BAĞLAR'A HAYIRLI OLSUN!..

Sevindiren bir gelişme; Bağlar'da "Kentsel Dönüşümün" start alması!… Biraz da, işte bu noktada "yüzümüzü" güldüren mevzuyu kaleme alalım!.. Tabi, takdiri de unutmadan..

Bağlar ilçesi..

Bu şehrin yaşayanı, göç edeni, siyasetçisi ve bürokratı!…

Bugün değil, çeyrek asırdan da fazladır!..

"Yılların" ihmalinin en yüksek derece "yaşayan ve yaşatılan, ilçemiz!..

En dehşetli çarpıklığı; "yüzüne" yansıyan tek ilçe!…

Sosyal, ekonomik..

Ve tabi ki, çarpık kentleşmenin, "vahim" dozajda olduğu bir, yerleşim yeri!..

Hele ki, terör ve şiddet..

Kırsaldan şehre göçün tek adresi olması!…

Dönemin, yerel yönetimlerinin "bencillik" arz edici, yönetimsel anlayışları!..

Denir ya, hepsi, ilçeyi "kıskaca" alan en büyük etkenler olarak karşımıza çıkıyor..

Ki nüfus ve coğrafik yönden 36 İl'den büyük!…

***

İlçenin ve halkın!.. Şimdilerde; "yüzü gülüyor?"… Çünkü, "o kahredici" makus talihi değişmeye başladı..

Seçim yasası..

Seçilme kriterleri..

Yasal mevzuat..

Bunların işleyişiyle, yerel seçimlerde "Başkanlık Mazbatası" kendisine verilen AK Partili Hüseyin Beyoğlu'yla, "ibre" tersine döndü..

Dün eksilerdeydi, bugün artık sürekli artılar var..

Doğrusu, Beyoğlu'ndan kısa sürede, Bağlar'a yeni bir çehre kazandıracağını beklemiyordum..

Nedeni de, "siyasi hasetler" yüzünden..

Gerek muhalefet olsun..

Gerek parti içerisindeki "kurtçuklar" olsun..

Ve gerekse de, bazı rant çevrelerinin "atacağı" çelmeler olsun!…

Bunların, "etkisiyle" "hizmete, çalışmaya, Bağlar'ı değişime ve dönüştürmeye" zaman bulamayıp, bunlarla uğraşacağı kaygısındaydım..

Ama o ne yaptı?..

"Ben lafa bakmam, hizmete bakarım" deyip, yürüdü..

***

İşte, bunun meyvesini de gün be gün alıyor…

Göreve geldiğinden bu yana takip ediyorum..

Gece-gündüz büyük bir "koşuşturmanın" içerisinde..

Örnek teşkil edici bir "sosyal belediyecilik" ortaya koyuyor..

Ev gezileri.. Çat kapılar.. İlçenin yeraltı ve yer üstü hizmetleri. Yollar, asfalt… Köy yollarının yenilenmesi.. Kavşaklar… Kaldırım.. İlçeyi "esir alan" metruk yapıların yıkımı!..

Ve ilçe halkıyla geliştirdiği, "diyalog…?"  Takdir edici… Nitekim, ilçe halkı ilk günlerin "etkisi ve tepkisinde" değil.. Bugün, hiçbir siyasi ve ideolojik fikriyat sahibi tepki vermiyor.. Bilakis, "helal olsun" diyor?..

***

Gelirsek, Bağlar için "hayal" olan projenin "gerçeğe" dönüşmesine!.. Ki Beyoğlu da "benim hayalim" dediği bir proje.. "Kentsel Dönüşüm..!'

Bağlar'ın Kaynartepe Mahallesi'ni kapsayan proje..

53 bin metrekarelik bir alan..

Kentsel projeyle bu alan, "modernize" edilecek..

İşte bu projenin "hayalden gerçeğe" dönüş müjdesi, hafta sonu Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi.. "Riskli alan" ilan edilen bölgenin projesini "onayladı"..

