BU HAL ÜLKEYİ NEREYE GÖTÜRÜYOR?! (V)

Ne hazindir ki cevap veren yok! Vermeye niyet edip, cesaret gösteren de yok… Bir ketumluk, bir bilinmezlik, bir keyfiyet hasılıyla hâkim... Halk deyimiyle; üç maymun oynanıyor... Görmedim, duymadım, bilmiyorum... Ki bu hal-i perişanlık, bir asırdır süre gelmektedir...

***

Ne ülke idaresini eline alan siyasi irade, ne de milli iradenin bizatihi kendisi cesaret gösterip kronikleşen sağlıksız gidişatı, reçete üretip, durdurabilmiş değil… Gelen gideni aratır misali… Ülke ve millet zifiri karanlık bir tünelde yol almaktadır…

***

Sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel olduğu kadar inanç noktasında vahim bir “ahlaki yozlaşmaya” maruz bırakılmaktadır… Özellikle “Laiklik” denilen kavramla, bu ülke insanı bin yıllık geçmişe sahip tarihinden, örfünden, âdetinden, geleneğinden, ecdadının bıraktığı mirastan, alı konulmaktadır…

***

İslam diyarı olan ve her karış toprağı şüheda kanıyla yoğrulmuş Türkiye’de, bugün bile, “inancından, yaşam biçiminden, kültüründen, giyim ve kuşamından” dolayı dışlanmaktadır… İşte son günlerde “laik ataklara” giren bazı güruh kesimler, kadının “başörtüsüne dil ve el uzatır” hale geldiler…

***

Kimi hastane koridorunda, kimi otobüste, kimi çarşı-pazarda “başörtü hazımsızlığı” içerisinde, saldırganlaşacak kadar, salya akıtarak toplumun sinir uçlarıyla oynanıyor… Bu azınlık azgınlar aslında dün de vardı, bugün de varlıklarını sürdürüyorlar... Ne yazık ki bunu da “Türkiye laiktir” libası altında yapıyorlar…

***

Demem o ki hal bu iken ülkenin hal-i pür melali sağlıklı olur mu; elbette ki olmaz? Onun için de beş gündür aynı başlık altında sorguluyoruz, “Bu hal ülkeyi nereye götürüyor?” Tabi yanıt veren yok… Biz yine sorumuza yanıt verelim…

***

Bilmemiz gereken şudur... Memleketimizi bin seneden beri yöneten, idare eden, maddi ve manevi yönde bütünleştiren ana gerçek; iman şuuruyla nurlanan inanç kültürüdür. İşte bu noktadan hareketle bu iman ve inanç kültürü var olduğu müddetçe diyorum ki ülkenin geleceği her daim parlak olacaktır, berrak olacaktır. 

***

Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin kültürüyle, terbiyesiyle, inancıyla devlet milletle el ele verirse, inanın sevgili okurlar yeminle söyleyebiliriz ki en kısa zamanda yerküremizin en başta gelen devletlerinden birisi oluruz… Yeter ki samimiyet ve ihlas hâkim olsun… Ülke kısa zamanda büyük merhaleler elde eder...

***

Bu temenni ve beklenti noktasında sormak istiyorum, bu düşünce paralelinde acaba toplumun kaçta kaçı bu ümidi taşıyıp, bekliyor? Doğrusu kestirmek zor… Çünkü o kültüre sahip çıkan yok. Çünkü siyasette bölünme var.

***

Birileri çıkıp “en güzelini ben yaparım” diyor, ama iktidara geldiğinde yaptığı bir şey yok... Çünkü tarihi efsanevi CHP zihniyetine gelen-giden iktidarlar biat edici şekilde hizmet ediyorlar… Hiçbir şey yapmıyorlar, yapacakları da yok. 

***

Kaldı muhafazakâr partiler. Onlar da biraz ümit veriyorlar millete ama ne yazık ki “görünen köy kılavuz istemez” misali hal-i vaziyet büyük bir perişanlık taşımaktadır. Muhafazakâr geçinenlerin nerdeyse yüzde 75-80’i boş kulvarlarda rol oynuyor. Fırsat buldukça da ceplerini doldurmayı düşünüyorlar. Memleketin hayrına başka da bir şey düşünülmüyor. Geri kalanlar ne kadar samimi de olsa ellerinden bir şey gelmiyor, herhangi bir bağlantı da kuramıyorlar.

***

Hal böyle olunca şunu düşünmemek elde değildir... Memleket sahipsiz, kendi kendine yol alıyor… Bu yol seyri bir yere takılır, takılmaz bilemiyoruz. Ama gidişat sağlıklı değil…

***

Onun için de diyoruz ki, memleketin aslına dönmesi gerekiyor. Kültürüne dönmesi, ilim ve irfanına dönmesi gerekir. Bu dönüşü elde edebiliyorsa toplum, ümit var olunuz istikbal semâvâtı ve zemin-i Asya teslim olur yed-i beyzâ-yı İslam’a… Bediüzzaman Hazretlerinin tespiti bu yöndedir... Ki bu tespiti de yerli yerindedir.

***

Denir ya, ümitsiz de yaşanamaz. Millet umutlu olarak yaşayacaktır. Biz hepimiz inşallah imanla ve inançla geleceğimizi bekliyoruz. Aba ecdadımız Selçuklu ve Osmanlının birikimini bu memleket yine elde edecek ve o potansiyelle ülke yönetimini ele geçirecektir.  Allahû Teâlâ’dan ümit kesilmez.  Allah encamımızı hayreylesin.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar.