TEYZEMİN AMERİKA SEÇİMLERİNİ YORUMU

Teyzem yeni harfler bakımından ümmidir. Ama onun  da Annem gibi gecesi gündüzü Kur’andır. Nenem de öyle idi. Durup dinlenmeden Kur’anı Kerim okurdu.

Teyzem aynı zamanda amcamın hanımı olduğundan bizim için hep ana gibidir.

Rahmetli babam onu kızı gibi severdi.

Babam ailenin büyüğü olduğundan hep birlikte olmuşlar kardeşleri ile. Biz de Çermik’te iki yan yana evde teyzem, amcam çocukları ile birlikte büyüdük.

Büyük avlulu evimizin ikinci katında taş odanın bir penceresini açık bırakır, kışın soğuktan üşüyen kuşlar odanın kıbleye bakan penceresinden içeri girer, biz de amcam ile birlikte koştura koştura o kuşları yakalar, sonra avlu damının yan tarafında bulunan süvügün üzerine bırakır, yorgun argın düşen kuşların kış güneşinde canlanmasını bekler, onlar canlanıp uçunca da büyük keyif duyardık.

Yaz aylarında avlu damına kurulan tahtın üzerinde akşam yemeğini yemek ve yıldızları seyredip, amcamın anlattığı Dodonun hikayesini dinlemek bize büyük zevk verirdi.

Hemen her gece yıldızlar arasından akıp giden bir cismi, aslında yolcu uçağını, amcam Amerikalıların Peyki(Uzay aracı) olarak adlandırırdı.

Amerika’yı bir diğer yönünü dün akşam bu defa teyzemden dinledim.

Bir çay içmeye gidelim dedik hanımla. Her ikimiz de gittiğimiz o evde çok huzur buluruz. Teyzem, kızların çay getirmesinden önce kendi odasından, fındık, fıstık, üzüm, badem getirir, hemen önümüze koyar. Yemek, çay, üzerine tatlı hep biri birini izler. Bütün bunları kendi eliyle yapmaktan çok hoşlanır.

İzzet ve İkram sahibi Cenabı Allah’ın bizim evimizde tezahürü, misafiri en güzel şekilde ağırlamaktır.

Teyzem dün akşam iki şey anlattı.

“Küçüktüm, Çüngüş’te Ermeni koşmalarımız vardı. Annem beni onlardan birisine teşi istemeye gönderdi. Yaşlı teyze bana Teşi’yi(tahtadan ip eğirme aleti) verdi ve ardından, “kızım beylerimizi götürdüler, geri bırakmayacaklarmış, şimdi de bizi götürüyorlar, herhalde öldürecekler, aahhh aahhh DACİKLER ayakkabınızın yüzü ola dibi olmaya dedi ve ardından, eğer kızım geri gelirsek, teşiyi getirirsin, ama geri gelmez isek, bu teşi senin olsun” dedi.

(DACİK: Ermenilerin biz Müslümanlara Gavur deme biçimi)

Teyzem sonra onları toplayıp götürdüler dedi ve devamla,

“Çüngüş’te güllü bey diye birisi varmış, çete başıymış, düdenin bulunduğu yerde erkekleri ve kadınları toplamışlar, hepsini düdene atmışlar. Güllü bey erkekleri ve kadınları düdene atmadan önce soyar, üzerlerinde altın, gümüş ne varsa alırmış. Ama duyduğumuza göre çoğu kadın eteklerinin altına iç çamaşırlarına bağladıkları altınları        Güllü bey almadan önce açar gösterir ve onun almasına fırsat vermeden kendilerini düdenden aşağı atarlarmış. O yüzden annem derdi ki, bu olaylardan sonra hayrımız bereketimiz kalmadı.”

Teyzem ikinci olarak ABD de yapılan seçimlerde adayların biri birleri ile olan münasebetlerine değindi. “Adaylar seçim çalışmaları sırasında çok temiz bir dil kullandılar.

Olayları kişiselleştirmediler,

Ülke meselelerini nasıl çözeceklerine odaklandılar,

Özellikle televizyonda karşılıklı olarak tartıştıklarında, biri birlerini kıracak söz söylemediler,

Toplumun gerilmesine fırsat vermediler,

Hatta Obama, Mit Romney’in dar gelirlilerle ilgili olarak özel bir toplantıda söylediği ve bu kesim tarafından hoş karşılanmayan sözlerini bile yüzüne vurmadı,

En son bir araya geldikleri televizyondaki açık oturumun sonunda biri birlerine ve aile fertlerine mutluluk dilediler, bu durum çok hoşuma gitti” dedi.

Sonra yüzüme baktı bir şeyler söylememi istedi.

Ben de “Deze(Teyze) Ermeniler gitti böyle oldu” dedim.

HUKUKİ BİR ANALİZ:  Bundan birkaç gün önce ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası alanların yakınları ile ilişkilerini temin etmek üzere Cezaların İnfazı Hakkındaki kanunun 25.maddesinin düzenlendiğini söylemiş ve orada bu kişilerin ne tür haklara sahip olduklarını açıklamıştım. İşte 15 günde bir yakınları ile bizzat görüşme, yine 15 günde bir 10 dakikayı geçmemek üzere telefon irtibatı kurma  ve Vasileri ile görüşme v.s.

Türk Hukuk sisteminde 1 yıldan fazla hapis veya ağır hapis cezası alanlara VASİ tayin edilme mecburiyeti vardır. C.Savcıları Sulh Hukuk Mahkemesine açmış oldukları davalar ile bu insanların dışarıdaki işlerini takip etmek üzere bir Vasi tayin edilmesine karar verilmesini isterler.

Vasiler alınan karardan sonra hükümlünün dışarıdaki bütün işlerini Vasi sıfatı ile takip eder ve hükümlü ile istediği zaman görüşür.

Peki Vasi, hükümlü kişiye Avukat tutabilir mi? Tabii ki evet.

Üç tane beş tane isterse 10 tane Avukat tutabilir. Vasinin tutmuş olduğu bu Avukatlar hükümlü ile görüşüp istişarelerde bulunabilir mi? Ona hiç şüphe yok.