BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ!?

Evet, sevgili okurlar.

Kültürümüze mal olmuş bir atasözü var.

“Görünen köy kılavuz istemez.”

Son günlerde CHP mutat olarak eski âdetini yeniden Türkiye’ye yaşatmak istiyor.

Yani 27 Mayıs’taki darbeci cuntanın yeniden “hortlatılmasının” hevesindeler.

Elbette ki 2023’teki “seçimlerden” şimdiden umutları kesilince bu kez olağanüstü arayışların peşine düştüler.

“İstiklal savaşı içeride yaşanıyor, 15 Temmuz’dan beter olursunuz” diyen Yeni Şafak Gazetesi yazarı İbrahim Karagül’ün dünkü yazısından bir iki paragrafı sizinle paylaşmak istiyoruz.

İbrahim Karagül şöyle diyor;

“Asıl istiklal savaşı Türkiye’nin kendi içinde yaşanıyor.

Anadolu’nun kurtuluşu için verilen mücadele Türkiye’nin kurtuluşu için bir kez daha veriliyor.

Ama tehdit Ege’nin karşı yakasında değil bu sefer saldırı içeriden geliyor, işgal içeriden yürütülüyor.

Bu, Erdoğan’ı devirmenin çok ötesinde bir hesap…

Çok azımız farkındayız belki.

Ama Türkiye’yi devirmeye çalışıyorlar.

Bu amaçla Çanakkale’de karşımızda olanlar kadar geniş bir ittifak kurdular...”

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Sayın Karagül’ün bu anlamlı yazısının önemli bazı cümlelerini inanın biz yıllardan beri söylüyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz.

Ama kime anlatıyorsun?

CHP anlayışının, bu memleketin varlığına yönelik çok tehlikeli bir unsur olduğunu yıllardan beri yazıyoruz çiziyoruz.

Ve diyoruz ki;

Türkiye için en büyük tehlike CHP’dir...

Türk milletine, Türkiye insanına, ülke bütünlüğüne yönelik çok büyük “düşmanca” anlayışları, benimsiyor...

Osmanlıyı deviren, bütünlüğünü kaybettiren ve hilafet-i İslamiye’yi darmadağın edip İslam ülkelerini başsız bırakmak isteyen temel unsur o gün ne ise bugün de CHP anlayışı da aynı rotada yürümektedir?

Kirli misyonunu aksiyona çevirme gayreti içerisindedir!...

2023 seçimlerinden şimdiden ümidi kesince, Allah var önünü de gören bir partidir (!) bu kez iftira kampanyası başlattılar.

Vay efendim “128 milyar dolar nerede?” gibi iftira yaftasını Erdoğan’a yapıştırmak istiyor.

Kurtuluşu iftirada ve yalanda arıyorlar.

Ama her zaman söylediğimiz gibi bu bir gerçektir ki başta devlet başkanı Sayın Erdoğan’ın yakın tarihimize dönüp göz atması gerekiyor.

Şu Kemalist ve sekülar anlayışı gözden geçirmesi lazım!...

Mevcut anayasayı yeniden irdelemesi gerekir...

Zira Türkiye’nin önünü tıkayan bu her üç kavram, gelen giden siyasetçiler, özellikle iktidara gelen siyasetçilerimiz, hele hele muhafazakârlığa sahip çıkan dini bütün olan devlet adamlarımıza hep, pranga olmuştur...

Onlara ayak bağı olup, verimsiz kılmıştır...

Çünkü, bu unsurlar iftira, yalan furyası oluşturmaktadır...

Ve dış orijinlidir.

İbrahim Karagül’ün dediği gibi bu kez düşman Ege’nin karşı yakasında değil, bu düşman Ankara’da karargah kurmuş!...

Yunanistan’ın, Frenkler’in İngilizlerin ABD’nin nam-ı hesabına faaliyet gösteriyorlar..

Bünyelerindeki temel faktör İslam düşmanlığıdır.

Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik dıştan beslenen birer hıyanet şebekeleridir...

Hıyanetliği bünyesinde taşıyan unsurlardan bir tanesi de, CHP’nin dün olduğu gibi bugün ortaya koyduğu siyasi anlayıştır!....

Bu itibarla objektif yazan, yalan söylemeyen tarih kitaplarını, hem de yabancıların diliyle yazılan tarih kitaplarına göz atılırsa, gerçekler tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıkacaktır diye düşünüyoruz.

Yazımıza başlık olarak kullandığımız “BEŞİNCİ KOL FAALİYETİ” ifadesi Sayın Erdoğan’a ait olup, biz de birebir katılıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle diyor;

“128 milyar dolar kampanyası, Türkiye’nin itibarını düşürmek ve yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülüyor...

