Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

CANİYE ALKIŞ TUTMAK?

Hazin bir tablo!.. Ne hazindir ki; "canileşerek" kutuplaşıyoruz!… Kutuplaşırken de, "vahşileşiyoruz.."  Maalesef genç bir nesli de hızla; "kurban" ederek bu gidişata yem ediyoruz!… Dün yazdım "nesil elden gidiyor" diye… Lakin yansıyan tabloya baktığımda meğer ki nesli yetiştiren de "elden" gitmiş?

***                               

Çünkü, öylesine bir kutuplaşma, öylesine bir hizipleşme, öylesine "dil, din, ırk, mezhep" odaklı bir "ayrıştırıcı" zıt kutuplaşma var ki "en yırtıcı" yaratıktan beter hale geldik?..

Bu yırtıcı kutuplaşmanın; sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel "alanda" yarattığı yıkımlar "insani ve vicdani" merhameti de, tarumar etmiş durumda!… Acıma diye bir his yok!

***

Bakar mısınız hal-i vaziyete?

Muğla'da "vahşice, canice" işlenen Bitlisli Gültekin cinayetinin ardından; "bik bik" yapanlara!

Katil önce dövüyor, sonra boğuyor, ardından üzerine benzin döküp yakıyor, bilahare betona gömüyor..

Ve birileri "katedilen" genç kızı değil, cani katile dair "hele bir empati yapın" diyecek kadar kutuplaşıyor!

Kızda "bir kusur, kızda bir kabahat, ne işi vardı orda" diyerek; "hak etmiştir" manasına getiren bir düzine mazeretler!

***

Bir de cinayet üzerinde; "erkek-kadın" ayırımı yapılarak, "egemenlik" oluşturma gayreti güdenlerin varlığı da ayrı bir garabet!

"Siz erkekler, siz kadınlar" diye başlayan cümlelerin dizilişi!

Bir üstünlük, bir sınıfsallık üzerine "kin, nefret duygusunu" ateşleyen düşüncelerin sergilenmesi!

***

Ve yine dikkatimi çeken bir nokta var ki!

O da; ayrı bir travma yaratıcı!

Ahalinin bir adım önünde giden siyasiler dahil olmak üzere "sözü muteberlerin" okumuş, yazmış, gün geçirmişlerimiz de "bir âlem" misali onlarda "sınıfsal ve ırksal, cinsel" bakış ortaya koymaktadırlar.. İlk cümleleri; "ya kadın, ya erkek" kabahati üzerine kurgulanıyor…

***

Dillendire dillendire "dilimizde tüy bitti" denir ya!

Ama kime dersin?

Tekrar edersek!

Bizim, bu canilikten, vahşicilikten, canavarlaşmadan, kutuplaşmadan, hizipleşmeden, "birbirimizi boğazlayıp, öldürmekten" zevk alacak "yırtıcı karakterden" kurtulmamız için; "aklımızı ve kalbimizi" sorgulamamız lazım!

***

İster erkek olsun..

İster kadın olsun..

Biz; "nasıl yetiştirdik ve nasıl yetiştirmemiz gerekiyor" konusuna odaklanmalıyız!

Çünkü kadını da, erkeği de "çekirdek aile" diye başlayan cümlemizde yetiştiren "yine ekresiyetiyle" kadındır!

Eğer ki "kadını öldüren" erkek ise "o erkeğin" nasıl yetiştirildiğine, eğer ki "erkeği öldüren" kadın ise "o kadının" nasıl yetiştirildiğine; sorgulama şart!

***

Velhasıl!

Tez elden; "nesiller arasındaki" uçurum farklılıklarını yok etmeliyiz!

Nesilleri, bir sonraki neslin "mirasçısı" olarak yetiştirmeliyiz..

Miras yıkıcı olarak değil… 

Atasından, ecdadından "hayıflanan, utanan, hor gören bir nesil" olunmamalı!

***

Dinini, inancını, edebini, hayasını bilmeyen; aile sevgisinden mahrum, saygı ve sevginin "maneviyatından" yoksun, yaşamı ve hayatı "maddiyat" üzerine gören bireyin, ailenin, toplumun ve milletin "sonunun" bedbahtlık olduğunu öğretmeliyiz!

Ve bunu da "eğitim müfredatımıza" nakşetmeliyiz ki "erozyona" uğramasın!…

***

Ne batının, ne batılın, ne de "modern, çağdaşlık" adı altında "tabular" inşa edilmesin!

En önemlisi de; "özgür yaşamın" bir kaidesinin olduğu, kurala bağlı bulunduğunu, kişinin özgürlüğü kadar, ailenin, çevrenin, toplumun, yani her bireyin de "bir yaşam özğürlüğüne" sahip olduğu gerçeğini, "zihnine ve kalbine" almalıdır!

***

Aksi takdirde; "canileri" kutuplaşmalarımızla "alkışlamaya" devam ettikçe, biz daha nice "canları" canilere "kurban" vermeye devam edeceğiz.. 

Özgecan'ın, Emine Bulut'un, Ceren Özdemir'in, Pınar Gültekin'in ardından; "dizimizi dövmeye" devam edeceğiz..

***

Sonuç itibariyle!

Cezalarımız da, kanunlarımız da, hükümlerimiz de "caydırıcı" olmamakla birlikte, böylesi cinayetlere alkış tutanlara karşı, herhangi bir yaptırımın olmayışı da "kalbe vurulmuş" ayrı bir hançer!

***

CUMAYA DAVET Mİ?

Bugün Ayasofya Camii açılıyor.. İlk cuma namazı kılınacak.. Bir milat!

Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun…

***

"Cuma namazına" davet tartışılıyor!

Görüyorum paylaşımları..

"Siyasi" polemik ve üzerine odaklanılan "gelir misin-gelmez misin" hesabı!

***

Diyeceğim şu!

Eğer ki Müslüman isen, eğer ki başın secdeye giden isen.. Eğer ki Cuma namazını mutat olarak kılıyorsan..

Ve eğer ki İslam'a inanıyorsan!!!

"Davet'e ne gerek var?"

Gidersin, "namazını" kılarsın e be adam!!…

***

Yani isteyen gider isteyen gitmez!

Kimse de niye gittin, ya da niye gitmedin; gibisinden suçlama yapamaz..

Yapmamalı da zaten…

Ayrıca bê namaza "camiye davet" de pek doğru değil!

***

Ancak…

İslam dünyası için, Türkiye için, Müslümanlar için "gurur" kaynağı olan Ayasofya Camii'nin, "manevi üstünlüğüyle" buluşan, 86 yıl sonra "müzeden camiye" dönüştürülmesi tarihine şahit olma adına yapılan bir daveti; "sırf siyasi" hırs uğruna katılımı da, davete icabeti de "reddediyorsan?"

Der demez insan bir dur der!

***

O zaman!

Müslüman ahaliden "şiddetle protesto" edilmeyi hak ediyorsun!…

Dostum Tamer'in dediği gibi…

"Din değiştirip Hıristiyan olsa bile ona saygı duyarım ama Haçlı Ordusu'nun bir askeri gibi davranıyorsa, bunu asla hazmedemem. Nokta."

***

GÜNÜN SÖZÜ

Nesil.. Hey amca çağdışı kalmışsın, "modern çağa" gelsene!

***

Hayırlı Cumalar…


Bu Makale 1175 kere okunmuştur.