BİTMEYEN İTTİFAK SENARYOLARI!

Yaz boz tahtası gibi..

Saat başı renk değişiyor..

Ki, vaziyet baş döndürüyor..

Yani bir istikrar, bir güven tesisi yok!..

Hal böyle olunca da, der demez bizler ve sizler için de, "yetti be kabak tadı verdiniz" ne olacaksanız olun da, bir bilelim..

Ama yine de yok!…

Öyle görünüyor ki, daha 1.5 yıldan fazla zaman bulunan seçime kadar; "bizi fena şekilde" rahatsız edecekler!..

***

Diyeceksiniz ki, olsa ne gezer!..

Tutturacakları bir dikiş var mı?..

Doğrusu, hal-i hazırdaki "Millet İttifakı" görüntüsü, "bir şeyleri" ikmale getirebilir, dedirtmiyor değil…

Ama burada da, "istikrar" söz konusu değil..

Ancak, yolda oldukları konuşulan ve keramet üretilen "ittifaklara" bakıldığında, "siz mi, iktidara geleceksiniz" sorusunu öne çıkarıyor!…

***

Ne mümkün!..

Ki, anketlerin beyanıyla, İp ve HDP'yi "işin içerisinden" çıkarırsanız!..

Hiçbiri ama hiçbiri, mevcut yüzde 10 barajını "aşabilmelerine" bile ihtimal vermiyor!..

Peki, gaye nedir, "böl, parçala ve yut" modeliyle, sözde Erdoğan'ı alaşağı edecekler…

"AK Parti'yi iktidardan" devirecekler!..

Hazin olan da, "iktidara alternatif" olabilme adına, ortaya koydukları bir şey de yok!…

***

Ne diyorlar.. DP, SP, YR ve BBP…

Yeni ittifakın senaryosundaki "ana akım" bunlar…

Eğer ki, "çatı" noktasında ikna edilirse, bir de İP var..

Ortak paydaları ve oluşumlarının ismi de, "Milliyetçi-muhafazakâr!"

İyi hoş, güzel..

Her oluşum bir yenilik, farklı fikirlerin de üretimi diyerek yola çıksak, zat-ı muhteremlerin, ahaliye vaatleri nedir?

***

Muhafazakârlık diyerek, "Türkiye'ye İslami bir yönetim" anlayışını getirebilecek misiniz?

Yani "şeriatı?"…

Milliyetçilik diyerek, Osmanlı'nın yönetim felsefesini uygulayabileceğinizi, yani padişahlık, halifelik…

Demiyorlar, deme gibi bir cesaretleri yok..

Bu arada, her şeyi bir tarafa bırakalım..

"Cumhurbaşkanı adaylığına" içinizden biri çıkamayacağına göre..

Ki İP'in lideri bile size çatı olsa…

"Başbakanlığa varım, Cumhurbaşkanlığına yokum" sözüyle, hesabınız ne!…

***

Demek ki gaye "üzüm yemek, değil..

Bağcıyı dövüp, bahçeyi ele güne bırakmak."…

Bu senaryo, size belki "meclise kapağı" atma fırsatı oluşturabilir..

Ki bu da, olasılık açısından "deveye hendek atlatmaktan daha zor"..

Ama siyasi geleceğiniz açısından, ilk virajda, Türkiye'nin siyasi partiler çöplüğüne atılmanız kaçınılmazdır!

Zaten kimsenin sizi kale de aldığını sanmıyorum!

***

Bu arada unutmadan!

Sol, sosyalist, radikal ve marjinal kulvarda da, "bir ittifak" senaryosu, yazılıyor!

Sorsanız kendilerini "demokrasi bileşenleri" diye tanımlarlar…

Sözde var, ama özde yok!..

Neyse, kimler var?..

Emep, TKP ve SP..

Uğraş verdikleri bir yol var, o da "bizden bir şey olmaz" ama, "Kürtlerin oyu, çantada keklik" misali, HDP'yi çatı yaparsak..

İşte o zaman bizden bir şey çıkar, sonucuna odaklı bir senaryo!

***

Peki, 2023’e yönelik bir “sonuç belirleme” güçleri olur mu?

"Belirleyeceklerini" söylüyorlar..

