TÜRKİYE’NİN SORUNLARINI KİM ÇÖZEBİLİR?

Sevgili okurlar!

Sizlerle, “Türkiye çok büyük sorunlarla boğuşuyor” başlığı altında 4 gün süreyle sohbet ettik. Ve bu sohbetlerimizde, denir ya ülkenin ve milletin hal-i pür melaline ilişkin, A’dan Z’ye tüm sorunları ve sorunların, muhatap ve etkenlerini, dile getirdik!

***

Siz değerli okurlardan da yoğun alaka gördüğümüz gibi, birçok mevzuya da vakıf olmamızı sağladınız! Teveccühünüz; bizi onure ettiği gibi, üstlendiğimiz misyon ve görev noktasında da, daha bir şevke yöneltmiştir… Gösterdiğiniz yakın ilgi ve destekten dolayı, teşekkür ediyoruz! Minnettarız…

***

Bugün de soruyoruz... Peki; “Türkiye’nin sorunlarını kim çözebilir?” Çünkü mevcut hal hiç de iyi bir hal içermiyor... Bu hal nereye kadar devam edecektir? Ne diyoruz; millet eşittir devlet, devlet de eşittir millet… Ama her koşulda, devlet tüm müştemilatıyla milletin hizmetindedir…

***

Toplumun büyükleri, toplumun hizmetkârıdır. Sorumlulukları, hassasiyetle, saygı çerçevesinde hizmet etmektir… Kuş bakışıyla değil, hizmetkâr anlayışıyla millete bakmak lazım… Ne yazık ki siyaset kulvarında ülke ve millet bunlardan ve anlayışlarından çok muzdariptir!

***

 

Bakınız, hiç kimse inkâr edemez! Eden, hakikatleri inkâr edendir... Bugün, memleket çok acımasız bir şekilde; “zamlar kuşağı” içerisinde veryansın ediyor… 1 Litre mazot, 40 liraya dayandı... Ki artışlar devam ediyor... Elektrik mi, doğalgaz mı, LPG mi, tüm akaryakıtlarda fiyatlar uçuk bir şekilde; artıyor... Ki yakıta gelen her bir kuruş zam, otomatikman yaşamın tüm alanlarına sirayet ediyor! Domino taşı gibi!

***

Fahiş bir hayat pahalılığı var! Bu gidişat nereye kadar sürecek; meçhul! Peki, 15-20 bin lira maaşla çalışabilen insan, nasıl geçinecek? Bir ev kirası, en düşük artık 10 bin lira... Emekli deseniz; açlığa mahkûm... Ya kazancı olmayan insanlar, nasıl bir yaşama mahkûm? Cevap verebilen var mı yok?! Ufukta bir çözüm bekleniyor, ama ümit noktası zayıf!

***

Nitekim Devlet, iktidar ve yönetimler böylesi vahşi hayat pahalılığı ve fiyatlardaki aşırı yükselişe ne gibi bir çare arıyor? Ya da çare bulabilecek mi?!  Vallahi arıyor mu, aramıyor mu o meçhulümüz!?. Kaldı ki çare arasa da ne yapabilir ki? Zira ekonomik olarak bizim Türk Liramız her gün biraz daha değer kaybı yaşıyor… Bizim altın potansiyelimiz de yok. Dolar zaten Amerika’nın? Ki paramızı ha bire hortumlayarak, yiyor bitiriyor. 

***

Yeraltı kaynaklarına istenilen düzeyde bir yönelme yok.  Büyük çapta yeraltı kaynaklarımızı gün yüzüne çıkarıp, paraya dönüştürmüş olsaydık! Ama o da yok... Üreten değil, tüketen bir anlayış yüz yıldır süre gelmektedir… Gelen giden hükümetlerin biri diğerini aratıyor. Hiçbiri teknolojiye el atmıyor. Ya da zengin kaynaklarına odaklanmıyor…

***

Görmüyorlar, ya da idrakten yoksunlar mı bilemiyorum! Kimse çıkıp, Türkiye’nin yeraltı zenginliği dünyanın birçok ülkesindeki yer altı kaynaklarından daha zengin ve üstündür… Bakır mı dersin, altın mı dersin, doğal gaz mı, petrol mu ne derseniz deyin hepsi var.  Ama bir türlü, onu yerin altından çıkaracak irade hedefe odaklanmıyor..

***

Sevgili okurlar…

Dün siyasi bir bürokratla sohbet etme imkânım oldu… Anlattıkları, der demez insanı karamsarlığa sürüklüyor... Çünkü anlattıklarının tümü hakikatleri içeriyor ve bu hakikatlere odaklanan ne yazık ki siyasi bir duruş ve faaliyet yok… Bir muamma…

***

Hâsılı kelam! Bu millet rahat bir nefes almayacak mı? Siyaset mekanizması toplumun, temel sorunlarına odaklanıp, çözüm üretici olmayacak mı?! Bakınız, millette büyük bir çaba, özveri var.. Tüm mağduriyetlere rağmen; ülkenin selamete çıkması açısından değil elini taşın altına, gövdesini koyar noktaya gelmişken, siyaset ister iktidar ister muhalefet olsun bir bütünlük içerisinde; “çözüm” sağlayıcı aklı ortaya koymuyor. Gününü gün etmekten başka bir şey yapmıyor? Bakalım sonumuz ne olacak?

***

Diyorum ki iş başa düştü gerçeğiyle millet olarak biz hal-i duruma bireysel çözümler üretebiliriz... Mesela, piyasaya bakalım, ne var, ne yok.  Var olan ürünleri çoğaltalım, yok olan ürünleri de üreterek var edelim... Piyasayı bu minvalde canlandırıp “fiyat artışına” çelme atabiliriz…

***

Yeraltı kaynaklarına da iş adamlarımız, el atmalı?! Üretime geçilmeli, istihdam yaratmalı. Ve buna öncülük edecek olan da siyasal iktidar olmalı! Bunu siyasetin iyi düşünmesi gerekir.

En derin saygı ve sevgilerimle.