Karar da, resmi gazetede yayımlandı…

Başkan Erdoğan'ın her platformda dile getirdiği "şehir yapılanmasında" bu bölgede "yatay mimariye" önem verilecek..

***

Kentin bir yaşayanı olarak, elbette ki Cumhurbaşkanına teşekkür borçluyuz..

Ama bu işte, en büyük emeği geçen isim, Beyoğlu'dur…

Projenin "hayat" bulması ve Bağlar'ın makus kaderini değiştirme adına uzun süredir mesai harcıyor..

Diyarbakır ile Ankara arasında mekik dokudu.

Ki Diyarbakır’ın merkez dahil 17 ilçe Belediyesi içerisinde "kentsel dönüşüm raporu hazırlayan" ilk belediye..

Buarada, ön hazırlık olarak, ilçe kadar Diyarbakır'a yılların kamburu olan "metruk yapılar da" bir bir yıktırıldı…

Tehdit, şantaj ve araç yakmalarına rağmen Bağlar sokakları "arşınlanmaya" devam edildi…

***

Hele ki, "Pandemi" dönemindeki çalışmaları…

Hatta eşinin testi pozitif çıkması nedeniyle 14 gün zorunlu olarak eve kapanmasına rağmen "hizmetleri ve süreci" bir an olsun, aksatmadı..

Geçtiğimiz hafta, Diyarbakır'a gelen Çevre ve Şehircilik bakanı Murat Kurum'la "yoğun temas ve mesai" yürütmesi!..

İşte tüm bu çabaların semeresi olarak, Bağlar'a bir hayali, gerçeğe dönüştürdü?..

Umarım, tez elden Kaynartepe Mahallesinde "kentsel dönüşümün" kazması vurularak, modern bir yapıya kavuşacaktır?

Emeği geçen herkese teşekkürler..

Bağlar'a ve halkına; "hayırlı, uğurlu olsun"…

***

CÜBBELİ BALONU!..

Öyle ya!.. Ne afralar, ne tafralar yapılıyordu.. Ekran, ekran, gazete köşeleri dolaşıp duruyordu.. Öyle, pozlar, öyle "zihni frikikler" veriyorduk ki maazallah!.. Dinleyen, kendini "korku tüneli" içerisinde hissediyordu, "Türkiye böyle mi" diye?..

***

Ne diyordu, "kerameti kendinden" menkul Cübbeli hoca!.. Nara atıyordu?. Ey Devlet, Ey iktidar, ey Adalet, Ey Polis ve Jandarma!.. "Neredesiniz be kardeşim?.. Kimi kolluyor, kimi koruyorsunuz?. Hadi görevinizin başına.."

***

Baksanıza, Batman'da, Adıyaman'da!.. Güneydoğu'da selefi dernekleri, tarikatları, şeyhleri.. Hepsi "silahlanmış" vaziyette.. İki bin silahlı adam var.. Ben bunları biliyorum, hangi dernek, hangi tarikat, hangi şeyh hepsini biliyorum.. Savcılar, hakimler polis, beni çağırsın ifade vermeye hazırım"

***

İşte tüm bunları, soluksuz dedi de dedi!.. Biz ne dedik.? Gerek bu köşeden, gerekse de Uzay Haber'deki Büyüktimur'la Gündem programında konuştuk.. Araştırmacı-Yazar Mehmet Ali Altındağ, iddiaları "deli saçması" olarak ifade etmişti..  Adalet bakanlığı, Hakim ve Savcılar "biz bu baloncuya, üfürükçüye", Dini ve İslam'ı "ekranlara magazinleştiren", çapsız ve kalıpsızı bunu çağırın, bunun ifadesini alın, neme lazım diye seslenmiştik.. Peki, ifadeye çağırdılar da ne oldu, diyeceksiniz?..

