YAKIN DEĞERLENDİRME

Ruşen Çakır bugün köşesinde Kazlıçeşme’de dün Ak Partinin yapmış olduğu mitingi yorumlar iken, öncelikle mitinge katılan Ak Partililerin sayısının CHP lilere oranla daha fazla olduğunu söylemiş. Sonra Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti için ne kadar önemli olduğu vurgusunu yapmış.

Kazlıçeşme Mitinginde Ak Partili seçmenlerin alanı tıka basa doldurmaları elbette büyük bir işaret. Bir milyonun üzerinde bir katılım ile gerçekleşen bu tür mitingler, dünyada kendi örnekleri içerisinde herhalde bir ilk durumundadır.

Şöyle düşünün bir  kere. Güneşli güzel bir Pazar gününde, çoluk çocuk ile deniz kıyısına gitmek var, piknik yerlerinde gönül eğlendirmek var, akrabai taallukatı ziyaret etmek var veya en azından terlik, pijama güzel bir kahvaltıdan sonra kah uyuklayıp, kah uyanarak televizyon seyretmek var.

Ama siz bunların tümünü bırakarak güneşin çatında akşama kadar, saatlerce ayakta bekliyorsunuz, gönül verdiğiniz liderin konuşmasını dinlemeye gidiyorsunuz. Acıkıyorsunuz, susuyorsunuz, hepsinden önemlisi ayakta duracak mecaliniz kalmıyor…

Hepsi o an için.

Liderin sahnede göründüğü an, bütün sıkıntılar bitiyor, o en büyüğü görmenin, alkışlamanın, yakın çevresine girip göz göze gelmenin hazzı bütün sorunları alıp götürüyor.

Bu toplantıya katıldığınız için,kimse size para vermiyor, kimse size madalya takmıyor, kimse size aferin demiyor. Ama siz görevinizi yerine getirmenin verdiği rahatlığı yaşıyorsunuz.

Vicdanen müsterih oluyorsunuz.

Orada bulunmakla ülkenizin geleceğinin inşasında sizinde bir tuğlanızın olduğunu ortaya koyuyorsunuz.

Örülen muhteşem saraya kimilerinin tuğla koyduğunu, kimilerinin harç kardığını, kimilerinin mala elinde düzeltme yaptığını, kimilerinin inşaat muhkem olsun diye su taşıdığını görmekten mutlu oluyorsunuz.

Hele USTA da başınızda olunca, keyfiniz ikiye, üçe katlanıyor.

Usta, SEVGİLİ VATANDAŞLARIM, KIYMETLİ İSTANBULLULAR, sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Buraya kadar gelme zahmetinde bulunduğunuz için, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum deyip, arkasından hizmetleri sıraladığında, elinizi vicdanınıza koyup, iyi ki de buradayım deme bahtiyarlığına ulaşıyorsunuz.

Ruşen Çakır o manzarayı gördüğünde Sayın Başbakanın Ak Parti için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım diyor.

Evet öyledir.

2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Sayın Başbakan kendi Milletvekilleri ile de istişareler yaptı.

Ben o istişareye çağrıldığımda, İran’dan yeni dönmüş ve bizleri tanıyan İran halkının bu konudaki isteklerini öğrenme imkanı bulmuştum. Tanıştığımız İran’lılar, Baş Nazir’a(Başbakan) söyleyin "aman hökömetin başından ayrılmasın" demişlerdi.

Aceleyle Meclisten ayrıldığımı gören bir Polis Memuru da aynı yönde beyanda bulunmuştu.

Bendeniz de bu görüşleri aynı ile Sayın Başbakana iletmiştim. Belki Cavit Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanı olmasını arzulamıyor gibi de algılanmıştı. Öyle değildi tabii.

Bugün bir kere daha aynı görüşün Ruşen Çakır tarafından paylaşılması ve bunun deklare edilmesinin sevincini yaşıyorum.

Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanı olması zamanı geldi. Tamam.

MERT NAMERT MESELESİ.

Sayın Başbakanın haksızlıklara asla tahammül edemeyen, bir haksız isnat ile karşılaştığında, ne var canım bunda deyip içine atamayan birisi.

Hani hep söyler ya.

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim,

Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım,

Çiğnerim, Çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım,

Mısraları ruhunun derinliklerinde yer etmiştir. Bu yaştan sonra o duyguları söküp atması, yerine başka, hadi daha modern! şeyler diyelim, koyması mümkün değil.

Gazeteci Nuray hanım da şu anda muhalifleri oynuyor, ya, hemen her toplantıda ağzına geleni söylüyor.

Ak Parti Hükümetleri, Tunceli’nin duble yollarını terör ile daha iyi mücadele edilsin, askeri araçlar daha rahat menzillerine ulaşsın diye yapmışlarmış… Allahu Ekber.

Niye ülkenin bir ucundan diğerine ulaşan yollar halkın rahatlıkla gelip geçmesi, işine gücüne, menziline kaza bela yaşamadan gitmesi için yapılıyor da, Tunceli’nin yolları terör ile mücadele edilsin diye yapılıyor!!!

Türkiye’nin bütün yolları ikili yol haline getirilip te, Tunce’linin yolları eski keçi yolu halinde mi bırakılsaydı?

Böyle bir durumda Nuray hanım ne söylerdi, olayı nasıl cevaplandırırdı?

Evet aynen şunları söylerdi. Bu hükümet Alevi vatandaşlara karşı, onları sevmiyor, onları vatandaştan görmüyor, iteleyip kakalıyor, düşünsenize bir kere bütün ülkenin yolları yapılır iken, onlara keçi yolundan evlerine gitmek kalıyor, bu tam bir ayırımcılıktır ve insan haklarına aykırıdır. Avrupalılar bu durumu gelip elbette yerinde inceleyecek ve Türkiye’nin neden bir Avrupa ülkesi olmadığını, olamadığını ortaya koyacaklardır. Nedir bu alevi vatandaşlara karşı tutumunuz, hani siz iyi Müslümandınız, Müslümanlık böylesine ayrımcılığa geçit verir mi? diyecekti.

İnsan bir kere muhalif olmaya görsün, altından girip, üstünden çıkıyor ve akla hayale gelmedik iftirayı atıyor. İşte o zaman da Başbakanın kafasının tası atıyor ve o kişi için Mert değil, Namerttir, deyiveriyor.

Elbette Sayın Başbakanımız, mitinglerde çoğu zaman yaptığı gibi, "Aaaah Nuray hanım aaahh, Ak Partiye muhalefet adına yanlış şeyler yapıyorsun, SENİN bu düşüncen altında BU ÜLKENİN BÜTÜN ALEVİLERİNİ BİZE KARŞI KIŞKIRTMAK, AK PARTİYE OY VERMELERİNİ ENGELLEMEK DÜŞÜNCESİ YATIYOR. BUNU ANLAMAYACAK NE VAR. BU YAPTIĞIN BÖLÜCÜLÜGE GİRER VE METRT’LİĞE SIĞMAZ" deseydi de, bu hanım ve avanelerinin çığırtkanlıklarını kendi yerinde dizginlemiş olsaydı.

İşte mal bulmuş mağribiler şimdi "Nuray Hanımın kılına dokunulur ise, sebebi Başbakandır" gibi gerçekten akıldan, izandan uzak laflar ediyorlar.

Güya Başbakan Nuray hanımı hedef haline getirmişmiş.

Evet Sayın Başbakanım. Şeytanın aklına gelmeyen, bunların aklından hiç çıkmayan hileler. Zehirle pişirip, ağu ile süsledikleri yiyeceğin zarar vermemesi için, Nuray hanımı korumaya aldırın.

Önemsemeyin, onlar hile yapar, ama Allah’ta hilelerini başlarına geçirir. İmam Hatip Saldırısını yarın ele alayım. Çünkü birkaç cümle ile geçiştirmek içimi acıtır.