Ege'ye geçmiş olsun?..

Ege.. Ama en çok, İzmir.. Dün, 14.51'de; sarsıldı.. 6.6 şiddetinde; depremle sallandı.. Yazıyı geç saatlerde kaleme aldım.. O ana kadar 12 can kaybı  vardı.. 419 da yaralı.. Enkaz kaldırma, devam ediyor.. Zamana karşı büyük bir yarış var!…

***

Deprem anı.. Sonrası.. Ve tüketilen saatler içerisinde, bir kez daha Türkiye "O insani ve rahmani" dayanışma tavrını ortaya koyduğunu görünce gururlandım!.. Yürekler bir oldu.. Kahreden depremin açtığı yaraya ben nasıl; "merhemi" olabilirim.. Kime faydam, nasıl dokunur arayışı içerisinde oldu!… Büyük bir arayış!..

***

Yazılı.. Görsel.. Sosyal Medya.. Ve diğer iletişim araçları, dijital hayat; "bu minvalde" büyük bir hareketlilik içerisinde idi.. Türkiye ayakta.. İzmir ayakta.. Geceyi dışarıda geçirmek zorunda kalanlara dair, "açılan kucaklar?".. İnsanların sahiplenme, duygusu muhteşemdi!..

***

Devlet-i Aliye!.. Kamu kuruluşları.. Sivil Toplum Örgütleri.. Bir bütünlük içerisinde; "harekete" geçti.. Belediyeler..  İlgili Bakanlıklar.. Yönetim organizasyonu, koordinasyon ve kriz merkezindeki "istişare" odaklı trafik.. İzmir'e, parti gözetilmeksizin, "ihtiyaç halinde" herkes teyakkuza geçti..

***

Deprem konusunda, hayli tecrübe kazandığımızı da gösteren AFAD'ın, profesyonelliği.. Enkaz altındakilere müdahalesi.. Peş peşe, "sevindiren" haberlerle enkazdan sağ insanların çıkarılması!.. Sevincin, hüznün, acının karışımıyla; oluşan bir ruh haliyle, izlenip duruldu..

***

Bilgi kirliliği de, önceki depremlerde yaşanan travmatik hal yoktu.. Vardı da o kadar değil… Zira "bilgi kirliğinin ve panik halinin" acı ve yıkımdan daha etkili bir hissiyat oluşturduğunu ifade edebilirim.. Ama, önlem alındı.. İzmir Valiliği.. AFAD.. İletişim başkanlığı.. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan.. "Şeffaf bir bilgilendirmeyle" an be an, bilgi verildi.. Ne manipülasyona!.. Ne provokatif ahlaksızlığa; geçit vermedi..

***

Diyeceğim şu!… Birey olarak, sivil toplum örgütleri olarak.. İnsani ve rahmani bir inancın müktesebatıyla, hareket etmeliyiz!… Devleti de, siyaseti de, "bu kulvarda" dayanışma lokomotifi olarak, teşvik etmeliyiz.. Sahiplenmeliyiz.. Ne başka Türkiye var, ne başka bir İzmir var.. Ne de; bu topraklarda "yaşayan" başka insanlar var.. Hepsi bu coğrafyanın asli unsuru!!…

***

Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum.. Ki, deprem bir doğal afet olduğu için; ölenler inancımız gereği; şehittirler.. Yakınlarına sabır diliyorum.. Yaralılara da acil şifalar.. Ülkemin ve milletimin başı sağ olsun..

***

YİNE AYNI TİPLER!…

Ne yazık ki, "insani ve rahmani" inancı ve kültürümüzün dışında, böylesi acılar üzerinde "tepinen" iğrenç karakterler de yok değil.. Bir avuç olsalar bile; lağım pisliğidirler..

***

Siyasi, ideolojik, ırkçı ve şoven bir fitne körüğüyle; toplumu, ülkeyi ve devleti "ayırımcılık" çıkmazına sokmak adına, enva-i şeytanlıkları icra edenler oldu!.. "Cellat misali.?"  Kirli nefretiyle saldırıyorlar, pervasızca!..

***

 

Koyun can derdinde, bunlar kasap gibi.. İnsanlar "enkaz altından bir canlının" çıkması için; uğraş verirken.. İnsanlar, elini açmış Allah'a dua edip, "rahmet isterken… İnsanlar nefesini tutmuş, enkazın altındakilerden "bir ses gelir" umuduyla beklerken.. Kifayetsiz muhterisler, düştükleri bataklıktan çamur atıyorlar…

 

***

Hele bir durun ya!.. Azıcık bekleyin.. İktidara, Erdoğan’a, bakanlıklara "içinizde biriktirdiğiniz" nefreti, enkazlar bir kaldırılsın.. Cenazeler bir defin edilsin.. Açılan, yaranın derinliğine vakıf olunsun.. Ondan sonra; "kusun ne kusacaksanız mikroplar?"..

