BU BAYRAM VE HER ZAMAN
Dini bayramlarımız, bizleri bir araya getiren en değerli zaman dilimlerinden biridir.
Bunlar içinde Ramazan Bayramı bizler için çok farklı bir önem arz eder.
Çünkü, bir ay boyunca oruç tutanlar, sabır sınavını başarılı bir şekilde tamamlayarak, manevi kazançların sevincini bu bayramda en güzel şekilde yaşamaya çalışırlar.
Bu yüzden böyle günler, bizler için kutsal bir hediye sayılır.
***
Bu makaleyi yazmaya başlarken, başta oruç olmak üzere diğer ibadetleri yerine getirsin veya getirmesin pek çok insanın vaziyetlerinin aklıma gelmemesi mümkün değil.
Bu bayram ve her zaman, onların da mümkün olduğu kadar en iyi şekilde gönüllerini hoş etmeye, hatırlarını sormaya … toplumumuz için ne kadar yararlı olabileceğini hatırlatmakta yarar vardır.
Peki, bu insanlar için bu fedakarlığı yapıyor muyuz?
Doğrusunu söylemek gerekirse, genel anlamda pek yapmıyoruz!
Ama kalbimin sesini dinlediğimde herkesin sevgiye, mutluluğa… ihtiyaç duyduğunu ve bu bayramların başta sevinçli olmak üzere pek çok olumlu gelişmeye sebep olabileceğine inanıyor ve hissedebiliyorum.
Buna gerekçem ise, bu bayramın en güzel taraflarından biri, sadece inananlara değil, inanmayanlara veya inanç iklimine uzak duran insanlara bile sevinci, mutluluğu… tattırmaya sebep olabilmesidir.
Bu bayramın önemi sadece bu yönüyle ele alındığında bile ‘Şeker Bayramı’ olmayıp, şekerden ve baldan daha tatlı olup, insanlar arasında olumlu bir iletişimin gelişmesine neden olmuş ve olmaya devam edecektir.
***
Ramazan Bayramı denince, çocukluğumuz, çocuğumuz/çocuklarımız ve çocuğu olmayanlar akla gelebilmektedir.
Ayrıca, bu bayram, büyükleri de çocuksulaştırır.
Çocuklara bayramda giymeleri için önceden satın alınan Bayramlık ayakkabıların, gömleklerin … alışkanlığı kısmen de olsa günümüzde devam etmektedir.
Çocuklar, bunları bayramda giymek için günleri ve hatta saatleri bile sayabilmektedir.
Bu durum çocuklara bambaşka bir zevk ve mutluluk verebilmektedir.
Çocuklar, bayram günü yeni elbise ve ayakkabılarını giyer giymez, hemen diğer çocuklarla bir araya gelerek, ev ev dolaşıp şeker ve para toplamaktan büyük bir zevk alırlar.
Ayrıca, çocukların aile büyüklerinin ellerini öperek harçlık almaları onları daha da memnun eder.
Çocuklar denince;, zengin çocukları, fakir çocukları, sağlıklı çocuklar, hasta çocuklar, kimsesiz çocuklar, annesi ve/veya babası olmayan çocuklar, anne ve/veya babasından ayrı yaşamak zorunda bırakılan çocuklar, yol kenarında sakız ve mendil satmak zorunda olan çocuklar, dilenen çocuklar, yurtlarından ayrılmak zorunda bırakılan çocuklar… aklıma geldi.
Bu çocukların bir kısmı için Ramazan bayramı büyük bir hüzün, yalnızlık… anlamını taşırken, bir kısmı için ise sevincin, coşkunun… doruğa çıktığı günlerdir.
Onun için, bunların sevinçlerine… ortak olmaya çalıştığımız gibi, diğerlerinin hüzünlerini… hafifletmek için biz büyüklerin hassasiyet göstermesi gerekir.
***
Ramazan bayramında aile bireyleri, akrabalar, dostlar, komşular… ziyaret edilmeli, dargınlar barıştırılmalı, uzakta yaşayan akrabaların bayramını kutlamak için iletişim araçları kullanılmalı, hastanelerde bulunan hastalarımız için hastane (ler) ve geçmiş ölülerimiz için mezarlılar ziyaret edilmeli, özellikle çocuklara çeşitli hediyeler verilerek sevinmeleri sağlanmalı ve yoksulların yüzleri güldürülmelidir.
***
17 Temmuz 2015 Cuma günü başlayıp üç gün devam edecek olan bu bayramın; bizlere, ailemize, ilimize, öğrencilerimize, meslektaşlarıma, üniversitemiz çalışanı ve ailelerine, siz değerli okuyucularıma, köşe yazarlığı yaptığım gazetenin değerli çalışan ve yöneticilerine, ülkemize, islam ve insanlık âlemine hayırlar getirmesini temenni ederim.
Sözün kısası, HİÇ KİMSENİN DARDA KALMAMASI VE MUTLU YAŞAMASI DİLEĞİYLE…
Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim. İyi bayramlar…