Elbette ki, partiler varsa, birileri de "iradesini" temsiliyet noktasında, tercih ediyorsa, kimsenin bir şey diyeceği yok!..

Ki olamaz da…

Hangi parti olursa olsun kendi cephesinde, seçim merkezli, yarışta "sonuca odaklı" faaliyet gösterir..

Siyasetin doğasında bu var..

Lakin, "olmayacak duaya da amin demek" sizce ne kadar doğru.. 

***

Vaziyet bu iken, sahi ya "sosyalizmi" getirme adına, bir vaatleri var mı!?..

Hali hazırda yok..

Tabi, henüz çatı oluşturma adına, HDP'nin hal-i vaziyeti de net değil? Kapanır mı, kapanmaz mı?

Daha önce sırtladığı bu "bileşenleri" bir daha sırtlar mı?..

En önemlisi de, "Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?"..

 TKP’den mi, EMEP’ten mi, SP’den mi yoksa HDP’li Demirtaş mı? 

Onu zaman gösterecek!

Daha yolun başındalar, senaryo "ham", rötuşları var...

***

Ne demişler!…

"Kararsızlık" en kötü karardan daha perişanlıktır..

Çünkü kararsızlık, eşittir "iradesizliktir?"…

Demokrasi bu kulvarda çok şeyleri söyletip, ikmale getirir..

Neyse, "yeni ittifak oluşumlarının" seyri seferi her ne kadar böyle ise de..

"İstikrar ve güven" açısından, Kemal Bey'in aksiyonel siyasi faaliyetinden ve Cumhurbaşkanı adaylığı noktasındaki "ikilemden" daha somut ve tutarlı!…

***

SİCİLİ TEMİZ!

Bilumum muhalefet cephesinde garip bir hal var! Mevcut "ittifak" dahil, yeni ittifaklar da.. Hepsinde, hala Erdoğan'a karşı "rakip" olabilecek, ne bir isim belirlemişlikleri var. Ne de, parti liderlerinden biri "cesaret" gösterip, ben adayım diyen!…

***

20 yıldır "iktidar’da" olan.. Ve iktidarın "ateşten bir gömlek olduğunu" giyeni de, yaktığı tartışılmaz olan, Türkiye demokrasisindeki, duruş.. Ve bugün bile, anketlerde en önde ve fark yaratarak, hala da birinci olan Erdoğan'ın karşısına çıkacak, "adam" bulamıyorlar.

***

Demek oluyor ki! Kendi mahallelerinde "sicili temiz bir isim" bulamadıkları için, hala da "muhafazakârların" bulunduğu mahallede gezinti yaparak, buradan birini çıkarmanın, gayreti içerisindeler.. Ki, kapısını aşındırdıklarına baktığınızda onlar da, Erdoğan'la var iken "kıymet-i harbiyeleri vardı" şimdi yok!..

***

Düşünüyorum, "iradesini" temsiliyet noktasında tercih eden muhalefet cephesindeki seçmen, hal-i durum karşısında, "çileden çıkmasın da, ne yapsın?".. Haksızlar mı?…

***

BİZE DE ZAM YOK MU?

Kim diyor? Kim demiyor ki..

Vaki mi, şu "hayat pahalılığı" içerisinde, zam istemeyen veya zam yapmayan, kişi ve Kurum!…

İşte Diyarbakır'daki toplu taşıma kooperatifleri de ayakta…

Biz de zam istiyoruz..

Gerekçeleri; benzine, mazota, vergilere gelen zam…

Halk otobüsleri ile minibüsçüler direniyor!

***

Peki, taraflar ne istiyor…

Kooperatifler 4 lira diyor, Belediye-Valilik ise çok, 3 lira olsun..

Bakalım pazarlık sürüyor, "nerde uzlaşırlar?"

Muhtemelen, 3.5 lirada uzlaşırlar..

İndir bindir de, aynı!

Kısacası "olan yine garip vatandaşa olur?"..

Bir halk deyimi vardır, "tabana kuvvet?"

***

GÜNÜN SÖZÜ

Osmanlı torunu olmamız, dine olan büyük hizmetleri sebebiyle övünülecek bir meziyettir. Bu ırkçılık değildir.