***

Bakar mısınız!.. Daha 25 Ocak'ta, 40'ın üzerinde insanımızı, Elazığ'da, Malatya'da "Deprem'e kurban" verdik.? Birileri hala o kinin, nefretin şeytanlığıyla, İzmir'in Bayraklı semtinde yaşayanlara, ideolojik bakışla, neler söylemiyor ki!.. Yazıklar olsun…

***

Hasılı kelam!… Ey insanlıktan nasibini almamışlar.. Ey, rahmanı bilmeyenler.. Ey, imansızlar.. Siyasetinizi, ideolojinizi, mezhebinizi, seküler yaşam medeniyetinizi, Allah ğark etsin.. O enkaz altındakiler; candır can!… Bi "insan ve can olduklarına" odaklanırsanız; siz de "insan olduğunuzun" farkına varırsınız!… Lakin insan değilsiniz, çiğ, çok çiğsiniz!…

***

 

MESUT YILMAZ'IN ARDINDAN!…

Rahmete gitti, diyemiyorum!..

Öldü diyorum..

Tabi "ölenin ardından" kötü konuşma gibi bir halim de, yok!..

İnancım da, zaten izin vermez…

Hayrı da, sevabı da, günahı da ölene aittir!!…

Ancak, Mesut Yılmaz üzerinden iki temennim olacaktır…

Birincisi, ki bu çok önemli…

Allah'ü teala, hiç bir babaya "evlat acısı, kendisi yaşarken yaşatmasın…!"

Ve "evlat" acısı üzerinden sınava tabi tutmasın..

Yılmaz son üç yıldır bu sınavı vermekteydi!…

Ki, acısı "ölümle" yenilgi oldu ona!..

İkincisine gelirsek..

Allah'ü teala hiçbir siyasetçiye "ölümünden" sonra, "bedduayla" anılmasını nasip ettirmesin!…

Velhasıl..

28 Şubat'ı yaşayan biri olarak hatırladığımda; Mesut Yılmaz'ın ölümüne diyeceğim şu..

Allah azaptan kurtarsın..

Toprağı bol olsun?..

Yakınlarına da başsağlığı diliyorum!?…

***

***

LAİKLİĞİ İADE Mİ ETSEK?..

Sizce, hal-i vaziyet açısından "etmemiz" gerekmez mi!…

Nasıl olsa; Fransa'dan "laikliği" ithal etmiştik..

Ki, yüz yıla yakındır da, kullanıyoruz..

"Deforme" olmadı mı?..

Miadını doldurmadı mı?.

Kaldı ki, herkes mustarip..

"Cumhur'a" sırtından vurulan bir hançer misali!..

***

Hazır, Fransa ile kavgalıyız..

Macron'a karşı, "öfkeliyiz…"

Eee; Fransız "mallarına karşı da" boykot başlattık…

Artık, Fransa'dan hiçbir "mal da" ithal etmiyoruz..

Yani köprüleri attıysak..

Neden; yüz yıl önce "ithal" ettiğimiz Laikliği boykot ederek, geri iade etmiyoruz?..

Ha bir de, "idare hukuku" vardı?..

Onu da, geri versek mi?…

Sizi bilmem, ben yerli ve milli "ruhumuza" yönelirsek "ithalatçı" değil, ihracatçı oluruz!…

Tıpkı, yüz elli yıl öncesindeki gibi!...

***

 

3 KASIMDA SEÇİM VAR!…

Yok yok, bizde değil..

Muhalifler, erken seçim beklentileri olanlar, hemen atılmayın…

Bizim acelemiz yok…

Daha üç yıl var..

3 Kasım'daki Seçim ABD'deki seçimler..

Yani Amerika'da "Başkan" seçimi var?..

İki aday var..

Ya Trump..

Ya Biden..

Sakın, size göre kim kazanır dişe yaklaşmayın!…

Çünkü, benim için kim kazanır, kim kaybeder pek var etmiyor..

Nasıl olsa; kim gelmişse "gideni" aratmıştır..

Ama biliyorum ki, bizim siyasi muhalefettekiler Biden için "dua" ediyorlar..

Öyle ya; onlara iktidarı devirme sözü vermişti değil mi..

***

GÜNÜN SÖZÜ...

Üç şey vardır ki bütün günahların kaynağıdır. Bunlar: kin, hırs ve hasettir.