YARSAVCILAR SUÇ VE SUÇLULARA NEDEN BU KADAR YAKIN

12 Eylül öncesinde kamu içerisinde de çeşitli dernekler vardı.
Mesala Polis teşklatında POL BİR, POL DER gibi.
Pol Derciler daha ziyade Sol görüşlü idi.
Pol Birciler ise milliyetçi muhafazakar kesim polislerinin kaydolduğu bir dernekti.
Daha sonra gayet iyi anlıyoruz ki, bu her iki dernek de, ileride gerçekleştirilecek darbelere zemin oluşturmak amacı ile teşkilatlanmışlardı.
Çünkü Polis teşkilatının bizatihi kendisi bu ülke için problem haline gelmişti.
Diyelim ki, sol görüşlü birisi emniyete düştü, mümkün ise sağ görüşlü ve Pol Bire kaydı bulunan polisler hemen işe vaziyet ederler ve anasından emdiği sütü burnundan getirirlerdi.
Aynı şeyi sol görüşlü Polderciler  muhafazakar zihniyetli bir kişinin emniyete işi düşmesi halinde yerine getirirlerdi.
İş öylesine çığırından çıkmıştı ki, zaman zaman her iki gurup polislerin Emniyet binaları içinde biri birlerine düştükleri,kavga çıkarttıkları olmaya başlamıştı.
Polislerdeki bu durum aslında bütün Türkiyenin sorunu haline gelmişti.
Aileler bile kendi içlerinde sağ sol diye büyük parçalanma içerisine girmişti.
Peki böylesine keskin parçalanma nasıl olmuştu da bütün ülkeyi kapsayacak hale gelmişti.
Güya ülkeye komunizm geliyormuş, artık komünist ihtilalin eli kulağında imiş, o açıdan herkes gardını alıyor, devrimciler gerçekleşecek ihtilalin Marksit Leninist bir yapılanmaya mı, yoksa Maoist bir Çin modeline mi evrilmesini tartışmaya başlamışlardı.
Buna mukabil milliyetçi, dindar, muhafazakar insanlar da Komünizm belasından kurtulmanın çaresi nedir, bu ülkeyi dinsiz imansız devrim yobazlarına terketmemek için neler yapılmalıdır, onun mücadelesine girmişlerdi.
İş çok garip bir hale bürünmüştü. Sağcıların kurtardıkları mahalleler, bölgeler, hatta iller ile solcuların nerede ise bütünü ile kurtalırlış bölge ilan ettikleri yerler vardı.
Aynı ilin içerisinde olsa bile, sağcıların kurtardığı yere, solcular, solcuların kurtardığı yere sağcılar giremez olmuşlardı.
12 Eylül ile birlikte özellikle kamuda ve emniyet içerisinde bu tür yapılanmalar bir anda sona erdirildi. Mensupların, ileri gelenleri yargı önüne çıkarıldı.
O zaman gerçekleştirilen 12 Eylül ihtilalini bugünün gözü ile görme imkanı olmadığından, hepimiz kamuda bu türden yapılaşmaların önüne geçilmesini , aynı karakolda görev yapan emniyet mensuplarının biri birlerini düşman görmelerinin engellenmesini çok alkışladık.
Kenan Evren ve arkadaşları emniyet içerisinde bu tür yapılaşmaları konuşmalarında çok ön plana çıkardılar. Ve 12 Eylül ihtilalinin ne kadar elzem olduğunu anlattılar.
Ama Gladyonun Türkiye ayağı yeni ihtilal girişimleri, 28 Şubat süreçleri, darbe planları, Light muhtıralar ile iyice gün yüzüne çıkınca, Polis içerisindeki yapılaşmanın da bu tezgahın bir parçası olduğu ortaya çıktı.
Şimdi Hakim ve Savcıların bir kısmının üye olduğu YARSAV mensuplarının  Ergenekon davasında izledikleri tutum bütün çıplaklığı ile bize YİNE NE OLUYORUZ sözünü söyletecek hale geldi.
Yarsav mensubu hakim ve savcılar nerede ise gözden sürme çeker gibi bu türden davaları milletin gözünden kaçırmaya çalışıyorlar. Verilen tutuklama kararlarını kaşla göz arasında hemen kaldırıyorlar. Millete Balyoz indirmeye çalışan eski 1.Ordu Komutanı Çetin Doğan bir içeride bir dışarıda.
30 yılı aşkın süreden beri bu mesleğin içerisindeyiz.
KCK operasyonlarında tutuklanan siyasi kimliği olan kişilerin dosyalarındaki delillerle, Çetin Doğanın dosyasındaki delilleri getirsinler ortaya koysunlar inceleme konusu yapalım. Bakalım hangilerinin dosyasındaki deliller daha vahim... Nede olsa onların Oktay Kubanı, Hamdi Yaver Aktanı var.
Hamdi bey ortama düşen yeni ses kaydında, Referandumun başarısız olması için, Abdullah Öcalandan yardım almayı düşünmüşler. Abdullah Öcalanın yardımı ne ola ki. Beyler konuşmalrında onu da nazara veriyorlar.
ABDULLAH ÖCALANDAN ORTAMI GERDİRMESİ İSTENECEK.
ONUN ORTAMI GERME KONUSUNDAKİ YETENEYĞİ NE.
ORAYA BURADA EYLEM YAPILSIN, SAĞA SOLA MOLOTOF KOKTEYLİ ATILSIN,KARAKOLLAR BASILSIN,
ŞEHİT CENAZELERİ ÜLKENİN DÖRT BİR YANINA DAĞILSIN, SERTLİK YANLILARININ EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜLSÜN,EVLERE ŞİVAN DÜŞSÜN... REFERANDUM BÖYLE SERT ESEN RÜZGARLAR İÇERİSİNDE BAŞARISIZ OLSUN.
Hamdi Yaver Aktanın konuşmaları  yasa dışı örgüt ile işbirliği yapmak, suç işlenmesini teşvik etmek,genç insanların ölümlerine sebep olacak adımları atmak değil midir. Ona bu hakkı kim veriyor.
YARSAV ÜYESİ OLMAK BİR TARAFTAN ERGENEKONUN HAMİLİĞİNE SOYUNMAYI, DİĞER TARAFTAN BU ÜLKEDE YENİDEN ŞAHANE ÖZEL HARP HARAKATI YAPMAYA MÜNCER OLACAK GİRİŞİMLERDE BULUNMAYI MEŞRU MU KILAR.
Bu nasıl bir iş.
Referandumun başarısız olması için Abdullah Öcalan ile işbirliğine soyunan bu YARSAVCILARA hukuken yapılacak bir şey yokmu. Hani Milletvekili dokunulmazlıklarından falan söz ediyorlar ya. Peki bu beylerin durumu nedir.
Bu sözler bırakın Sayın Başbakanın, Ak Partili bir Milletvekilinin ağzından çıkmış olsa idi, şimdi ortalık ne hale gelirdi.
Niye kimse bunlara hakkettikleri cevabı vermiyor.
Haklarında acilen işlem yapılması için harekete geçmiyor.
Yoksa Yarsavcıların suç işleme özgürlükleri mi var.
Demokrasi Paketine bu kadar yüksek sesle karşı çıkmalarının , avaz avaz bağırmalarının sebebi ne ola ki.