PAZAR GÜNÜ SEÇİM, YANİ YARIN!?

Asrın seçimi için, yarın sandık başına gidiyoruz.. Milletçe “vicdani” sorumluluğumuzu yerine getirmek üzere, oyumuzu kullanacağız.. Oy demek, milli iradenin temsiliyeti demektir.. Zira söz konusu olan, ülkenin ve milletin yönetimidir.. Sandıktan çıkan sonuçta, kazanan her kim olursa olsun netice itibariyle 5 yıllığına ülkenin yönetimi için başa gelecek.. Ve ülkeyi o yönetecektir… Ki bu seçimde, iki oy kullanacağız.. Biri “yürütme” için, diğeri de yasama.. Yürütme, Cumhurbaşkanıdır, yasama ise Milletvekili.. Yani Meclis..

***

Milli İradenin “teveccühünü almak” her kişiye nasip olmadığı gibi, onun yüklediği sorumluluğun altından çıkmak da her kişinin işi değil.. Demem o ki; iktidar olmak önemli bir görevdir.. Ve vazife çok kutsaldır.. Yerine getirmek, daha bir üstünlük sağlayıcıdır.. Tabi bilene, anlayana ve verilen görevi “layıkıyla” yerine getirene, çünkü vebal büyüktür..  Ehil ve liyakat ölçüsü kadar, ülke yönetimini eline geçirenler “milli ve yerli” anlayışın da, öncüleri olması gerekir..

***

Yoksa, milletin oylarını alıp da menfaat grupları, rantiye, çıkar, kişisel makam ve mevkiye yönelik bir anlayışın etrafında kümelenilirse.. Devlet ve milleti değil de; “kendi menfaatini” gözeten olursa.. Her kim ve hangi parti olursa olsun..  İster sağcısı, ister solcusu, ister muhafazakarı ister liberali olsun.. Üstlendiği görevi kötüye kullandığı gibi, milli iradenin “temsiliyetine de” ihanet etmiş olur..

***

Ne diyoruz.. Milletin bünyesinde taşıdığı milli irade mefhumu günübirlik değildir.. Tarihseldir, asırlık zamana sahiptir.. Çünkü, iradesi tamamen aba ecdadının kültüründen, tarihinden ve inancından gelmektedir… Bu inançla, bu kültürle, bu tarihle ülkeyi yönetenlerin yeri, her daima milletin başı gözü üzerindedir… “Baş tacı” edilmiştir..

***

Ama velakin, tam tersine hareket ediyorsa.. Kupkuru manasız bir Cumhuriyet anlayışıyla, milletin örf ve adedini, gelenek ve göreneklerini, tarihini, kültürünü, inancını arka plana atıyorsa… İçi boşaltılmış bir cumhuriyetle, manasız bir laiklikle memleketi yöneten hiçbir anlayış, Milli İrade tarafından benimsenilmiş değildir.. Kaldı ki, idareyi elinde tutanlar da hiçbir şekilde sonuç vermez, ülkeye ve millete sadra şifa sağlamaz…

***

Kaldı ki, ülkenin ve milletin temel beklentisini içeren bir anlayışa sahip değiller… Ülke insanının beklediği görev, hangi parti olursa olsun milli kültürüyle tarihiyle, inancıyla, hemhal olmasıdır… Aba ecdadının yaşam tarzına uymasıdır.. Bununla ters düşüp de geçmişe yönelik son 100 yıllık inançsız içimize ithal edilmiş boş bir sistemle toplumu yönetiyorum diyenler, dün olduğu gibi bugün de her kim olursa olsun uzun ömürlü siyasi irade temsiliyetine sahip olamazlar. Millet derhal uyanır ve bu anlayışa kısa ömür biçer.

