MEVCUT DÜZEN, DÜZENSİZLİKTİR!? (IV)

Sevgili okurlar…

“Mevcut düzen, düzensizliktir” başlığı altındaki sohbet serimiz devam ediyor… Bugün, dördüncü faslı icra ediyoruz… Şu dört günlük süre içerisinde, irdelediğimiz mevzuların ana teması; İslam Dünyasının hal-i pür melalini ortaya koyabilmektir… Ve bu minvalde, Müslümanları uyarmak!

***

Diyorum ki gaflet uykusuna dalan ümmet olamaz ve de olabileceği düşünülemez de! İslam ümmeti, tarihin bin yıllık sürecine baktığınızda hiçbir dönem “gaflet uykusuna” dalmamıştır… Kendini dalalete düşürmemiştir… Ama ne hazindir ki bugün hem gafletin hem de dalaletin derbederliği içerisinde; adeta kendini inkâr ediyor…

***

İşte Siyonist İsrail’in Filistin halkına yönelik zulmü! Bir avuç Yahudi, Müslüman kardeşlerimizin “kanını” akıtıyor… Sivil, asker, çoluk, çocuk, kadın, yaşlı, demeden; “soykırım” yapıyor! Ne acı bir tablodur ki İslam ülkeleri de olup bitene sükût kesilmiş vaziyette... Sanırsınız ki süt dökmüş kedi gibi! Suspus…

***

En vahimi de “Araplar o kadar çoğunlukta olduğu halde bir avuç Yahudi’nin hakkından gelemiyor” gibisinden laflar üretilmesi! Bana göre bu ifade çok yanlıştır, yabanidir ve yavandır... Yaşananları bu ifadeye indirgemek isteyen her kim olursa olsun, kendini pısırıklıktan ve korkaklıktan kurtaramaz… Irkçılık ve kavmiyetçilikle olmaz.

***

Burada Arap yok!.. Burada, dava İslam davasıdır… Müslümanlar var... Ve Mescid-i Aksa İslam dünyasının ilk kıblesidir... Gerçek şudur... “Bir avuç Yahudi bugün, Müslümanlara meydan okuyor…” Öyle ise, biz Müslüman toplumu olarak “cihada” hazır olmalıyız… Burada, Türk’ü, Kürdü, Arap’ı, Farısi yok... Her kim olursa olsun, ana kimliği İslam’dır ve Müslümandır…

***

Mademki İslam davasıdır ki öyledir. O zaman Müslüman olarak dik durup karşılarına çıkmalıyız. “La ilahe illallah” diyen herkes ümmet şiarıyla bir olmalıdır ve Yahudi’ye karşı koymalıdır… Ama o yok. “Vay efendim sen Arapsın, Yahudiler Araplarla kavga yapıyor” gibi meseleyi küçük düşürmeye çalışıyorlar…

***

İşte bu küçük düşürme hali İslam dünyasına yara veriyor, itibar kaybettiriyor… Zira Müslüman hangi coğrafyada olursa olsun, Müslüman’dır ve mümindirler.  Kur’an’ın hükmü var; “İnnemâ-lmu/minûne i?vetun...”  Yani; “Müminler, ancak kardeştirler.”

***

Hal bu iken, sormak gerekmez mi peki nerede ümmet ve mümin kardeşliğimiz… Hep ırkçılık üzerinde duruyoruz... Yaşananları hep Araplara yüklüyoruz… Diyoruz ki “Araplar bir avuç Yahudi ile başa çıkamıyorlar”

***

Diyorum ki dava Arap’ın davası değil ki... Dava Kur’an’ın davasıdır, muharref Tevrat’ı Kur’an’a tercih etme davasıdır. Şu hâlde İslam dünyasına sesleniyoruz. Bu ne haldir ki ırkçılık taassubuyla “Araplar bir avuç Yahudi ile başa çıkamıyor” denilip duruluyor? Bu hal, Müslümanların gaflet uykusuna daldığını gösteriyor… Etrafına bakmıyor, olup biteni görmüyor, her şeye at gözlüğüyle bakıyor.

***

Bu hal iyi bir hal değil… Böyle bir dünya yoktur ve olamaz. Sadece Arapların değil, tüm İslam dünyasının meselesidir bu yaşananlar. Eğer Yahudiler onlarla savaşıp ve başarılı çıkıyorsa o zaman peşinen İslam dünyası mağlubiyetini kabul etmiş oluyor.  Bu da İslam dünyası için bize göre bir rezalettir.  Eleştirilerimiz biraz ağır olabilir, ama öncelikle kendimize sesleniyoruz.

***

İslam dünyasının yeniden kendine çekidüzen vermesi lazım, toparlanması lazım, gençlerini eğitmesi lazım. Savaş eğitimini öğretimini vermesi lazım evlatlarına. Çünkü bu kavga yalnız bugün değil, bu kavga 1400 senelik bir kavgadır. Yahudi’yi nereden yakalıyorsa oradan yakalasın İslam dünyası ve mücadelesini versin. 

***

Bakınız, Tevbe suresinin 10. Ayeti bize şöyle sesleniyor;

“Lâ yerkubûne fî mu/minin illen velâ zimme(ten)(c) veulâ-ike humu-lmu’tedûn(e)”

“Bir mü’min hakkında ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirler. İşte onlar taşkınlık yapanların ta kendileridir.”

***

İnsanlık gözüyle mümine bakmazlar, sadece saldırganlık gözüyle bakarlar. Bu ayetin mefhumu muhalifi böyledir.  Mademki Kur’an bizi böyle yönlendiriyor, peki biz nasıl oluyor da Yahudilerle iş yapıyoruz, ticari antlaşmalar yapıyoruz ve onlarla nasıl barışık yaşayabiliyoruz?  Kendimizi sorgulamamız lazım... İslam dünyası olarak aklımızı başımıza alalım ve kendimize çekidüzen verelim.

En derin saygı ve sevgilerimle.