YALAN TALAN DOLAN BİG BROTHER
Bu memleketin ruh kökleri ile irtibatı olmayan dernek, vakıf, veya bilmem ne etkinliği adı altında ne kadar kuruluş var ise , onlara çok iyi dikkat edeceksiniz.
Yaptıkları,yapacakları her hareketi kontrol altında tutacaksınız. Tutmak zorundasınız.
Çünkü onların büyük çoğunluğunun hangi amaçlarla kurulduğunu bu millet gayet iyi biliyor.
Şu mason derneklerinin, şu lions veya lioneslerin, şu çağdaş yaşamı destekleme adı altında faaliyet gösterenlerin memleketin birlik ve dirliği adına hareket ettikleri, yararlarının bulunduğu veya en azından yaptıkları/yapacakları davranışlardan milletin emin olduğunu söyleyebilir misiniz?
Çağdaş Yasamı Destekleme Dernegi Genel Başkanı Türkan Saylan’ın şu veya bu gerekçe ile ama Mahkeme Kararı ile evinin aranması , bakınız ülkede nasıl da bir cingarın çıkmasına/çıkarılmasına neden oldu.
Niye?
Çünkü o binlerce öğrenciye burs veriyormuş, bu öğrenciler özellikle fakir fukara takımındanmış, şimdi Türkan Hanımın evinde ve dernekteki evraka el konulunca öğrenciler burs alamayacaklarmış, aç açıkta kalacaklarmış v.s v.s söylenmedik laf kalmadı.
Kadın bir de kanser hastası olunca , herkeste bir merhamet bir merhamet. Fehmi Koru dahil.
Onun evinin ve derneğinin aranması Kanser hastalığına bir darbede biz vuralım diye değil ki. Bu haline rağmen işlemiş olduğu var sayılan bir takım suçlara/isnatlara ulaşılmış da ondan. Kolluk güçleri, Savcılar ellerine ulaşan ve suç işlendiği yolunda güçlü şüpheler bulunan kişiler hakkında işlem yapmasınlar mı? olayı görmesinler mi?
Evet görülmesin, bilinmesin, üstü kapatılsın, yok sayılsın, vazgeçilsin isteniyor.
Hem zaten Kültür Bakanımız, Ertuğrul Günay kardeşimiz de "ya arkadaş sen o hanımla ilgili bir takım isnatlar var ise, onu görme, kapat gitsin, büyütme" diyor ya. Artık Devlet büyüğümüz böyle söylüyor ise, yapılacak bir şey yok. Bırakacağız, bildikleri gibi memlekette at koştursunlar, çağdaş yaşamı desteklemek için verilen milyarlarca burs, ülkeye o anlamda yeni süvariler kazandırsın…öyle mi?
Hz.Peygamber zamamnında "eşraftan" birisinin kızı hırsızlık yaptı. İnsanlar Allah Resulüne gelerek "bu çok iyi bir ailenin kızıdır ve ailesinin bize faydası büyüktür, sen affet, bırakalım gitsin" dediler. O, Vallahi kızım Fatıma bile olsa, Allah’ın hakkını kimseye çiğnetmem, Adaletten sapmam, sizden önceki ümmetlerin helak olmasının sebebi, eşraftan birisi suç işlediğinde onu affeder, yoksul ve zayıflardan birisi suç işlediğinde onu cezalandırırlardı, ben bunu yapamam" diye gelenleri geri çevirmişti.
Şimdi Türkan Hanımın gerek evinde ve gerekse derneğinde yapılan araştırmalar, toplanan deliller yavaş yavaş ortaya çıkacak.
Bakalım kolluk güçlerinin ve Savcıların bu hanımın evinde arama yapmalarının bir sebebi varmıymış, yokmuymuş göreceğiz.
Burslar kimlere verilmiş, onlardan ne istenmiş anlayacağız.
Hem zaten hanımefendi olan biteni inkar etmiyor. Biz sadece ve sadece çağdaş yaşamı destekleyen ve şeriata karşı olanlara yardım ediyoruz diyor.