Temennileri Türkiye’nin 1994 ve 2001’de olduğu gibi derin ekonomik kriz yaşaması, ardından siyasi değişime maruz kalmasıdır.

Hatta böyle bir felaket için fiilen beşinci kol faaliyeti yürütmeye de başlamışlardır...”

Evet, Sayın Başkan Erdoğan’ın ifade ettiği “Beşinci kol” bize göre Yahudi kökenli devşirmelerin Selanik’ten başlamak üzere İstanbul’un, yani Osmanlının bünyesine gizliden gizliye yerleşenlerdir...

Fransa’dan, İngiltere’den emir alan Siyonist zehirli yılanlardır...

Devletin derinlerinde gizlenen gizli, yapılanan mason localarıdır.

Bunlar CHP ile işbirliği  içerisindedirler...

CHP’yi meşrulaştırıp yıllardan beri halkın oyuyla meclise girebilmiş ve hep ana muhalefet partisi olarak görev almışlardır..

Çünkü, bu millet onların ne mal olduğunu bildiği için, iktidar şansı vermemiştir.

Tabi bu hal, onlar için bir şanstır.

Zira bu milleti yanlış yönlendiren mevcut darbeci anayasanın varlığı, bu şansı CHP’ye vermiştir.

Hiçbir zamanda ve hiçbir dönemde kendi bünyesini kargaşadan ve terörden arındıramamış bir parti olmakla beraber terörizm odaklarıyla gizliden gizliye işbirliği yapma gayretinde olmuştur...

Başta yıllar yılı memleketi kan gölüne çeviren 1960’taki İnönü’nün dediği “bu bir talebe nümayişidir”, Demirel’in dediği “kaldırımlar yürümekle aşınmaz” gibi kandırıcı ve aldatıcı ifadelerle memleket CHP’den kendini kurtaramamıştır.

Erdoğan, çok büyük yüreklilik göstererek bunların tehditlerine boyun eğmemiştir...

Ve, hep şunu söylemiştir.

“Biz kefenimizi giyerek yola çıktık.”

Bugün Cumhurbaşkanının bu ifadesi imandan gelen, inançtan gelen bir ifadedir.

Ve ilave ederek şöyle diyor;

“Kullu nefsin zaikatul mevt...”

Bu ayet-i kerimeyi okuyarak CHP’li Altay’a sert tepki göstererek “Her nefis ölümü tadacaktır” demiştir. 

Biz zaten bu yola çıktığımız zaman sonucuna hazırlıklı olarak yola çıktık.”

CHP ve anlayışına büyük tepki gösteren Devlet Başkanı, halkı ve inanan ümmeti yeniden ümitlendirmiştir, sevindirmiştir.

Ki halkta, milli iradeyi omuzlarında taşıyan bir devlet adamının, böylesine yüreklikler sergilemişini istiyor...

Erdoğan şöyle devam ediyor;

“Be ahlaksız, be edepsiz, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek yola çıktık.

Ölümden korkmadık, Menderes’in akıbetinden hoşnut mu oluyorsunuz?

Çünkü o akıbeti hazırlayan da sizdiniz.

Boşuna gayret etmeyin.

Evvelallah biz bunların hepsine hazırız, 15 Temmuz’da bunu gördük ve 15 Temmuz’u hazırlayanlara bu ülkeyi mezar ettik.”

Bize göre Erdoğan’ın bu ifadeleri her şeyi bitirir..

CHP’yi de bitirir, yanındaki yandaşlarını da bitirir.

AK Parti Grup Toplantısında konuşan Erdoğan, muhalefetin diline doladığı 128 milyar dolar ile ilgili de şöyle konuştu;

“128 Milyar doların akıbetini anlama arayışı olmadığı için, söylenen sözler de doğru olan hiçbir şey yok...

Ne rakam doğru, ne rakama yüklenen anlam doğru…

Baştan sona yanlış, baştan sona cehalet...”

Sevgili okurlar.

Erdoğan’ın böyle yüreklilik göstererek, bir asır boyunca Türkiye’nin başına bela olan bu politik şebekenin tutunacak hiçbir tarafı yoktur.

Millet zaten bunları istememiş, istemiyor.

İstemiş olsaydı, bir gün olsa dahi iktidara getirecekti..

Ama yüz yıl içerisinde kendi başına iktidarın yüzünü görmeyen bu partiye karşı bize göre yeniden bir milli mücadele anlayışıyla yola çıkmak lazım.

Millet, meşru zeminde artık yunanlılar gelmiyor, ama onlar çağırıyorlar.

Markolar yok, onları zaten bunlar temsil ediyor.

CHP, bu memlekete zarar veriyor, tehlikeli bir unsur olduğunu toplum da bilmelidir, anlamalıdır ve ona göre hazırlıklı olmalıdır.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı cumalar...