CHP’NİN MAYASINDA İHANET VAR!?

Evet, sevgili okurlar.

CHP anlayışı, kirli bir anlayıştır.

Darbeci bir anlayışa sahiptir..

Daima terör çağrısı yapan gizli bir şebekenin uzantısı gibidir..

Düne kadar bu faaliyetleri gizliydi..

Ama artık “bu anlayışını ve felsefesini” gizli icra etmiyor..

Bilakis, açık bir şekilde “toplumu terörize ediyor, terör yapılarına destek veriyor, darbe çığırtkanlığı yapıyor, Türkiye’nin düşmanlarına göz kırpıyor?”

***

Dünkü, Yeni Akit Gazetesini görüp okudunuz mu!?

Manşet haberi şöyle..

İsmet İnönü ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun “resimleri” yan yana konulmuş...

Haberin başlığı şöyle; “CHP’nin sicili ihanet dolu?”

Spotundaki ifadeler şöyle..

“1945 yılında Türkiye’ye sığınan 195 Azerbaycan askerini SSCB’ye teslim ederek şehit edilmelerine seyirci kalan CHP zihniyeti şimdi de Azerbaycan’a silah yardımı yapılmasını eleştirerek yeni bir ihanete imza attı.”

Haber şöyle devam ediyor;

“1-CHP yönetimindeki Türkiye 14 Mayıs 1948 yılında kurulan İsrail’i tanıyan ilk İslam ülkesi oldu.

2-1964 yılında Kıbrıs’a yapılması planlanan askeri harekat, tarihe Johnson mektubu olarak geçen uyarı sonrası dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından askıya alındı.

3-Türkiye’nin Suriye’de ve Irak’ta Türkmenlere yönelik gönderdiği askeri mühimmatı ‘DEAŞ terör örgütüne silah veriliyor’ kara propagandasıyla bağlamından koparttı.

4-Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Barış Pınarı askeri operasyonlarına karşı çıktılar. Türkiye’yi emperyalist politikalar gütmekle itham ettiler.

5-Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Libya ile yaptığı işbirliği Kılıçdaroğlu tarafından ‘Libya’da ne işimiz var’ sözleriyle eleştirildi...”

Altı ve yedinci maddeleri de biz ekleyelim..

6-Tarihi CHP ihanetlerinden birisi de Ecevit ile Erbakan’ın koalisyonu döneminde yaşandı.. Kılıçdaroğlu SGK’ya genel müdür olduğu dönemde, DİSK Genel Başkanı Kemal Türker’le işbirliği yaparak, işçileri sömüren ve devrimci geçinen bir sendikanın dayatmasıyla çıkartılan “İş Kanunu..”  Kanun bir bütün olarak, kötü niyetli işçinin, istihdam yaratan işverenlerin üzerinde hegemonya kurmasını içeriyor..

7-İş Mahkemelerinin işçiden yana yaptığı yargılama üslubunun, yansızlığının yitirilmesidir.

Zira açık ve net olarak adaleti, hukuku, gerçek adalet terazisinden çıkarıp mutlak bir mezalim yağdıran yasalarının yürürlüğe konulması..

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Gerçekten CHP anlayışı hiçbir zaman milli olamamıştır, olamaz ve bundan sonra da, olacağı beklenilmesin!..

CHP’nin ana kaynağı, dayanak noktası, İsmet İnönü’dür.

İsmet İnönü de kesinlikle ”seküler” bir yaşamı benimseyen, din imanı tanımayan, Kur’ana inanmayan “laikçilik” adı altında mutlak bir din düşmanı olmuştur..

Tarihte yaratmış olduğu vakalar silsilesinin başını çeken de Lozan’ın sahte zaferidir.

Zira Lozan’da kesinlikle “Memalik-i İslamiye’yi” Lord Curzon’un direktifiyle satmış bir haindir.

Yıllardan beri bu coğrafyada, hatta Türkiye’nin genelini sarmış PKK terör odaklarının varlığı CHP’nin gölgesinde oluşa gelmiştir..

AK Partinin iktidarı boyunca ve hele hele son 6-7 yıldır PKK terör örgütüne karşı verilen mücadele takdire şayandır..

PKK’nın bugün varlığı, sönmüş durumda..

Bu başarıyı ve mücadeleyi kimse inkâr edemez.

Bu da AK Partinin sayesinde olmuştur.

Ama buna rağmen, bugün PKK’nın sesi soluğu bölgede çıkmıyorsa da PKK unsurlarına tarih boyunca lojistik sağlayan KCK’nın varlığı hala sürmektedir diye düşünüyoruz.

Bölgenin gizli ermeni devşirmeleri, sosyalist, inkârcı, Marksist, laikçi unsurlarla, ulusalcı keferelerle işbirliği içinde hareket ederek, KCK’nin varlığına destek olmaktadırlar..

Onların gölgesinde KCK, PKK’ya hala da gizliden gizliye lojistik destek sağlayarak, ayakta tutmaya çalıştığını düşünüyoruz.

***

KCK denilen yapı; ne yazık ki yaşamın her alanında “nüfuz” edici bir etkiyle, faaliyet göstermektedir..

Kimi barolarda, kimi avukatlar bu yapının değirmenine “su” taşıdıklarını biliyoruz..

Çünkü bu sözüm ona savunma erki olan avukatlar, “meslekin” tüm ilkelerini çiğneyerek, hukukun, adaletin, avukatlığın, hele hele o cübbenin şeref ve haysiyetini rant uğruna “ayaklar” altına almaktadırlar..

İşçilerle işveren arasına rantları uğruna nifak tohumları ekiyorlar..

İşçileri işverenin üzerine, kışkırtıyorlar..

Enva-i hileye başvuruyorlar..

Hileli savunmalarıyla, bazı iş mahkemelerinin hâkimlerini de ne yazık ki, yanıltabiliyorlar..

Kendi lehlerine çıkardıkları kararlarla büyük rant temin ediyorlar..

Haksız kazanç sağlıyorlar..

Örnek vermek gerekirse..

Bakıyor ve görüyoruz ki Diyarbakır barosuna mensup, fazla değil, üç-beş tane avukat bu işin başını çekiyor..

Biri var ki işin baş aktörü

S.K. isimli bu avukat, “yaşananların” organizatörü ve kayıt dışı para kazananların da başında geliyor..

Devlete kıyıdan köşeden ancak vergi verebiliyor.

Kazandığı büyük meblağların vergileri kesinlikle verilmiyor.

Ve bu insan; yaptığımız araştırmalara göre avukatlık cübbesi adı altında KCK’nin nam-ı hesabına faaliyette bulunmuş..

Hatta hakkında, soruşturma açılmış!..

Tabi çok gizli tutuyor.

Nedense bir türlü açığa kavuşmuyor.

Bu itibarla diyoruz ki Türkiye genelinde olsun, bölgemizde olsun, meydana gelmiş ve gelmekte olan anarşik hareketler, terör unsurlarının varlığı KCK’dır ve KCK da PKK’nın çatısıdır..

PKK da CHP’nin yan bahçesidir.

Böylesine eleştirilere yönelik yazı serimiz devam edecektir.

En derin saygı ve sevgilerimle...