ZALİMLER HEP BİRBİRİNE BENZER

12.09.2006 yılında Diyarbakır Koşuyolu Parkının yanındaki otobüs durağına termos içerisinde bomba konulmuş ve 7 si çocuk 10 vatandaşımız hayatını kaybetmişti.

Olay sanıkları olarak yakalanan Hikmet Topal, Burhan Güneş ve Murat Ekin büyük cezalar aldılar.

Sanıklardan birisinin Askerlik görevini yapmakta iken, izne geldiği ve o esnada hazırlamış olduğu bombaya patlattığı ifade edildi.

C.Savcısı esas hakkındaki mütalaasını verir iken, sanıkların bir kısım akrabalarının dağda olduğunu, diğer bir kısım sanıkların da lise yıllarından beri örgüte sempati duydukları, o sebeple bombaları patlattıklarını ifade etmişti.

Bu olayın akabinde Ofis semtinde boru içerisine yerleştirilmiş olan bombalı saldırıda biri asker olmak üzere 7 vatandaşımız yaralandı.

Bu eylemler örgüte mal edildi.

Örgüt olayı üstlenmedi.

Zira halka karşı yapılan bu eylemlerden ötürü örgütün büyük zarar göreceği ortada idi.

Koşuyolundaki otobüs durağına konulan bombalardan ötürü 7 si çocuk 10 vatandaşımızın feci şekilde hayatını kaybetmesi, başta Diyarbakır halkı olmak üzere, ülke çapında büyük üzüntüye sebep oldu.

Dağkapı semtinde bir Dershaneye yapılan bombalı saldırıda olduğu gibi Koşuyolu Parkı ve Ofis saldırıları, örgüt üstlenmedi. Örgütün amaçlarına bakıldığında, stratejik olarak bu eylemleri yapmaması gerekirdi. Örgüt yukarıda değindiğimiz üzere bu eylemleri üstlenmedi.Ancak örgütçü oldukları iddia edilen insanlar bu eylemlerde yakalandılar,yargılandılar ve ceza aldılar.

O eylemler sonrasında yapılan değerlendirmelerde, eylemi örgütün fanstantik guruplarının yapmış olabileceği söylendiği gibi, örgüt üyesi olarak yargılanıp ceza alan kişilerin derin güçlerin adamları olabilecekleri de ifade edildi.

Buradan ABD nin Boston Eyaletindeki bombalı saldırılara gelmek istiyorum.

Hemen başta belirtelim bu saldırıda hayatını kaybeden masum insanlardan Allah(c.c) mağfiretini esirgemesin. Hiçbir gerekçesi olmayan masum insanlara karşı yapılan bu saldırılarla ölümlere sebebiyet veren korkakların,güttükleri amaca ulaşmaları hiçbir zaman mümkün olmayacaktır.

 

Yeter ki, ABD deki saldırılar ile, Diyarbakır’daki saldırıların ve daha geçen gün ABD askerlerinin NATO güçleri eşliğinde Afganistanın Pakistan ülkesi sınırındaki saldırıda yok yere  7 Afgan çocukla birlikte 4 Afgan kadınının katledilmesi ve onlarcasının yaralanması arasında bir fark görülmesin.

Yeterki ile başlayan cümleyi kurmamın sebebi, vicdanın aynası olan Adaletin herkes bakımından aynen uygulanmaması halinde, herkesin kendi cenazesine ağlamak gibi bir bencilliğe girme tehlikesine işaret etmek içindi.

Ama biz Müslümanız, Diyarbakır saldırısında hayatını kaybeden masum insanlara da, ABD nin Afganistan’da katletmiş olduğu çocuklara da, ABD nin Boston eyaletinde haksız yere öldürülen insanlara da Allah’tan rahmet diliyoruz.

Dünya insanlığını birkaç defe yok edebilecek silahlar ABD nin elinde. Onların bu gücüne karşılık dünyanın kimi ülkeleri de nükleer silah elde etmek için çaba gösterdiler. Bu çabalarında başarılar olanlar var. Hiç kuşkusuz bu silahlar o ulusların elma şekeri ihtiyacını gidermek için yapılmıyor.

Bu anadan işte bu danalar çıkıyor.

                     ASKER AİLELERİNE YARDIM

Oğlu askerde olan ve muhtaç durumda bulunan ailelere aylık 250 lira yardım yapılacağını açıkladı Sayın Başbakan. Bu arada terörde hayatını kaybedenlerin yakınlarından bazılarına bir, bazısına da iki iş imkanı sağlanacak.

Aaahhh aaahh yoksulluk çekmeyen gerçekten bu paranın ve sağlanacak iş gücünün ne anlama geldiğini bilmez. Zerre kadar riya katmadan söylüyorum, verilecek bu para ve sağlanacak bu iş gücü, ilaç gibidir ilaç…

Emimin anlı şanlı gazeteciler bu olayı ya hiç görmeyecekler, sütunlarına alıp işlemeyecekler veya kısacık, küçük puntolarla haberi geçiştirecekler.

İnsan Ankara,  İzmir, İstanbul gibi şehirlerde yaşayınca, hele tuzu kuru, ekmeği taze olunca, Anadolu insanının yaşamış olduğu sıkıntılardan zerre kadar haberdar olmuyor.

Ama daha dün Iğdır’dan döndüm. Bu ve buna benzer haberler insanlarda büyük sevinçler yaratmış vaziyette.

Evladımız askerde biz muhtaç durumdayız, gün oluyor evimize bir parça ekmeğin girmediği oluyordu. Ama Allah Tayip Beyden razı olsun, bizi ekmeğe, katığa kavuşturdu. O bizi düşünmese kim düşünecek diyenler oldu. Hele terör mağduru insanların yakınlarının bir veya ikisinin işe alınması, Dicle kıyısında bir keçi kaybolsa ondan Ömer mesuldur, zihniyeti yeniden hayat buluyor, İnşallah öyle bir gün gelir Ömer’in oğlu Abdulaziz dönemini yaşarız ve kimse bir başkasına muhtaç olmaz, devlet yardım edecek fakir insan bırakmaz dediler.

Bu ülke eskiden de hükümetlere sahipti, anlı şanlı Başbakanları, bakanları vardı. Ama bugün yapılanlar daha önce yapılmıyordu. Sosyal yardımlar( ki bunu özellikle CHP liler çok eleştirdiler, eleştiriyorlar, Ak Partinin bu yolla milletin oyunu para ile satın alması olarak değerlendiriyorlar) milleti naçar halden kurtardı. Çok şükür aç ve açıkta insan kalmadı.

Eskiden Alman’yadan söz edilir iken, devlete herkese elini uzatıyor, fakir, fukara kimse yok o ülkede, çalışma imkanını kaybeden insanlara devlet yardım elini uzatıyor. Çocuklara Devlet para yardımı yapıyor dediklerinde, o ülkeye hepimiz çok öykünür, adeta hasretini çekerdik.

Şimdi ya onların benzeri veya bazı alanlarda daha iyisini Ak Parti hükümetleri yapıyor. Ne diyelim, Allah eksikliklerini vermesin.