diyenlerden söz ediliyor. İşte bu AVM çılgınlığı ve imar izni ile ortaya çıkan rantların insanı deliye döndüren rakamları, dalga dalga partiye destek olanlar arasında da yayılıyor ve biz özel hayatımıza müdahaleden çok çektik, niye başkasının özel hayatına müdahale edelim ki, öz eleştirisi gelişmelerin üzerine tüy dikiyor.
Bizler Müslümanız. Hiç kuşkusuz külli iradenin sahibi Cenabı Allah’tır. O, bizim cüz’i irademiz olmasa hiçbir kötülüğün ortaya çıkmasına fırsat vermez. Ve bizim başımıza gelenler Kur’anın ifadesi ile elimizin yaptıklarındandır.
Allah’a (c.c) İnanlar, hadiseleri, özellikle hoş görmediğimiz olayları yorumlar iken, işin manevi cephesini hiç ihmal etmemelidirler.
Ve biz yine biliyor ve inanıyoruz ki, iyilikler, kötülükleri siler süpürür.
Taksim gezi parkında insanlar hala oturuyor ve onların iyi niyetini provoke etmek isteyenler, sabah akşam nifak tohumlarını ekip duruyorlar.
Mehmet Akif Ersoy Merhum,
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez,
Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez, diyor.
Taksim gezi parkında yaşananların bu kadar ses getirmesinin ardında yatan sebebin, BDP li Sırrı Süreyyanın, kendilerine sabah biber gazı sıkılan ve dağılmalarından sonra iş makinelerinin birkaç ağacı sökmesi üzerine harekete geçen insanlara Önderlik etmesinin sonucu olarak yorumlamak elbette imkansız. Ancak bu gelişmelerin, bu fikirlerinin toplumda hemen makes bulmasını, milletin içine uzun zamandan beri serpilen ve bu güne kadar içten içe işleyen nifak tohumlarının uç vermesi ile izahının hiç mi ehemmiyeti yok.
Taksim gezi parkına münhasır olmak üzere, yani çevreye daha fazla yayılmasına fırsat vermeden devam eden protest eylemleri, zaman içinde minimalize etmek gerekir. Zira Kızılay Türk İş Genel Merkezi önünde aylarca süren eylemler, esnafın gına getirmesi, insanların artık yeter demeleri üzerine alınan tedbirlerle çözülmüştü. Buna benzer bir davranışı sabırla devam ettirmenin daha yararlı olacağını çevremdeki insanlar ifade ediyor.
Henüz Taksim Gezi Parkı gibi olaylar hiç gündemde değil iken, arkadaşlarla barış süreci ile ilgili konuları görüştüğümüzde, savaşsız sulh ve sükun ortamında işsiz kalacak gençlere yeni roller biçileceğini ifade etmiş ve bunun başımızın ağrımasına sebep olacağını açıklamıştım. Neden korkuyor isem o başıma geliyor.
Faiz lobisi Türkiye’ye zarar veriyor da, rant lobisi sanki yarar mı sağlıyor.