STRATEJİ AYNI,OYUN ORTADA, KURUMLAR YERİNDE
Özel Harp Dairesinin çalışmalarından 1970 li yılların sonunda haberdar olmuştu Ecevit.
Kendisinden tahsisat istemeye gelenlere, her şey bütçe imkanları/proğramı/ çerçevesinde zaten yapılıyor, bu yapının dışında bir birim mi var, istenen para nerede harcanacak diye sormuş ve işte o zaman Özel Harp Dairesinin varlığın öğrenmişti Başbakan.
Bilgilerimizi tazelemek için yazalım.
Özel Harp Dairesi/Seferberlik Tetkik Kurulu/ NATO çerçevesinde , ABD nin isteği üzerine kurulmuş, yılda bir Milyon Dolar tutarında ABD den yardım almış.
Benim bildiğim kadarı ile Türkiye Kıbrıs çıkartmasını yapınca , ABD Özel Harp Dairesine verdiği tahsisatı kesmiş, onlar da faaliyetlerini sürdürebilmek için Başbakana uzanmışlar ve gerekli paranın aktarılmasını istemişler.
Ama Ecevit gelenlere bu daire ne iş yapar, faaliyeleri nelerdir diye sormuş, onlar bu konuda ne bilgi veririz ve ne de vermeyiz demeden çekip gitmişler, ama parayı almaya devam etmişler.
Bu konudaki görüşlerini daha sonra çok yakın çevresine aktaran Ecevit, tüm gayretime rağmen , bu kurulun ne iş yaptığını bir türlü öğrenemedim demiş.
Sonradan kamuoyuna anlatılanlara göre bu kurul , Türkiye’nin , SSCB nin saldırısına uğraması, ülkenin işgal edilmesi halinde , açık ve net deyimi ile güya , 1.Dünya Harbi sonunda olduğu gibi çete savaşını örgütleyecek, düşman istilasını sonlandırmaya çalışacakmış.
SSCB Türkiye’yi işgal edemeden dağılıp gitti. İçerisinden bir çok Türki Cumhuriyet doğdu. SSCB adına, ABD nin Türkiye üzerinden yaptığı hesap tutmadı. Her ikisi de bu gelişmelere göre ava giderken, avlanmış oldular.
Herkesin bir hesabı var, elbette Allah’ın da bir başka hesabı.
Fakat öyle bir garabet ile karşı karşıyayız ki, Türkiye’nin düşman işgalien uğraması halinde, çete savaşı yapmak üzere örgülenen özel dairesi hala ayakta. Buraya tahsisat aktarılıyor, onlar da faaliyetlerini durmaksızın sürdürüyorlar.
Biz elbette Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Allah korusun muhtemel bir saldırıya karşı her türlü tedbiri alması , bunun için belirli planlar ve proğramlar düzenlemesinin pekala makul bir şey olduğunu düşünüyoruz.
Ama milletin umumu,bu tür kuruluşların,ülkenin dış tehditlere karşı alması gereken önlemlerden çok, kendi içimizin dizayn!!! Edilmesi için "yasa dışı" şekillerde kullanıldığı kuşku , kaygı ve hatta korkusu içerisindedir.
Danıştay saldırısı gerçekleştiği sırada , şu anda Ergenekon davasından yargılanan kişiler/önemli mevkideki komutanlar/ sarıkız,ayışığı, eldiven, yakamoz darbe planları yapıyorlar,kafes darbe planları ile ülke yönetimine el koymaya çalışıyorlardı.
12 eylül harekatı sonrasında Kenan Evren’e "paşam 11 eylülde pik yapan eylemler 12 eylül de bıçak gibi kesildi, neden bu kadar beklediniz, daha erken idareye el koyarak, masum insanların ölümünü engelleseydiniz,daha iyi olmaz mı idi" diye sorulduğunda, "haklısınız, biz DARBE ŞARTLARININ OLGUNLAŞMASINI BEKLEDİK" biçiminde cevap vererek, genel stratejiyi ortaya koymuştu. Daha sonra sağ ve sol anarşik olaylarda aynı silahın kullanılmış olduğunun tespiti,herkesin gözünü bir süreliğine açmasını sağlamıştı.
Danıştay saldırısı,
Diyarbakır Koşuyolu, Ofis ve Dersane saldırıları,
Ankara Anafartalar çarşısı saldırısı,
Rahip Santaro cinayeti,
Malatya Zirve Yayınevi saldırısı ve katliamı,
Hırant Dink cinayeti,
HSBC Bank Genel Merkezine yapılan saldırı,
Neve Şalom, Beyt İsrail saldırılarının/katliamının/ 15-20 Kasım 2003 günü ardı arkasına gerçekleştirilmesi,
Kafes eylem planında Sinagoglar başlıklı yazıda bu iki ibadet yerinin üzerinin kırmızı çizgi ile çizilmesi,
buralara atılan bombanın hazırlandığı Gükkuşağı Deterjan isminin emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri’inin elinden çıktığı ifade edilen bir yazı ile saptanması,
6-7 eylül eylemleri için "bu çok önemli bir özel harp faaliyetidir ve bu eylem ile harika bir iş çıkarılmıştır" diyenler, yukarıdaki eylemlere isim koymak için, başka ne yapsınlar, davul zurna mı çalsınlar.
Birinci dünya harbi sonrasında ülkeyi işgalden kurtarmak için yola çıkan vatan evlatları, özel harp dairesi v.s nin üyesi değillerdi. Mevzu vatan savunması olunca, bu tür kuruluşların esamesi bile okunmaz. Onlar da kim ki.
ÇÜNKİİİ,
Vatanı savunmak üzere yola çıkanların, bu vatana neler yaptıklarını pekala gördük , ne tür darbeler planladıklarını, kimlerin canına kastetmek için yola çıktıklarını, vatan evlatlarından en az ikiyüz bininin hapislere tıkılması yolunda attıkları adımları, güya çatlak sesleri susturmak için silah arkadaşlarını nasıl tepeleyeceklerini kendi seslerindeni işittik.
İşte o sebeple Genelkurmay Sayın Başkanı İlker Başbuğ, Kafes Darbe Planının ordu içerisinde ciddi kırılmalara sebebiyet verdi ve büyük üzüntü yarattığını söylüyor.
Artık onlara, hala bu oluşumları ayakta tutmak için gece gündüz çalışma yapanlara, vatan güvenliği açısından zerre kadar güvenimiz kalmamıştır.
Genelkurmay Sayın Başkanı İlker Başbuğ’un bu kişileri ve eylemlerini lanetlemesi yetmez.Bu açıklamalar Genelkurmay Başkanı tarafından açıklansa bile ferdidir. Aslolan kurumun içerisinde bir kanser hastalığı gibi metastaz yapan yönelimin önünü alacak, adımların atılmasına yardımcı olmaktır. Bunun yolu da Askerin siyasetten tamamen elini eteğini çekeceği yasal düzenlemeler yapılmasını sağlamaktır.
Olur mu?
Ümit ediyor ve bekliyoruz.