BU NASIL BİR NESİL?..

Günümüz neslini anlamak zor!!!.. Hele ki, Diyarbakır'da "vuku bulan" bazı hadiseler de, "neslin" yer aldığı başrolde, "bu nasıl bir nesil" diye, sorgulamamak elde değil… Biliyorum, kızan olacak, tepki veren olacak?.. Nesli "potansiyel" olarak, neden bu kadar yerdiğimi de sorgulayıp, yüzünü ekşitecektir?.

***

Ama, şuna da inanıyorum ki!.. Bunu diyecek olanlar.. Ve "nesil" olarak kendisini addedenler?.. Bu resme baktıklarında, "hayıflanacakları" gibi; "başlarını öne" eğip, "biz ne ara böyle bir nesil olduk" diye, kendi kendilerini sorgulayacaklardır!..  Çevrelerine bakınıp, yaşıtlarının yüzüne ayıp ya ayıp, bizim yaptıklarımız diyeceklerdir..

***

Bakınız!.. Bu resim, hafta sonu Diyarbekirspor-Bucaspor maçı sonrası, çekilmiş.. Bir okurum, benimle paylaştı "bu ne bu rezillik" diye.. Baktım, sosyal medyada da hayli "etkili" bir dolaşımda bulunmuş resim!… Yeni stadyumun önünde, "DİYARBAKIR" ismi.. Gaye, görsellik, hoş bir görüntü vermek.. Gelen-gidenlerin de "hatıra" resim noktasında Diyarbakır ismi önünde, resim çektirmek!…

***

Ama!… Birileri, şuursuzca, pervasızca, ahmakça, zihin yoksunluğuyla Diyarbakır yazılı tabelaya "saldırıp" zarar verip, kırmışlar… Bu nasıl bir kin, garez, siyasi ve ideolojik ruh ve karakter ki, "kendi yaşadığı şehrin ismine, kültürüne, medeniyetine" alenice suikast yapabiliyor, düşman kesilebiliyor.. O'nu yok etmeye çalışıyor.. Gelde anla, anlamak çok zor!..

***

PEKİ STADYUM NE ALEMDE?..

Doğru!?.. Stadyumun önündeki Diyarbakır ismine "hasetlik" bu ise, stadyumun içi kim bilir ne, "hasetlikler" içeriyor diye zihin sorgulama yapıyor.. Denir ya, dışı seni, içi beni yakıyor?.. Vaziyet, aynen de böyle..

***

Ki bu stadyum, daha bir yıl olmadı faaliyete sokulalı.. Belki, kesin kabulü bile yapılmış değil.. Ama gel gör ki, "virane" bir halde.. Ne iç peyzaj var, ne de dış peyzaj.. Var olan, harabe, dökük, "tarla" misali!…

***

İşlevsiz bir stadyum!!.. Sosyal alanlar, ne gezer misali?.. Cafeler, mağazalar, cep sinemaları, dinlenme alanları; yok!.. Koltuklar harap.. Tribünler, "seyircisiz maç" oynanmasına rağmen, bir önceki yıla ait; "çöplükten" geçilmiyor..

***

Stadyumun içerisinde dijital reklam panoları bile yok!.. Yüz milyonlarca lira harcanan ve daha bir yılı dolmayan, stadyumun hal-i durumu tıpkı, neslin kendi yarınlarına yaptığı şuursuzca suikast gibi, bizdeki idarecilerin de, "rant odaklı" çıkar zihinleri yüzünden, bu halde!… Birileri irdelemeli; dünü ve bugünü!..

***

DİYARBAKIR'DA SPOR NEDEN SIÇRAMA YAPMIYOR?..

Ve can alıcı soru!?. Cevabı aslında basit.. Derler ya, hal-i alem orta yerde!!… Yukarıda verdiğim, "iki örnek" çok şey ifade ediyor.. Ama biz yine de, soruya yanıt vermeden önce, şöyle kentin "Spor mazisine" bir bakalım!… Dünden, bugüne!…

***

Bilen bilir.. Bilmeyenler için, aktarayım.. Diyarbakır'ın sporla, sportif faaliyetlerle tanışması, asırlar öncesine dayanır.. Yani, Cumhuriyet öncesi!.. Ki ilk spor kulübü, yanlış değilsem 1910'lu yıllarda kuruldu.. Güreş, atletizm müsabakaları yapıldı!…

***

Cumhuriyet sonrası!.. Ondan sonra, bir çok kulüp kuruldu.. Ama 1968'de, tüm kulüpler "tek çatı" altında toplanıp, kent eşrafının "birliğe ve dirliğe" olan inanmışlığıyla, Diyarbakırspor'un temeli atıldı..

***

O tarihlerde, "tesis" yoktu.. İnsanlar "toprak" zeminde, spor yapıyordu, futbol oynuyordu.. Taşlık.. O toprağı sulayacak kimse de yoktu.. Ancak bir dayanışma, yerelde bir birlik vardı.. Yöneticisi de, tekniği de ve tabi ki oyuncuları da; hepsi "hasso yerliydi?"..

***

Nitekim, 1970'li yılların ortalarında atılan bu sağlam tohumlar "meyvelerini" vermeye başladı.. Filizlendiler.. Ta ki, 1980'li yıllara kadar, Türkiye'nin Futbol tarihine, "ismini" yazdırandı.. Malum, 80'li yıllar "çalkantılı" karanlık tünellerin inşa edildiği, dönemdi..

