YENİ DÜZENLEMELER/ULUSAL BARIŞ BAYRAMI

Hır gür içerisinde CMK nunda yapılan değişiklek tasarısı, TBMM sinde kabul edilerek yasalaştı.

 Kanun imzalanmak üzere Sayın Cumhurbaşkanına gönderilecek.

Cumhurbaşkanına giden Kanunlar 15 gün içerisinde incelenip neticelendiriliyor. Yani TBMM si tarafından kabul edilen yasalar ya imzalanıp Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra yürürlüğe giriyor veya Cumhurbaşkanı tarafından tekrar incelenmek üzere TBMM sine geri gönderiliyor.

Ben bu son çıkan yasanın Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kısa sürede imzalanarak yürürlüğe konulacağını zannediyorum.

Zaten Cumhurbaşkanları TBMM si tarafından kendilerine gönderilen yasaların çoğu zaman usul incelemesini yapıyor ve özellikle Anayasaya aykırı bir yönünün olup olmadığına, TBMM si iç tüzüğüne uygun olarak yasanın çıkarılıp çıkarılmıdığına bakıyor. Yani Cumhurbaşkanları TBMM sinin çıkarmış olduğu yasaların “yerindelik” inceleme yapması söz konusu değil. Çünkü böyle bir yetkileri yok.

Esasen Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bey, kamuoyu hassasiyetlerini çok iyi bilen, halkın içinden gelmiş, onlarla beraber olmuş, onlar gibi yaşamış, hala hayatını bu biçimde sürdüren birisi.

İktidar Partisi tarafından getirilen ve TBMM sinde kabul edilen yasa tasarısı halkın istek ve ihtiyacından kaynaklandığından, Sayın Cumhurbaşkanı belki de 15 günlük süreyi beklemeden yasayı onaylayacaktır.

Kabul edilen yasa ile sanıklar yargılandıkları davalarda kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri bir dil ile savunabilecekler. Bu hususta yapılan düzenleme sadece sözlü savunmaları kapsıyor. Yoksa yazılı biçimde Mahkemelere verilecek olan savunma dilekçeleri yine Türkçe olacak.

Ayırım gözetmeksizin iyi halli sanıklar eş ve yakınları ile Cezaevlerinin mahrem bir bölümünde bir arada kalabilecekler. Bu süre asgari üç, azami 24 saat olarak sınırlandırıldı. Bu haktan yararlanabileceklerin işledikleri suçların nevine bakılmayacak.

Taksirle işlenen suçlardan ötürü alınan ve azami haddi 5 yıl olan hapis cezaları ile kasden işlenen suçlardan yukarı haddi 3 yıl olan cezalarda, sanığın istemi ve C.Savcısının onayı ile erteleme talep edilebilecek.

Ağır hastalık ve kocamışlık gibi sebeplerle cezaevi koşullarında hayatını idame ettiremeyecek olanların cezaları iyileşinceye kadar ertelenebilecek.

Ailenin iş ve işlemlerinin devam ettirilmesinde veya kurulu işin devamının sağlanmasında hükümlü kişiye önemli bir görev düşüyor ise, cezanın infazı en fazla iki kez olmak üzere 6 şar aylık sürelerle durdurulabilecek.

Hamile bayanlarla ilgili cezanın infazını durduran düzenlemeler var.

18 yaşından küçük çocukların almış oldukları cezaların infazında yeni iyileştirmeler getirildi.

Haftalık telefon görüşmeleri iki katına kadar çıkarılabilecek.

Ben ana başlıklar halinde bunları sizinle paylaşmak istedim. Aslında bu ülkede kanın durması halinde üzerinde özenle durulan Anadilde eğitim hakkı, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi konulardaki düzenlemelerin hızla Parlamentodan geçeceğini düşünüyorum.

Gözden kaçmaması bakımından bundan iki ay önce yapılan yeni Büyükşehir Belediyelerinin kurulması ve bu belediyelerin yetki sınırlarının yeniden belirlenmesi, yerel yönetimlere soluk aldırmak bakımından çok önemli bir düzenleme idi.

Hadi örnekleyelim.

Diyarbakır’ı ele alalım.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok.

Seyrantepe Diyarbakır’ın ana damarı. Seyrantepe’den Şanlıurfa, Silvan, Ergani ve şehir içine gidiş istikametindeki tüm yol, üst, alt geçit düzenlemelerini Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yapamadı. Niye? Çünkü bu işler için param yok dedi.

Öyle olsun. Eldeki paralar rantabl kullanılsa idi, şu anda Ulaştırma Bakanlığının yapmış olduğu tüm düzenlemeler, Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılabilirdi. Belediye yapmadı/yapamadı. Hükümet işe el attı ve bu hizmetleri bitirme noktasına getirdi.

Seyrantepe de yeterli çalışmayı yapamayan Büyükşehir Belediyesi, çıkan yasa ile tümü kendisine bağlanan ilçelerin, köylerin işini nasıl yapacak? Çüngüş’ün Avut, İbikkaya, Seferuşağı köylerine, Çermik’in Ayno(Bircemal), Göktepe, Gözerek köylerine nasıl hizmet götürecek.

Aslında bu yasa görüşülür iken, Ak Partiden bir bayan Milletvekili ile konuyu biraz konuştuk. Yasa tasarısı üzerinde muhalefetin itirazlarını hatırlattı. Ben muhalefetin boşuna öküz boynunda tren çekmeye çalıştığını söyledim. Ak Parti döşediği raylar üzerinde hizmet akışını sağlayacak adımlar atıyor ve bize yerel özerklik verin gibi malayani taleplerle ortaya çıkan BDP lilere önemli bir mesaj veriyor. Buyurun size yerel özerkliği çağrıştıran Büyükşehir Belediyesi. Alın idare edin, hizmet götürün.

Dediğim gibi ölümler dursun bir anda Dünyanın ekonomisi en iyi, demokrasisi daha güzel işleyen, çevresindeki ülkeler bakımından bile model rol ülkesi haline gelmemiZ, işten değildir. En fazla 5 sene sonra bütün dünya Türkiye’yi konuşur hale gelir.

Son olarak bir hususu belirteyim. Osman Öcalan’la Ruşen Çakır’ın yapmış olduğu röportajı okudum. Kandildeki yönetici kadronun, Abdullah Öcalan’a rağmen işe/barış girişimlerine/ taş koymaya mecallerinin olmadığını, yeteneklerinin sınırlı olduğunu ve barıştan başka hiç kimsenin bir çıkış yolu olmadığını söylüyor ve ilave ediyor, ya barış olur veya ülke hiçbirimizin tahmin etmeyeceği kadar bir kaosa sürüklenir. Ama barış konusunda onun ne kadar ümitli olduğu söyleşideki açık tavrı ortaya koyuyor.

Hükümetin attığı ve bundan sonra atacağı adımlar bizim ümitvar olmamızı sağlıyor. Galiba silahların bırakılması halinde, hemen herkesi kapsayacak bir af yasası pekala gündeme gelebilir. Siz bazı çevrelerin böyle katliam sanıkları, şöyle bölücülere af mı gelecek, bunu Türk halkı asla kabul etmez gibi teranelerine bakmayın. Silahlar bırakılsın, af çıksın, yeminle söylüyorum, başta Türk halkı olmak üzere bütün Millet bayram yapar. Hatta yeni bir “ULUSAL BARIŞ BAYRAMIMIZ” bile olabilir.