YARGI SAR SARMALA BENİ

Evvelki günkü yazımda insanımızın olur olmaz şeylerden maraza çıkardıklarını, bir anlık öfke sonucu büyük yaralanmalara, ölümlere sebebiyet verdiklerini belirtmiştim.

Darbe alan, darbe vuran her kim ise sonunda soluğu yargıda alıyor.

Onlar müracaat etmese bile zaten sistem eylem fail ve mağdurlarını getirip Yargının önüne koyuyor.

İşte bundan sonra "YARGI" sorunu başlıyor.

Şimdi şu hikâyeyi bir dinleyim bakalım, sonucunda ne diyeceğinizi gerçekten merak ediyorum.

Aşağıda E.Mailimi vereceğim, lütfen görüşlerinizi yazın.

Yıllar önce doğu illerimizin birisinde köy yerinde çocuklar kavga ediyor.

Her iki tarafın ailesi olay yerine koşuyor.

Çocukları gülerek biri birinden ayırıyorlar. Öylemi?

Tabii ki hayır, her zaman olduğu gibi bu defa aileler, kadın, kız, çoluk, çocuk, analar, babalar, dedeler biri birine giriyor. Yakalar paçalar tutuluyor. Ağzı açılmamış, torbaya girmemiş küfürlerin bini bir para.

Çocukların kavgasında büyüklerin "taraf" olmalarının yegane sebebi, "güç" mücadelesi.

Yani cehalet.

Hem de iflah olmaz bir cehalet.

Taraflar güç bela biri birlerinden ayrılıyor.
Ama evlerin damları ne güne duruyor.

Bu defa damlardan, sabah akşam gördükleri, bakmaya kıyamadıkları anaların, avratların, bacıların namusunun binini bir para eden galiz küfürler savruluyor.

Küfürde sesinin çok çıkmadığını düşünenler, bu defa silahlanıp artık "düşmanlarının" kapısına dayanıyor.

Evdekilerin de eli armut toplamıyor ya, onlar da silahlarını çekip, üç kişiyi öldürüyor ve kaçıyorlar.

Kaçış , kaçış.

Tam 15 sene.

Nihayet yakalanıyorlar.

Olayda iki kişinin ismi verilmiş.

Bir taraftan verilen ifadeler ve diğer taraftan balistik incelemeler sonucunda eylem failinin tek olduğu anlaşılıyor. Mahkeme yeni ceza kanununa göre, lehe olan hükümleri uygulayarak her bir eylem için müebbet ağır hapis cezası veriyor.

Yargıtay’da duruşma yapılacak. Avukat tutuluyor. 10 bin lira para veriliyor.

5 dakika için 10 bin lira iyi para.

Yargıtay dosyayı tasdik ediyor.

Avukat bey karar düzeltmeye gideceğiz. Ama bunun için 50 bin lira gerekiyor.

Vatandaş buluyor, buluşturuyor, 27 bin lira daha veriyor. Geri kalanı yemin billah getirecem, yeter ki evimize saldırı oldu, bunun üzerine olay meydana geldi, bu ispatlansın diyor.

Tamam diyor Avukat. Bu defa da "duruşmalı" istedim, Hakimlerle konuştuk, kararı bozacağız diyor.

Aradan 10 ay geçiyor. Karar düzeltmeden haber yok.

Vatandaş soruyor, ne oldu, bir karar çıktımı?

Avukat "valla birader Yargıtay çökmüş, milyonlarca dosya sıra bekliyor, ama bak sen de kalan parayı göndermedin" ikazını yapıyor.

Beyim Valla, billa parayı denkleştirmeye çalışıyorum, sözümüz söz yakında getirecem diyor.

Bilmünasebe İzmir Balçova Adliyesinde bir duruşmaya girdik. Hemşehrimiz haber almış, geldi derdini anlattı.

Ona "bak kardeşim tashihi kararda dosyanın 10 ay kalması mümkün değil. Hem zaten karar düzeltmede "duruşma" yoktur. Yargıtay C.Başsavcılığı dosyayı inceler, gerek görürse Yargıtay Ceza Dairesine gönderir, yoksa iade eder. Genellikle de iade olur. Bir araştıralım bakalım, sonra görüşürüz" dedim.

Çıktı geldi.

Hemen yanımdaki arkadaşı Yargıtay C.Başsavcılığına gönderdim.

Ağabey dosya 29.10.2010 da "karar düzeltme ile ilgili bir husus bulunmadığından, talebin reddi ile" dosya geri gönderilmiş dedi.

Dediğim gibi çıktı.

Sıra geldi 27.000 Tl ek ödemenin nasıl geri alınacağına.

Eline dosyanın gelişi, dönüşü ile ilgili bilgileri yazdım verdim. Git dosyanın akibetini sor, yine sana dosyamız sıra bekliyor, takipteyiz, duruşmaya gireceğiz gibi laflar ederse, elindeki yazıyı göster ve dosyanın mahalline iade edilmiş olduğunu söyle ve paranı geri almaya bak dedim.

Vatandaşın elinde Yargıtay Ceza Dairesindeki duruşmadan sonra 27.000 Tl nin verildiğini ortaya koyan bir kağıt var. Bu çok iyi dedim.

Gitti anlattı. Aynı mavalı okumuşlar.

Parasını istemiş. Yarısını dağıttık, bu Hakimler de niye böyle yaptı, öğleden sonra gel paranı verelim demişler.

Öğlen sonrası gitti, zarfın üzerine 27.000 rakamını yazıp parasını vermişler. Ve şu kağıdı imzala demişler.

Beni aradı, paranı say, kağıdı imzala gel dedim.

Zarfı açmasına kızmışlar ama, vatandaş parayı saymış, 13.500 Tl var diye telefon açtı. Hani paranın yarasını Hakimlere yedirmişlerdi!!! Mavalı var ya, o hesap paranın yarısını kesmişler.

Tamam , parayı alma gel konuşalım dedim.

Geldi son bir kez telefon aç, yoksa konuyu Baroya bildireceğiz söyle dedim. Gel paranı verelim demişler.

Gitti parasını aldı geldi.

Başlarında Yargıtaydan emekli bir Hakim var, bu Avukat bey de Hakimlikten gelme. Evet maalesef halimiz budur. Hiçbir iş, ama hiçbir iş kuralınca,hakça yapılmıyor. Biz çalışıyoruz, onlar yiyor.
toruncavit@hotmail.com.tr