VAY CHP VAY VE AMAN DİKKAT!

Siyasi Partiler dünya ve ülke meseleleri ile ilgili olarak görüşlerini hayata geçirmek üzere kurulurlar ve ilk hedefleri iktidar olmaktır.

Yani hiçbir siyasi parti ben muhalefette kalayım, 50-100 Allah ne verdi ise Milletvekili çıkarayım, iktidar olmasın, muhalefetin nimetlerinden yararlanayım, günümü gün edeyim demez, dememelidir. Aksi gibi onun siyasi bir parti olarak kabulü asla mümkün değildir.

Ama bizde normal zamanlarda yapılan seçimlerde bir parti var ki, zinhar iktidar olmak istemiyor. İktidar olmak için hiçbir çaba göstermiyor.

Milletten tek başına oy almak için bir gayret içersine girmiyor.

Hoş bu zihniyetle devam ettikleri sürece, milletin onlara gelin bizi idare edin diyeceği de yok ya.

Bakın köprülerin altından ne sular aktı, CHP yine eski tas, eski hamam. Akan berrak çağlayandan tasımızı daldıralım da bir bardak su da biz içelim demediler.

Kupkuru bir tarlaya benziyorlar.

Yıllanmış, yıpranmış, miadını doldurmuş, ekin ekilemez, ürün veremez hale gelmiş, çer çöpten ibaret xak ile yeksan olmuş, bir esatiri evvelin durumundalar.

Son nefeslerinde bile inkarlarından, ilhadlarından zerre kadar geri adım atmıyorlar.

Kur’anı okuduğunuz zaman, hemen her Peygamberin/Nebinin/ özellikle kendi yakınlarına, aman amcam, aman oğlum, aman babam, inkarından vazgeç, Allah’a teslim ol ki, senin için şefaatçi olayım, senin için dua edeyim demiş olduğunu görürsünüz.

Ama onların hemen hiçbirisinin bu nasihatlere, asla kulak asmadığının da hemen farkında olursunuz.

Hz. Muhammed Aleyhissalam amcası Ebu Talibe,

Hz.Nuh Aleyhisselam oğluna,

Hz.İbrahim Aleyhisselam babası Azer’e putlardan vazgeçin, Allah’ı bir tanıyın, şirkin sonu yok deseler de, onları bir türlü inandıramamışlar, sizin için Allah’a dua edeceğiz niyazları da, Cenabı Allah tarafından asla kabul görmemişti.

Bu iş böyledir.

İnsanoğlu bir kere sapmaya görsün, putlaşan nefsini tek taabbüd edilecek kaynak olarak düşünür, Musa’nın dediklerini kabul eden ve onunla birlikte Allah’a secde edenlere Firavunun yaptığı gibi, “ben sizin en büyük rabbiniz değimliydim, sizi yakalayacağım, çaprazlama olarak ellerinizi ve ayaklarınızı keseceğim, sonra sizin ölümlerden ölüm beğenmenizi isteyeceğim” deme bahtsızlığına düşer.

Düşer de Kızıldenizin ortasında günümüze kadar bir ibret levhası olarak çürümemiş cesedi kalır.

İşte şu CHP, şu yukarıda hikaye ettiklerimize ne çok benziyor.

Bütün gücünü bu milletin değerlerine karşı çıkmaya sarf ediyor.

Bırakın biz inandığımız gibi yaşayalım, bu ülkede herkes gibi eşit haklar içerisinde hayatımızı devam ettirelim, sizin inancınız size, bizim inancımız bize düşüncesinde olan insanları, hayır benim gibi olacaksın, eğer farklı olmak istiyor isen, benim tayin ettiğim zillete, meskenete mahkum olacaksın diyor.

Biliyorsunuz post modern darbenin en önemli örneklerinden birisi olan ve ileride bilim adamları tarafından üzerinde araştırma yapıldığında, insanlığa zulmün bu kadarı da olmaz dedirten bir dönemde, yani 28 Şubat sürecinde, çıkarılan yasalar, alınan tedbirlerle; meslek lisesi mezunlarının Üniversiteye girişte kendilerine sorulan suallere verdikleri doğru cevaplar, normal lise mezunlarının aynı sorulara verdikleri doğru cevaplara göre, daha az puan ile değerlendirilmesi sağlandı. Meslek lisesi mezunun değerlendirme puanı 0.3 sayısı ile normal lise mezununun değerlendirme puanı ise 0.8 sayısı ile çarpılması kabul edildi. Nerede ise 3 katı. Adalete bakın.

Böylece İmam Hatip Okullarına vurulmak istenen darbe tam yerini buldu.

Bu okulların orta kısımları kapatıldı.

Lise bölümüne giden öğrencilerin ise, Üniversiteye girişlerinin önü kesildi.

Başta İmam Hatip Liseleri olmak üzere, meslek lisesi mezunlarının Üniversiteye girişleri imkansızlaşınca, bu okullara olan rağbet azaldı ve çoğu kapanma ile yüz yüze geldi.

28 Şubat sürecinin bu sakim tutumu şimdi büyük eleştirilere maruz kalıyor, hatta bir siyasi partinin suç duyurusunda bulunması üzerine, o dönemin anlı şanlı idarecileri hakkında görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesi ile davaların açılması an meselesi.

Böylesine yetkilerin haksız ve adaletsiz olarak kullanıldığı sürecin bir ayıbı olan kat sayı problemini bundan önceki YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan bey ortadan kaldırmış ve çok şükür sorun çözüldü demiştik ki, CHP nin yeniden hinliği tuttu ve YÖK’ün almış olduğu kararın iptali için Danıştay’a dava açtığı duyuldu.

Ülkemizin gelmiş olduğu haklar ve özgürlüklerin eşit olarak kullanılmasındaki aşamaya bakıldığında, Danıştay ilgili dairesinin bu davayı reddedeceğinde hiçbir kuşkumuz yok.

Fakat böyle bir davanın açılması bile, binlerce öğrencimizin moralini bozacaktır.

CHP meslek liselilerin moralini ne kadar bozsam o kadar kardır düşüncesinde.

Din ve diyanete bu kadar düşmanlığı doğrusu hiçbirimiz anlamıyoruz.

Türkiye gibi % 99 u Müslüman olan bir ülkede yaşayacaksın, o ülke insanlarını idare etmek için yola çıkmış olacaksın, ama onların ne inançları, ne düşünceleri seni ilgilendirmeyecek ve bu insanlardan gelecek oylar da umurunda olmayacak.

Her seçim sonrasında biz niye halktan gerekli oyu alamıyoruz diye oturup konuşuyorlar, ahkam kesiyorlar.

Ya sizde gerçekten milletten oy alma kaygısı olsa, ülkeyi idare etmek gibi bir derdiniz bulunsa, ülkenin kangrenleşmiş bir sorunun bu şekilde çözümünden memnuniyet duyacağınıza, kalkıp ortamı yeniden bulandırır mısınız?

Oy mu?

Çoook alırsınız.

Bu adım karşısında Hükümetin derhal harekete geçmesi ve konuyu yasal zemine oturtması şarttır.

Aksi gibi çocukların imtihana girecekleri sırada gelecek olan bir iptal kararının tüm ceremesi Ak Partiye çıkar.

Aman dikkat!