***

Hep ifade etmişimdir.. Selçuklu ve Osmanlı kültürüyle kendini donatan bir yönetim elbette ki başarılı olur. Ve sonuç da elde eder.. Çünkü milletin beklentisi bu yöndedir. Millet her ne kadar yıllar yılı içi boş bir sistemle yönetilmek istenmişse de, bize göre zorakidir.. Millet, iman mefhumuyla, İslam mefhumuyla, ecdad kültürüyle dopdoludur. Herhangi birileri rastgele görülen lüzum üzerine seçilip işbaşına getirilmişse de, hiçbir zaman milletin inanç ve kültürüyle ters düşmez, düşmemelidir…

***

Bakınız, Cumhuriyet Halk Partisi bu sınavı eksi puanla geçmiştir… Onun içindir ki, millet yüz yıldan beri “iktidar” olabilme görevini vermemiştir… Nedenine gelince? Zira, siyasi anlayış ve felsefesi İsmet İnönü’den gelmektedir.. O günden buyana, dinle, imanla, tarihle, kültürle kavgalı olmuştur.. Değerlerle, kutsallarla, mabetlerle oynanmaya çalışmıştır… Kökten değiştirme, asimile etmek, erozyona uğratmak için, çaba göstermiştir…

***

Tüm bu yaşananlara karşı hep ifade ediyorum, bu millet artık uyanmıştır ve ülkenin yönetimine onları layık görmemiştir.. İktidar yüzü göstermemiştir.  Milletimiz gerçekten her ne kadar yüz yıldan beri batıl bir sistemle yönetilmeye zorlanmışsa da, kültürü köklüdür, inanca dayanıyor, İslam esaslarıyla kaimdir.

***

Demem o ki, “milletin oyunu alalım, ondan sonra arkadan milletle ters düşelim” anlayışına bu millet, artık aldanmaz.

Milletimiz uyanıktır, yaşamasa dahi inanç bakımından çok mükemmeldir. Hiçbir zaman küfrü biat etmemiştir..  Bu millet köklü bir millettir. Tarihine, kültürüne, ecdadının inancına bağlı bir millettir. Geçici olarak da olsa yolun ortasında dahi tersi durumu fark ettiğinde tepki verir, geri döner, hesap sorar…

***

Bakınız, Cumhuriyet Halk Partisi kuruluşundan beri milletin imanıyla, diniyle, tarihiyle, kültürüyle oynamıştır… Camiler kapatılmış, medreseler kapatılmış, birçok din adamı, ilim adamı (cezalandırılmış, asılmış, kesilmiş) görevlerinden uzaklaştırılmış… Ki kimi de sürgünlere tabi tutulmuş idam edilenler bile var.. O dönemin gayesi, CHP’nin rejimi devletin kılcal damarlarında kökleşsin, yerleşsin millete yutturulsun.

***

Bedeller ağır olmuş olsa da, millet bunu yutmamıştır, çok yakında uyanmıştır ve o anlayışa geçit vermemiştir.

Bu itibarla mevcut siyaset ve siyasetle uğraşan siyasi partiler ve liderlerine acizane tavsiyemiz budur ki, siz bu milletten oy istiyorsunuz hem de milletle ters düşüyorsunuz; bu nasıl bir anlayıştır?! Haliniz, Milletin iradesiyle bağdaşmıyor..

***

Geri plana atıyorsunuz, şekli bir yönetim haline getiriyorsunuz devletin yönetimini…Ve buna da laiklik, Atatürkçülük, çağdaşçılık diyorsunuz.. Sizinkisi, milleti oyalama taktiğidir… Millet bunu kabullenmez!.. Dün olduğu gibi bugün de, gelecekte de bunun farkına vardığında, en ağır şamarı siyasetin yüzüne patlatır…

***

Netice itibariyle, yüz yıldan beri bu millet Cumhuriyet Halk Parti anlayışına, laikçilik anlayışına, Kemalizm anlayışına geçit vermemiştir ve bundan sonra da vermez. Bu milletin bilinen bir tarihi var, bir kültürü var.. Ve  hepsi ecdad mirasıdır. Bu mirasa sahip olan bir millet, emperyalist güçlerle dışarıdan ithal edilmiş laikçi bir anlayışla bu millet yönetilemez.. Onun için bunu yapanlar yüz yıldan beri milletin yönetiminden uzak kalmışlardır.

***

Millet hiçbir zaman inancını hiçbir şeye feda etmez. Dinini hiçbir şeye değiştirmez. Onun için siyasetçilere tavsiyemiz siyaset yaparken bol edebiyatla milleti aldatmasınlar. Millet er geç fark eder, yine alaşağı eder. Bu itibarla tavsiyemiz bundan ibarettir.

En derin saygı ve sevgilerimle….