***

İşte O cübbeli var ya!.. Her mevzuda olduğu gibi; yine Diyarbakır halkının deyimiyle "fıssek çıktı?".. Ne bir dernek ismi, ne bir tarikat ismi.. Yani somut, elle tutulur, işte bu diyebilinecek tek bir satır ifadesi yok!… Balon.. Balon.. Balon!.. Cübbeli Baloncuklarla; laf üretmiş?.. "Yalan ve iftira" mahiyetli baloncu cübbelinin yaptığının "Yargıda" bir suç teşkil ettiği yönü vardır.. Yoksa da, "yaramazlığına" karşılık, "ağzına biber mi sürülse?"… Bir daha "böylesi haylazlıkları yapmaması" için!?..

***

ÖNCE DÜMENE GEÇ!..

Bay Kemal'e "akıl hocaları" şunu demiyor mu?… Efendim.. Siz ülkeyi yönetmek istiyorsanız… İcraatın "başı" olmak istiyorsanız.. Siz teamül gereği; "lider ve öncü" olmanız gerekir!.. Kaldı ki, "Parlamenter" sistemden, "Cumhurbaşkanlığı" sistemine geçtik.. "Reislik" için, sizin "Reisliğe" hamle yapmanız gerekir… Ama, sizin siyasetiniz "davul-tokmak" misali!…

***

Bize diyorlar ki!.. Sizin Bay Kemal nedir bu "dışardan" gazel okuma hali.. Yetmedi mi?. 10 Yıldır kaçak güreşiyor.. Her gün, orada burada, ülke meselelerine dair, "ahkam" kesiyor.. Keserken de, "akla ziyan" polemiklere, meze oluyor.. Şunu yapın, bunu edin, şöyle yapmayın, böyle yapmayın diyerek; "bilgelik" taslıyor.. Nasihatte nasihat!..

***

Yüreği yetiyorsa.. Kalıbı kaldırabiliyorsa.. Buyurun gelsin; "o işin başına, icraatın söz sahipliğine" geçip; "nasihatlerini" somuta erdirsin.. Ama yok.. Ne aday oluyor, ne de "reisliğe" ben de varım diyebiliyor?.. Her seçim, "taşımalı…"

***

Bırakın, Demirtaş'ı, Meral Akşener'i "kendilerinin ülke yönetimine talip olma adına adaylık için, biz de varız" demeye!… Perinçek bile, 100 bin imza "toplayıp" ben de varım dedi!.. Ama Bay Kemal "yok" diyorlar…

***

Tamer'in dediği gibi!.. Bugün Cumhurbaşkanlığına "aday olmayan" bir kişi.. Yarın Parlamenter sisteme geri bir dönüş olursa, demek ki "Başbakanlığa da" talip olmayacak?.. İyi de "siyasetin cesareti nerde, liderliği nerde?".. Yoksa.. Onu da siz söyleyin; kendisine bırakırsanız "söyleyen biri gelsin" der… Neyse, Fatih Altaylı ne diyordu; "artık git be kardeşim?"..

***

DAĞ'IN ANKETİ?

AK Partili Hamza Dağ'ın "seçim" anketi.. İddialı açıklıyor.. Ve diyor ki, "bakalım kimin oyları düşüşteymiş, kimin oyları çıkıştaymış, bizden kopan siyasi partiler ne durumdaymış?"

Sonrası açıklıyor..

Kararsızların dağılımıyla;

AK Parti'nin oy oranı yüzde 42.6

CHP'nin oy oranı yüzde 24.2

HDP'nin oy oranı yüzde 10.4

MHP'nin oy oranı yüzde 10.2

İyi Partinin oy oranı yüzde 9.2 dedi..

Diğer partileri de,

Saadet Partisi yüzde 0.9

DEVA Partisi yüzde 0.6

Gelecek Partisi yüzde 0.1

Diğer Partiler de yüzde 1.8..

Rakamlara söylenecek bir söz var mı?.. Bence, son haftalardaki araştırmaların sonuçlarıyla denir ya bir aşağı iki yukarı, aynı…

 

GÜNÜN SÖZÜ

Gereği düşünüldü, dava dosyası "twitter jürisine" bilirkişi olarak gönderilecek?