***

Sonraki yıllar, şehir ve kulüp belli ölçüde "başarılı" bir grafik çizse de, "istikrar" denilen, dirlik ve birlik pek sağlanmadı.. Çünkü, endüstrileşen futbolun içine rant, çıkar ve siyasi istikbal, menfaatperestlik üstünlük kazanınca, Diyarbakırspor "gelen-gidene" yemlik oldu?.. Siyasetin oyuncağı!..

***

Ve sonuç, Diyarbakırspor'un "önlenemez" çöküşünün startı oldu!.. Öyle ki, tepe taklak hale geldi?.. Tıpkı bölgedeki diğer illerin futbol kulüpleri gibi.. Kimi siyasi, kimi ideolojik, kimi haset, kimi rant ve çıkar odaklı "hesapların" getirdiği yıkımla, "amatöre" kadar düştüler..

***

Tabi "siyaset" deyince, bir noktayı da göz ardı etmemek gerekir.. O da şu.. Diyarbakırspor'un üzerinde oluşturulan algı.. Devletin ve siyasetin, iktidarın "güdümünde" kulüp, denilerek bir nevi karşıt rakip oluşturuldu.. Çifte boşlukla, Diyarbakırspor "yalnızların, sahipsizlerin, kimsesizlerin" takımı oldu?..

***

Oluşan boşluğu doldurmak isteyenler oldu?.. Kimi siyasi, kimi ticari!.. Ama hasetlik bu ya!.. Onlar da kısırdöngü içerisinde, "yerinde" sayıp duruyorlar.. Ki hala aynı, trendeler.. Çünkü, kendileri gibi düşünenlere yer yok!. "küçük olsun, benim olsun?".. Tıpkı, Diyarbakır'ın çeyrek asırdır süre gelen, "siyasilerin beyliği" gibi!…

***

Diyarbakırspor'un çöküşü, türeyen iki takım ve 10 yılda alınan merhalenin, neticesi!.. Bir ileri, iki geri!.. İlçe ve kasaba takımlarının yer aldığı üst liglerde bugün, 2 milyon nüfuslu Diyarbakır'ın bulunduğu nokta, yürek sızlatıcı!.. Yaşanan tüm bu ders-i ibretliklerden çıkarılan bir ders var mı?. Yok!…

***

Halk deyimiyle, "aynı tas, aynı hamam!!" Yıllar yılıdır, aynı film ve senaryo, kişiler değişse de, konu değişmiyor! Çünkü ne altyapı, ne de amatör futbol, ne yenileniyor, ne gelişiyor, ne de "bu bahtsızlığı" yok etme adına, ortaya konulan bir irade de yok!…

***

Hal-i hazırdaki iki profesyonel takımımız var.. Kadrosunda, ne alt yapıdan, ne amatör kulüplerden bir futbolcu yok!.. Hep dışarıdan, hep taşıma suyla, "değirmeni" döndürmenin, aklıyla hareket ediliyor.. Onun için de başarı yok.. Milyonlarca lira ise her sezon, boşa harcanıyor!..

***

DİYARBAKIRSPOR'DAKİ KIPIRDAMA!…

Ümit verici!… Diyarbakırspor'da "kıpırdama" var.. Yeniden doğuş.. ki buna "küllerinden doğma da" diyebiliriz.. malum, amatöre kadar düşmüştü.. Şimdi üç yıl içerisinde üç lig yükselerek, Bal liginde.. Şimdi hedef, "profesyonel" liglere adım atmak..

***

Diyarbakırspor!… Bunu başarır mı, başarmaz mı bilmem.. Ama başarmaması için, bir neden yok?. Yeter ki, geçmişin kısır döngülerine kendini kaptırmaması, yanlışları tekrar etmemesidir.. Türkiye'de iki yıl üst üste lig çıkan ilk takım olan Diyarbakırspor, 4 yıl üst üste lig çıkan takım olabilme başarısını gösterebilir…

***

Yeter ki, heyecan, azim, birlik, dirlik ve yerel anlayış; benimlesin..! Yani profesyonel, ama kendi kentinin ruhuyla kaynaşmış anlayışla, Diyarbakırspor futbolseverlerin "aşkıyla" buluşabilir..

***

Şu anki gidişat, Diyarbakırspor için ümit verici. Öyle inanıyorum ki, kısa sürede de, bir çok merhaleleri atlatır!..

***

ZİHİNLER DEĞİŞMELİ?…

Futbol odaklı Diyarbakır'daki "sporun" kısa ve özet, belki klişeleşmiş ifadelerde, maziyi, dünü ve bugünle, harmanlayarak, aktarırken, şunu da vurgulamak istiyorum!..

***

O da şu!… Diyarbakır'da "spor dibe vurmuşken" bu kadar bariz ve alenice "yanlış işler yapılmaya devam ederken" hala spor taban birliklerinin başındakilerin bir değişim ve dönüşüm, yeniliğin içerisinde bulunmuyorsa, demek ki asıl arıza burada!…

***

Yazıya nokta koyarken.. Diyorum ki, "medeni toplumlarda başarısızlığın bedeli olur" ama ne hikmetse, bizdekiler yerinde saymaya devam eder… Vesselam...

GÜNÜN SÖZÜ..

Kendine değer vermeyenin, karşısındakinde “değeri” olmaz..