YAVUZ DONAT’A DİKKAT EDİN

Sabah yazarı Yavuz Donat’a dikkat edin. Bir süreden beri “ince ayarla”, referandum aleyhinde yazılar yazıyor.

Geçen gün babası kadar yakın olduğu Demirel’den Anayasa değişikliğinin referandum ayağı ile ilgili görüşlerini almıştı.

Yavuz Bey, Demirel’den mervi olarak şunları yazdı.

“Referandum tartışmaları siyasi bir olaydır. Bugün bu konu Türkiye’nin bir numaralı ihtiyacı mı değil mi? Yine bu konu Türkiye’nin hangi acil ihtiyacını çözecek, söylermisiniz? Türkiye’nin bir numaralı sorunu bu manşetlerde. 7 şehit haberi var. Türkiye’nin garnizonlarına toplu hücüm oluyor. Benim gözümde referandum bir numaralı mesele değil. 12 Eylül 1980le hesaplaşma yapıldığı söyleniyor. Neyin hesaplaşması yapılıyor.Aradan 30 yıl geçmiş.İntikam alacak idiyseniz, şimdiye kadar neredeydiniz. O ayrı bir olay. Bu olayda en büyük zararı biz görmüşüz”( Hayır bu işlerden her zaman en büyük karı sen elde ettin.Bütün dönemler sana yaradı. Ve sen Cumhurbaşkanı olduğunda,yani “Milletin Vesayetinden” kurtulduğunda; seni o makamda tutanlara bütün “borçlarını” ödedin. Bunu gayet iyi biliyoruz)
Yavuz Donat Cuma günü de, eski siyasetçilerin ağzından referanduma ilişkin görüşler aktardı. “Hocaların hocası.
Ankara-Hukuk'un eski dekanı.
Eski senatör.
Eski CHP yöneticisi.
12 Eylül'de bir fırtına esti "o da nasibini aldı... Elinden senatörlüğü alındı...
Ünlü ceza hukuku profesörü Uğur Alacakaptan'dan söz ediyoruz.
***

Dün Uğur Hoca'ya da takıldık:
- 12 Eylülcüler yargılanacak... Mağdurların hakları geri verilecek... Siz de mağdur olduğunuza göre...
Prof. Alacakaptan güldü:
- Bu yaz sıcağında millete iyi bir eğlence...
***

Prof. Alacakaptan:
Boş bir düşünce, lüzumsuz bir tartışma.
Hiçbir hukuki değeri yok.
Zamanaşımı dolmuş, neyi tartışıyorsunuz?

***

- Uğur Hocam... Velev ki 12 Eylülcüler yargılanacak olsa...
- Kimler yargılanacak?.. Nerede yargılanacaklar?.. En iyi yer galiba Fenerbahçe- Saracoğlu Stadı olur... Böyle bir dava kaç yıl sürer?.. Bunlar boş işler.

Ve Yavuz Donat eski siyasetçi Mehmet Keçecileri de konuşturmuş.
“Mehmet Keçeciler'e takıldık.
- 12 Eylülcü generaller yargılanacak...
12 Eylül mağdurlarının hakları iade edilecek... Davaya siz de "müdahil olarak" gireceksiniz?
Keçeciler "amanın ne güzel" diye güldü:
- Beni tekrar "Konya Belediye Başkanlığı'na" getirecekler mi?
Keçeciler 12 Eylül 1980'de Konya Belediye Başkanı idi de.

***

Mehmet Keçeciler:
- 4 yıl da milletvekilliğimi yidiler... Onu da geri virecekler mi?
"Askerler" 1983'te Keçeciler'i "veto etmişlerdi."
Etmeselerdi "milletvekili seçilecekti."
***

"Şakalaşmayı" bitirdik.
Ve işin "ciddi kısmına" geçtik.
Keçeciler:
12 Eylül'de en çok mağdur olanlardan biriyim... Öyle kızgınım ki.
Ama bugün bu tartışmanın kimseye yararı yok... Nafile tartışma.
Halkın içindeyim... 12 Eylül tartışması halka cazip gelmiyor” demiş.

Yavuz Donat bey kalemini kıvrak kıvrak  dolaştırıyor. Bir sağdan bir soldan(Kenan Evren’inin yaptığı gibi) insanları köşesine konuk ederek ve üç beş kelimeyle referanduma karşı çıkışlarını sığıştırarak,“DEMİREL” tavranı pekiştirmeye çalışıyor.

Demirel yıllar yılı sağ siyaset kulvarında,özellikle “mütedeyyin kişilerin” oyları ile ahkam kesti.

Bediüzzaman’ın Demoktarlara destek olunması gerektiği yolunda ,Isparta Barla’dan nebaen eden düşüncelerini tepe tepe kullandı.

Düşünsenize , adam karşımıza hem Ispartalı hem de Bediüzzamanın düşüncelerinin takipçisi, uygulayıcısı olarak çıkıyordu.Akan suları durduruyor, fakat “gemisini” de pek ala “yüzdürüyo” du.

Demirel’in Cumhurbaşkanı olmasından sonra “Muhafazakar Demokratlar” yıllar yılı ne çektiklerini anladılar.Ancak iş işten geçti.

Bu millet,Demirel ve (ne yazık ki )Mehmet Keçeciler’in alaya aldığı gibi 30 yıl öncesinin meseleleri ile uğraşmıyor. İşin o yönü tali bir mesele. Elbette geçmişte yapılanların bir hesabanın görülmesi lazım. Fakat aslolan geçmişin iğrenç yüzünün bugün millette açtığı yaranın kapatılması, esas gaye bu. Geçmişin kötülüğünü, hiç olmaz ise bugün silmek ve  yarına daha güvenle bakmanın yolları aralamak, buna çalışılıyor. Ve daha iyi bir demokrasi, daha iyi bir insan hakkı için tümden değiştirilmesi gereken yeni bir Anayasa için, “TEMEL” atılıyor.

Yoksa kimse Anayasa değişikliği ile uğraşırken, diğer hiçbir meseleyi gözden ırak tutun demiyor ki. Teröre karşı Demirel zamanında ne yapılmış ise, belki de beş fazlası şimdi her alanda icra ediliyor.

Yavuz Donat’ın Demirel’i ,Uğur Alacakaptan’ı , Mehmet Keçecileri Anayasa Referandumu aleyhine konuşturmasının bilmiyorum kendisine ne yararı var.

Yavuz Bey, onu bunu konuşturak, Anayasa Reformunu/referandumunu/ “beyefendiden” aldığı ince bir taktik ile,olumsuz yönde baltalamaya yönelik çabalarını fahş etmek istedim.

Gezgin gazeteci , o dedi, bu dedi,şu dedi, ne dedi “yi” bıraksın, bir kez olsun bu kadar önemli bir meselede kendi fikrini söylesin.

Anayasa reformuna/doğal olarak Referanduma/neden karşı, yok eğer değilse , hangi sebeplerden ötürü destekliyor, açıklasın.