ÇIKAR KARŞILIĞINDA İBADET YAPILMAZ!? (V)

Sevgili okurlar…

Hak dini, Kur’an-ı Kerimin dilidir... Çünkü o dil, o ayetler ve beyan bizatihi Yüce Yaradan’a aittir… Onun kelamıdır… Son Peygamber Hz. Muhammed (S.AV)’in kalbi üzerine vahiy olarak inmiştir… İslam dini tüm semavi dinleri bünyesinde barındırandır!

***

Bu dine ve bu dile iman etmiş her kişi için kulluk görevi noktasında, ibadet olmazsa olmazdır... İslam’da “ibadet” inanan için, ebedi ve fani dünyada; rahmetin, bereketin, kurtuluşun kapısını aralamaktır…

***

Nitekim Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve onun teorisi durumunda olan Hadis-i Nebeviye, her satırında, her cümlesinde ve kelimesinde, son derece açık ve net bir şekilde vurgulayarak, müminlere bildirmektedir… Allah’ına itaat et ve ibadetini yap!?

***

İbadetin şekli her ne olursa olsun, illa ki o ibadeti “hulus-i kalple” yapman gerekir… Kul olma noktasında insan, ibadetin manevi üstünlüğü Allah’ın huzuruna çıkmış gibi, onu kâmil etmendir... Riyadan uzak yapılan her ibadet, sevap içerir!

***

İster birey düzeyinde kalsın, ister toplumsal bir bütünlük içerisinde yapılan her ibadet, aynı zamanda İslam’ın ve Kur’an-ı Kerim’in “manevi üstünlüğünün de” reklamıdır… Çünkü ona göre, kimi kalpler ihlaslı bir şekilde “iman” eder,  ümmet kervanına katılır!

***

Ehli iman, ehli ibadet sahibi olan, huzurun, güvenin, istikrarın, birliğin, dirliğin, eşitliğin, özgürlüğün, yardımlaşmanın, hak, hukuk ve adaletin tesisinde de daima tesis edicisi olur! Onun ruh aleminde, fani dünya yaşamında bu tesis ediciliğin, anti fikri ve eylemi söz konusu değildir…

***

Ne şirk ne de küfür, hiç bir şekilde vücut bulmaz! Yeter ki Hulusi bir kalbe sahip olabilsin! Bakınız, manevi atmosferi hayli yüksek olan, faziletli bir aya girmek üzereyiz! Ramazan-ı Şerif.. Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’in yeryüzünü nurlandırdığı bir zaman dilimi!

***

İşte bu “ibadet ayında” müminler kardeşlik duygusuyla, bütünleşirler! Yapılan her ibadet, katbekat sevap kazandırır.? Kişinin amel defterini zenginleştirir.? Nitekim kimi hadislerde böylesi bir zaman dilimi içerisinde yapılan ibadetler, normal zamanda yapılan ibadetlere göre, 70 kat fazladır…

***

Ki Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresinin 185. Ayetinde ifade edildiği gibi bu ayda Kur’an nazil olmuştur. Bu ayda Kadir gecesi mevcuttur. Büyük ihtimalle sahih rivayetlerin anlatımlarına göre de Kadir gecesinde bir bütün olarak indirilmiştir Kur’an-ı Kerim!

***

Bu itibarla bu ay Müslümanlar için, İslam dünyası için büyük bir fazilet kaynağı içermektedir… Bu ilahi faziletten uzak durmamak gerekir. İllaki onu yaşamak lazım… Mümkünse gündüzü oruçla, geceyi de namazla, niyazla geçirmek gerekir. Özellikle teheccüd namazını Peygamber Efendimiz (S.A.V) teşvik etmiştir.

***

Bakınız, Kur’an-ı Kerim’in İsrâ suresinin 79. Ayetine… Ayet-i kerime mealen aynen şöyle buyuruyor; “Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.”

***

Bu ayet doğrultusunda özellikle Ramazan-ı Şerif’te teheccüd namazını kaçırmamamız gerekir. Teheccüd namazı milyarlarca defa dünya malına bedeldir... Çünkü muhtevası ahiret sevabını insana kazandırıyor.  Demek ki hassas, uyanık ve dikkatli olmamız gerekir ki bu mübarek zamanın feyzini kaçırmayalım…

***

Kur’an bizi davet ediyor ve uyarıyor! Dolayısıyla her Müslümanın yapabileceği görev; özellikle bu ayda Allah’a yaklaşım içerisinde olmalıdır... Hz. Muhammed (S.A.V)’in ümmetinin bir ferdi olma şerefine nail olabilmektir…  Bu ayda yapılan ibadetler, kurtarıcı olacaktır.

***

İnsan ne kadar günah işlemişse de hatta Hadis-i Şerif’te buyrulduğu gibi iki vakit arasında yapılan günahlar bile siliniyor. Onun için Müslümanlar beş vakit namazına çok dikkat etmekle beraber, bir de bu ayda Ramazan orucunu tutmaları gerekir… Mümkünse de gece namazını kılmaları lazım... Bazı rivayetlere göre de teravih namazı da gece namazı sayılıyor…

***

Ne mutlu o insanlara ki, camiye gidip cemaatle teravih namazını huşu içerisinde kılsın. Tabi ki imkânlar ölçüsünde… O imkân yoksa da evde kılmalıdır… Şafak sökülünceye kadar bu namaz kılınabilir. Tek başına da kılınabilir. Ama cemaatle kılınması büyük sevap kazandırır.  Cenab-ı Allah’ın lütf-u keremidir.  Bu ümmete nasip ettiği gibi hiçbir ümmete nasip olmamıştır.

***

Efendimiz (S.A.V), sahabelerle beraber, büyük İslam müştehitleri, ulemaları, evliyaları bu aya ne kadar önem vermişse bize de ders-i ibret olmalıdır ki; biz de aynı o yol üzerine yürüyelim…

Eğer yürürsek, biz de mutlu oluruz…  Müslüman kardeşlerimize âcizane tavsiyemiz budur ki; bu aydaki ibadetler diğer aylara benzemez.

Kat kat sevap vardır.

Hele ki gece namazları insanı apayrı bir sevaba götürür.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar…