MİLLETİN BEKLENTİLERİ!? (II)

Dünden devamla sohbetimizi sürdürüyoruz.. Yıllardır hep ifade ederim, Türkiye’nin ivedi bir şekilde, “karma eğitim” sisteminden kendini kurtarması ve arınması lazım! Çünkü bu sistem hele ki laiklik kisvesi adı altında dayatılan eğitim ve öğretim müfredatı vahim derecede, nesli asimile ediyor…

***

Kaldı ki gerek akademik ve gerekse bilimsel yönden de; “karma eğitimin”, başarısızlığa neden olduğu gibi eğitimde kalite düşüklüğüne yol açmaktadır.. Sosyal yönde de, “ahlaki” olmayan hadiselerin vücut bulmasına neden olmaktadır… Bugün birçok dünya ülkesi, Batı ülkeleri dahi “karma eğitimden” geri adım atıyor...

***

Bakınız önceki gün Milli Eğitim Bakanı Yusuf  Tekin “karma eğitime” değinerek, “gerekirse kız okulları açabilmeliyiz” dedi... Bu çıkış ve söylem büyük önem arz etiği gibi yarınlar açısından da; “ümit verici?” Ki, halkın ekseriyetinin yıllardır “temel beklentisi de” bu yönde olmuştur?

***

Kaldı ki, “karma eğitim” hali hazırdaki yasalarda hiçbir şekilde ve koşulda, “zorunlu” değil... Anayasa’nın 10. Maddesine göre de “bütün vatandaşlar eşit haklara sahiptir?” Hal böyle iken, neden “karma eğitim” dayatılıyor. Yani bir veli çocuğuna karma eğitim aldırmak isteyen aldırabiliyor, ama ayrı bir eğitim hakkı istendiğinde, o hak verilmiyor?!..

***

Peki, nerde kaldı eşitlik, hak, hukuk, adalet? Ve tabi ki ülkedeki demokratik sistem?… Tabi benim karma eğitime karşı duruşumu birileri farklı algılayabilir, ya da öyle lanse edebilir… Pek umurumda değil... Ancak ben hiçbir şekilde “Kız çocukları okumasın” demiyorum... Bilakis, “ilim, irfan ve bilim” alanında, okuması gerekir.

***

Ancak karma okul ve sınıflarda, değil. Ayrı eğitim isteği, ilkokuldan başlamalıdır, ta ki Üniversiteye kadar.. Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan eğitimdeki kaliteyi inanın ki yüksek derecede katlar ve artırır... Karma eğitim, hem erkek hem kız öğrencilerin “eğitim ve öğretim” kalitesini düşürmektedir…

***

Erkeğin de kızların da kendilerine özgü farklı yetenekleri var.. Karma eğitimde bu yetenekler, yok oluyor... Birçok yetenek keşfedilmeden, heba oluyor… Bir diğer önemli etken de ergenlik çağlarında, hem kızların hem de erkeklerin “derslerden başka” alanlara yöneldiklerini görüyoruz…

***

Hatırlarsak Türkiye’ye ilk dayatılan “karma eğitimin” ürünü olan, Köy Enstitülerinde neler yaşandığını? Öğretmen olabilme adına kurulan bu enstitülerde, nice ahlaksızlıkların yaşandığı, tarih sayfalarında yer almaktadır... Aynı sınıfta ve aynı koğuşlarda kanalizasyonlarda nice ceninler çıktı? Çok fazla detaya girmek istemiyorum!?

***

Milli Eğitim Bakanı Tekin’in milletin beklentilerinden olan “kız çocukları için ayrı okulların açılması gerektiği” gerçeğine ilişkin beyanı, takdire şayandır… Desteklenmesi gerekir…

***

Velhasıl! Karma Eğitim dayatması yüz yılın pedagojik yanlışı ve pedagojik ham ölü olduğunu bilmek, gerekir.. Eşitliğin temel ilkesi de; “herkes istediği şekilde, eğitimini ve öğrenimini” alabilmeli… Türkiye insanının milli ve yerli değerleri, medeniyeti, inancı ve kültürü bugün değil yüz yıldır, “karma eğitime karşı” ve tepkili…

***

Bugün yakındığımız, feveran ettiğimiz, dizimizi dövdüğümüz, tüm “ahlaki erozyonların” ana müsebbibi bilmeliyiz ki, karma eğitimin bizatihi kendisi ve müfredatıdır… Çünkü ne yerlidir ve ne de millidir, aynı zamanda da ahlaki hiç değildir… Umarım Bakan Tekin’in bu çıkışı, somut adımlarla ikmal olur?