Bu son cümlede her şey gayet açık. Burs almak için Şeriata karşı olacaksınız ve çağdaş yaşamı destekleyeceksiniz.
Hiç birimiz kafamızı kuma gömmüyoruz veya kafasını kuma gömenlerin neleri sakladıklarını görmezden gelmiyoruz. Bugün herkes gayet iyi biliyor ki, şeriata karşıyız diyenler, biz İslama ve onun kurallarına karşıyız diyorlar. Bunu onlar da , biz de hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde kavrıyoruz.
Halkın % 99 unun Müslüman olduğu söylenen bu ülkede göz göre göre, açık seçik İslam karşıtı olmak üzere ayda 30 bin Üniversite öğrencisine burs verilmesini sineye mi çekelim.
Bu gençlerimizin Allah karşıtı, İslam karşıtı, din karşıtı yetiştirilmelerinin bu ülkeye çok büyük faydası var ise, elhak biz de desteğimizi sürdürelim.
Ama Allah ile, Kur’an ile, İslam ile çatışan bugüne kadar hiçbir kar elde etmemiştir, etmiyecektir.
Big Brother’lardan olduğu ifade edilen Dalan’ın durumuna bir bakılsın. Hiç ismi cismi bilinmeyen bir kişi olarak Rahmetli Özal tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına getirildi.
Belediye başkanlığında çok havalara girdi,gözleri gibi mavi hale getirdiği/getirmeye çalıştığı Haliç’i nerede ise kendi yarattığı havalarına büründü. Yaptığı ettiği bütün iş de bu idi. Zira onun eğer millet yararına başka bir işini biliyor iseniz, hatırlatın lütfen.
Bu aziz Millet onun balonunu kısa sürede söndürdü. İkinci kez onu belediye başkanı seçmedi.
Ankaraya geldi, Bakan falan oldu, ama buralar onu kesmedi, yeniden İstanbul’a ve edindiği emvalin başına döndü.
Karun kadar zengin oldu.
Üniversiteler, Hastahaneler, Sağlık kuruluşları, mülkler, köşkler, kaşaneler , denize nazır arazilerin sahibi oldu.
Big brother’imiz zenginleştikçe İslama, Müslümanlara vurmaya başladı ve Çağdaş yaşamın altına bir girdi, bir daha çıkamadı.
Şimdi hakkında ETÖ kapsamında soruşturma yapılıyor, ama o bir yolunu/ihbarını alarak/ yurt dışına kaçtı, bir daha dönmedi.
Evinde yasa dışı bir sürü silah bulundu.
Şimdi de İstek Vakfının arazisinde 10 lav silahı(dokuzu dolu) , 20 ses bombası,19 aydınlatma fişeği, 3 gösteri bombası,250gram C-4 patlayıcı, 10 El bomması, 10 el bambası tıpası,800 adet G 3 mermisi bulundu. Bu silahları İstek Vakfının arazisine koyduğu iddia edilen bir kısmı emekli, bir kısmı muvazzaf subaylar tutuklandılar.
Dalan , bu silahlarla kendisinin bir ilgisinin bulunmadığını söylüyor. Tamam. Ama ya tutuklanan kişilerle bir ilgisi var mı , yok mu? elbette Savcılar şimdi bu konuyu eni konu araştırıyorlardır.
Evet merhamet etmiyene merhamet edilmez. Buna sonuna kadar inanıyoruz.
Ama suça ve suçluya merhamet etmek, onun eylem ve işlemlerine göz yummak merhamet degildir.
O "merhamet severlere" diyorum ki,
Hani bir kötülük gördüğümüzde elimiz ile, yapamaz isek dilimiz ile karşı koyacak, bunu da yamaz isek kalbimiz ile hoş görmüyecektik" !!! ne oldu?
Dalanın benimle ilgili bir dolanını da yarın anlatayım.
23 Nisan 1923 yılında TBMM sinin açılması sebebiyle Çocuklarımız için ilan edilen Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum.