UMUDUMU KORUYORUM

Hiçbir Anayasa Maddesi, hiçbir kanun, hiçbir iç tüzük halkın iradesinin üstüne çıkamaz.

Anayasalar, kanunlar, tüzükler, yönetmelikler hep halkın kendi öz iradesini kullanmasının sonucunda belirlenen temsilciler tarafından, yine halk adına hazırlanan metinlerdir.

Bu metinler halk adına hazırlanır, halk adına yürürlüğe girer.

Yasama Meclisi TBMM si,Türkiye halkı adına kanunları yapar,

Mahkemeler Türkiye halkı adına kararlarını verirler.

Temsilcilerin hazırlamış olduğu yasalar bazen doğrudan yürürlüğe giremez.

Bu metinleri son inceleme yeri halkın maşeri vicdanıdır.

O maşeri vicdana müracaat edilir ve son kararı vermesi istenir.

Anayasa, İktidar erkini, isterse despot bir biçimde elinde tutan kişilerin iş başında olduğu zamanda hazırlanmış olsun, muhakkak halkoyuna sunulur,/yani o yöneticiler dahi, bu metinleri halkın oyuna sunmak mecburiyeti hissederler/.

Ak Partinin ikinci iktidar döneminde yapmış olduğu kısmi Anayasa değişikliği halkoyuna sunuldu.

Bu değişiklik halktan % 58 oranında evet oyu alsa da, milli irade bu şekilde tezahür ettiği için, kimse bir şey diyemedi.

Halkın yapmış olduğu seçime karşı seslerini yükseltenler, bugüne kadar hiç doğru bir şey yapmadıklarını er veya geç görmüşlerdir.

12 Haziran seçimlerinin en sancılı yüzü Mehmet Hatip Dicle hakkında verilen Milletvekilliğinin iptali kararıdır.

Bu kararın ortadan kaldırılması için çeşitli başvurular yapıldı, yapılıyor.

Bunların en önemlisi hiç kuşkusuz Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurudur.

Bu başvuru öncesinde, gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesi başkanı Sayın Haşim Kılıç’a fikrinin ne olduğu sorulduğunda; elbette bizim de söyleyecek bir sözümüz var demişti.

Ben bu sözden epey umutlanmıştım ve o umudumu hala koruyorum.

Şimdi kimileri Anayasada yapılan kısmi değişiklik ile bireysel başvuru hakkını kullanma tarihi 23.Ağustos.2012 dir, o halde Anayasa Mahkemesi bu yönde bir şey yapamaz demesin.

Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştiren düzenlemeler gerçekleşmiş ve yeni üyeler atanmıştır.

23.Ağustos.2012 tarihinin özel bir anlamı yoktur. Yasa koyucu tarafından bu tarihin belirlenmesinin amacı, Anayasa Mahkemesine sistemin tatbiki için süre tanımaktır.

Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruları değerlendirmek için 23 Ağustos 2012 tarihini beklemesine gerek yoktur. Anayasanın bu geçici hükmünü iptal eder ve işi esastan inceleyerek kararını verebilir.

Anayasa Mahkemesi Mehmet Hatip Dicle’nin bireysel başvurusunu inceler iken, Türk Hukuk Sistemine Uluslar arası anlaşma ve sözleşmelere aykırı olarak girmiş olan şu yasanın bu maddesine, bu yasanın şu maddesine göre değil, HALKIN İRADESİNİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE GÖREN BİR ANLAYIŞA GÖRE HAREKET ETMESİ VE HÜKMÜNÜ VERMESİ GEREKİR.

Anayasa Mahkemesi,

"Aday gösterilen(bu tabire dikkat edilmelidir) ve seçilen tüm Milletvekillerinin önündeki engeller, Milli İradenin bu yönde tezahür etmesi ile ortadan kalkmıştır, halkın kararı budur ve bu kararın gerekleri yerine getirilmelidir" derse, Türkiye Demokrasisinin rüşeym çağı sona erer ve olgunluk dönemi başlar.

TEBRİK: Bu yazı yazıldığında, TBMM sinin başkanı henüz seçilmemişti. Ama Cemil Çiçek beyin seçileceğine artık kuşku yok.

Bizim zamanımızda Cemil bey Adalet Bakanı idi. Tabii ki her Milletvekili gibi bizimde kendisinden çeşitli konularda talebimiz olurdu.

O, kendisinden olan taleplerimiz ile ilgili olarak, gerekli incelemeleri yapar, nelerin olup, nelerin olmayacağını kararlaştırdıktan sonra, Genel Kurulda bizi bulur, şunlar, şunlar oldu, şu olmadı diye bilgi verir, ilgililerine bizim haber vermemizi isterdi. Yani bizi onurlandırırdı.

O tam bir denge insanıdır.

Muhalefetin haksız eleştirilerine muhatap olduğu anlarda, onlara cevap verir iken hiddetlendiğinde, yinede itidalini korur, kırıcı olmamaya azami özen gösterirdi.

CHP si bu gün yemin edip, Parlamento faaliyetlerine katılmaz ise, MHP de kendi adayını çıkarmış olduğundan, Cemil Bey sadece Ak Partinin oyları ile seçilmiş olacak.

TBMM sinin başkanlığı gibi önemli bir göreve her fani, üyelerinin büyük çoğunluğunun vereceği oylarla seçilmek ister. Ancak bugünün gelişmelerine bakıldığında, bunun mümkün olmadığı görülüyor.

CHP si genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cemil Beye karşı bir muhalefetlerinin olmadığını söyledi. O nedenle Cemil bey en geniş uzlaşı ile seçilmiş bir başkan gibi görevini yerine getirecektir.

Tebrik ediyor, başarılar diliyorum.

ŞİKE: Türkiye  Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldrım’ın  başını çektiği şike skandalı ile çalkalanıyor.

Şike soruşturmasının iki sene önce başladığı ve toplanan delillere göre, suçun işlendiğine dair kesin bir kanaate ulaşılınca düğmeye basıldığı ortaya çıktı.

Fenerbahçe Spor kulübende yapılan araştırmalar ve özellikle hesaplar üzerinde yapılacak incelemeler neticesinde, kaynağı belli olmayan kimi harcamaların nereye gittiğinin hesabı sorulacak.

Hani Aziz Yıldırım Fenerbahçe kongre üyelerinin kimi harcamalar ile ilgili olarak sordukları suallere " o kadar da her şeyi karıştırmayın" demişti ya.
Onlar emre itaat ettiler karıştırmadılar, ama, şimdi kolluk güçleri bazı şeyleri karıştıracaklar.

Buda mı senin konun diyecek olsanız, yok vallahi umurumda değil. Vay be bu da mı başımıza gelecekti, diyecek insanlardan değilim. İş ve ticaret aleminde bunlar ahvali adiyeden işler.

Fenerbahçenin bu sene averajla şampiyon olması üzerine Trabzonsporlu kimi fanatikler ne demişlerdi.

Başbakan Fenerbahçeyi şampiyon yaptı.

Görün işte. Sayın Başbakanın başında olduğu hükümetin İç İşleri Bakanlığı, Fenerbahçe yöneticilerini, şike ile ilgili olarak 2 yıldan beri takip ediyormuş.

Ya Fenerbahçe ligden düşerse, bunu da mı Başbakan yaptı diyeceğiz.