***

Değerli okurlar..

Bu millet, aziz bir millettir. Milletimizin tarihi şan ve şerefle doludur. Aba ecdadı olan Selahaddin-i Eyyubilere, Fatihlere, Osman Gazilere kadar bunların hepsinin çok büyük çalışmaları olmuştur.

Ülke ve millete çok büyük hizmetlerde bulunmuşlardır… Onların en büyük hizmetleri de hiç kuşkusuz ki “İslam’a “ olmuştur…

***

Dolayısıyla diyoruz ki; memleket insanı siyasetten çok büyük beklentiler içerisindedir. Bugünkü iktidar partisi olan AK Partinin başında da devlet büyüğü Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın var olması noktasında beklentiler daha çok ve yüksek düzeydedir…

***

Bakınız çeyrek asra varan zaman dilimi içerisinde bu halk “koşulsuz” ona güveniyor ve destek veriyor... 23 sene gibi uzun bir süreç kendisini iktidarda tutmaktadır.. Öyle inanıyorum ki Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarından elini çekmez bu millet! Bu itibarla biz de diyoruz ki AK Parti sosyal, siyasal, ekonomik alanda olduğu gibi artık “manevi alanda da beklentilere” yanıt vermesi gerekir…

* * *

Takdir edersiniz ki siyaset, nerdeyse yüz yıldan beri bu millete kendini inandıramamıştır. Toplum içinde oy verenler de oy vermeyenler de illaki bazı maruzatları ve beklentileri hep olmuştur... Bu itibarla yerine gelmeyen maruzatları ve beklentileri yüzünden elbette ki millet kuşku duymaktadır…

***

Dün de söylemiştik, camileri açmaları, medreseler, Kur’an Kursları vs. her şeyiyle dört dörtlük olan devlet adamı Recep Tayyip Erdoğan’ı millet artık bırakmaz inancındayız. Bu itibarla o da gerçekten gereğini yerine getiriyor. Ama siyasetin, yani partinin içinde bazı kırık dökükler de var. İnşallah onu da fark eder ve yavaş yavaş ayıklayıp gönderir…

***

Ne diyoruz? Bu parti milletin partisidir, lideri de Sayın Erdoğan’dır.

Sayın Erdoğan’ın çıkıp geldiği yer, Kur’an Kurslarıdır, Medreselerdir, İlahiyattır. Bu itibarla dürüstlükten, inancından şaşmaz.

***

E yüz yıldan beri siyasete gelip gidenler oldu... Menderes hariç Özal da hariç başka iktidara gelen elle tutulur, gözle görülür kimsenin bir icraatı oldu mu? Yok. Erbakan da çok değerli biri fakat iktidarda fazla kalamadı... Daha doğrusu bırakmadılar…

***

Her şeyden evvel kısacası, bu toplum CHP’nin şerrinden, kötülüklerinden, inançsızlıklarından kendini kurtarmıştır. Bir daha da ona iktidar şansı tanımaz. Yıllardan beri tanısaydı iktidara getirirdi, ama millet o şansı tanımadı. Çünkü CHP, her şeyden evvel milletin inancına karşı, camisine karşı, dinine karşı bir oluşumdur.

***

Defalarca yazdık çizdik. Ta bundan seneler evvel de aynısını söyledik. CHP’ye oy verilmesin, CHP’ye oy verenin nikâhını tazelemesi lazım dedik. Çünkü nikâhına şüphe giriyor, dinden çıkıyor dedik. CHP, inanç olarak küfre inanmış bir partidir…

***

Bu millet, İsmet İnönü’nün mezalimini daha unutmamıştır. İnanmayan bir kesim her ne kadar mevcut anayasa kendilerine siyasi hak tanımışsa da millet kendi inanç görüşü doğrultusunda iktidar şansını tanımıyor.

***

Çünkü bunların ruhu ve genleri Kur’an Kurslarına karşı, Medreselere karşı, cami ve cemaatlere karşı, dine karşı oluşan bir hizipleşmedir onların varlık nedeni? Bu hizipleşmeden millet artık bıkmıştır ve iktidar şansını vermemiştir, vermeyecektir diye de düşünüyoruz…

En derin saygı ve sevgilerimle.