TAŞLAR YERİNE OTURUNCA GÖR

CHP kurultayında konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, sanki zahiresini kilere koymuş, her türlü sorununu çözmüş, şimdi sıra komşusunun dibi delik! küpünün dedikodusunu yapmaya gelmiş “acuze” bir hanımı andırıyordu.

28 Şubat güya Sayın Başbakan için planlanmışmış,

Cezaevine atılma bu planın bir parçasıymış,

Bu plan gereği Rahmetli Erbakan arkadan hançerlenmişmiş,

28 Şubatta en büyük darbeyi Erbakan almışmış,

Sayın Başbakan şimdi o günlerin nimetlerini toplamakla meşgulmüş,

Erdoğan yaptıklarından ötürü Necmettin Erbakan’dan helallik bile almamışmış,

Falan filan.

28 Şubat sürecine ilişkin olarak CHP nin veya o dönem SHP sinin tek bir karşı duruşu olmuş mu? Cuntacıların yaptıklarına dair en küçük bir açıklamaları gerçekleşmiş mi?

Gidip de Erbakan Hocaya geçmiş olsun, siz bunu asla hak etmediniz,  biz sonuna kadar sizin yanınızdayız, bu yapılanları biz demokrasiye en büyük hakaret olarak görüyoruz mu demişler?

Neyse Erbakan Hoca için bu da bir şeydir, söylenenlere baktığında gülüyordur, inşallah.

Bendeniz de CHP nin 16.Kurultayını biraz izledim.

Gerekten bu kurultay sanki tümü ile Sayın Erdoğan üzerine kurgulanmıştı.

Makalemizin başında da sözünü ettiğimiz üzere,

CHP sanki normal bir kurultaya gitmiş…

Aslında dernek statüsünde olan Siyasi Partilerin 2 yılda bir kongre yapma mecburiyetleri vardır.

Ancak CHP bu kurultayı muhalif üyelerin toplamış oldukları 360 imza üzerine, muhaliflere bir çelme atmak için, zorunlu olarak düzenledi.

Tüzüklerinde kısmi bir takım değişikliklere gitti, gençlik ve kadın kotaları arttırıldı. Hepsi bu. Muhaliflerin kurultayı ise, bir gün önceki kurultayda yapılan hamle ile zaten keenlemyekun sayıldı.

CHP si kendi iç sorunları ile düzenlemek zorunda olduğu kurultayı, daha önce ilan ettikleri üzere güllük, gülistanlık şekle büründürmek için çok çaba sarfetti.

Partide hiçbiri sorun yaşanmıyormuş havası verdi. (İsa Gök’e yapılanları hadi görmezden gelelim. Zaten İsa da normal bir muameleye tabi tutulsa idi, bundan hiç hoşlanmazdı. İstediğini elde etti. Siyasi kariyerinin en önemli hamlesini yaptı)

Kılıçdaroğlu, işi gücü bıraktı, Başbakanın icraatlarını eleştiri konusu yaptı.

Siz bu kurultayda işçilerin,

Memurların,

Küçük esnafın,

Dar gelirlilerin,

Varoşlarda yaşayan milyonların,

Hala Türkiyede günde 2 dolarla geçinmek zorunda olduğu iddia edilen, ancak bir türlü yalanlanmayan 11 Milyon vatandaşın,

Otomatiğe bindirilmiş gibi her gün nerede ise bir kaçı katledilen kadınların,

Yurtlarda fiili livataya maruz kaldığı iddia edilen çocukların(Kozanda)

Cinsel istismara uğrayan yavruların,

Liseyi bitirdikten sonra Üniversiteye girişte bitip tükenmek bilmeyen sorunlarla cebelleşen milyonlarca gencin,

Ahlaki erozyon yaşayan ve bu sebeple uyuşturucunun, fuhşun tuzağına düşen çocuklarımızın,

İlköğretim okulu üçüncü sınıfına kadar düşen sigara kullanma alışkanlığının,

Başörtülünün,

İmam Hatiplinin,

Kürt sorununun,

Alevilerin tarihte maruz kalmış oldukları problemlerin bugüne yansıyan yönünün,

Seyyit Rıza ve ailesinin,

Ürkütücü boyuttaki cari açığın,

130 Milyar Dolar seviyesine yükselen ihracatın 80 Milyar dolarlık kısmının ithal edilen emtiadan kaynaklandığına dair soruların nasıl çözüleceğine dair tek bir kelime duydunuz mu?

Bu konulara değinmeyen,

Bu konular değinme gereği duymayan,

YENİ BİR ANAYASA YAPMA SÜRECİNDE SONUNA KADAR GAYRET GÖSTERİLECEĞİNİ, ÇABA SARFEDİLİCEĞİNİ, 24 DÖNEM PARLAMENTOSUNUN YENİ BİR ANAYASA YAPMA GÖREV VE SORUMLULUĞUNDA OLDUĞUNU DEKLARE ETMEYEN,

Sadece işi kıylü kale/dedikoduya/ indirgeyen Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanının tavrı tam bir “acuzelik”ti.

Hani geçen gün yazdım ya, gerçek manada bir sol partiye ihtiyaç var diye.

Dünya demokrasi tarihine bakıldığında, sol partiler büyük sermaye sahiplerine, kapitalistlere, malı elinde biriktirip de zerresini sarfetmeyenlere karşı mücadele içerisinde olduklarını görürsünüz.

Ama artık batı demokrasilerinde sol jargonun sahipleri giderek male menala ulaştılar, yani onlar da kapitalistleşti ve emperyalizmin nimetlerinden yararlanmak, yan gelip yatmak hoşlarına gitmeye başladı.

Yani sol söylemi hayata geçirecek, İNSAN kalmadı dünyada.

Aslında yukarıda sözünü ettiğim problemler gerçek dindarların asla ırgalamayacakları uğraş alanlarıdır.

“Biz zamanı insanlar arasında evirip çeviririz” diyor Yüce Allah.

Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.