FISILTI; OTOGAR ELDEN GİDİYOR

 

Bir fısıltıdır.. Bir kulistir.. Bir ayaklı gazete misali, dolaşıyor… Ki herkesin ağzında, sakız misali çiğnenip konuşuluyor?.. Ama velakin; kimse de net bir şey söylemiyor.. "Efsaneleşen" mevzuya, ilgili ve yetkililer de, ne hikmetse "ketum"… Yanıt yok, konuşan da yok!… Neyse, biz mevzuyu seslendirelim, belki konuşan çıkar?.

Gelirsek, peki mevzu nedir sorusuna??..  Hadise şu..? Deniliyor ki, mevcut Diyarbakır Otogar bulunduğu yerden, "tez elden" kaldırılacak?.. Otogar, D Tipi Cezaevi'nin bulunduğu mevkiye taşınacak?.. Yeni stadyumun arka tarafı!… Diyarbakır üzeri, Elazığ-Ergani yolunu, Siverek, Şanlıurfa yoluna bağlayan, noktada!..

***

Otogarın, yerinin değiştirilmesi, taşınmasına ilişkin, neden, niçin, hangi gerekçe noktasındaki soruların yanıtı henüz meçhul!.. Ancak plan ve projeye göre konuşulan, Otogarın bulunduğu alan ve yapının yüzde 75'i Büyükşehir Belediyesi'ne ait… Geriye kalan da, meşhur Türkiye'nin en zengin vakfı ama, Diyarbakır'a hayrı olmayan Örfioğlu vakfına ait… Bir dönem yolsuzluk ve usulsüzlüklerle gündeme, meclise konu olmuştu ya!… İşte, otogarın tüm mevcudiyetiyle, bu vakfa devredilmesi hesap ediliyor..?

***

Tabi bu devir, hazırlanan projenin işlemine karşılık, deniliyor ki Örfioğlu Vakfı da, Otogarın taşınacağı yerin arazisini temin edecek?.. Bir de, kısmi olarak, yeni yapılacak olan Otogarın inşaatını üstlenecekmiş olacak?…

***

Biliyorum.. Benim gibi, Diyarbakır'ın ekseriyeti, mevzuya muttali olduğunda, ağzından dökülecek ilk sözcükler şu olur?.. Ne bayramdır, ne seyrandır "eniştem beni niye öptü" minvalinde, konuşarak,  onlarca soruyu peş peşe sormaya başlar… Eğer ki, fısıltı değil de, somuta dair bir "proje hazırlığı" söz konusu ise, hayırdır?..

***

Öyle ya.. Otogarın hal-i hazırdaki yapım işlemi, yolları, geçitler, ışıklar, çevre düzenlemesi dahi; "henüz" bitmemişken!.. Bir önceki kayyım, trafik akışını önceleyen, milyonlarca lira harcadığı söz konusu iken!!!.. Yeni yollar yapılırken… Ki, Otogar,  konum itibariyle, şehrin "ulaşım" noktasında bulunuyor iken.. Gerek şehirler arası yolların kesiştiği nokta, gerekse şehir ahalisinin, rahatlıkla ulaşabileceği, bir yer iken!…

***

Der demez insan soruyor?… Ne oluyor da, Otogarın yer değişikliği projesi, "aciliyet" babında hayata geçirilmek isteniliyor?… Yoksa, Otogarın bulunduğu nokta, rant odaklı, çıkar merkezli "gözlere diken" olduğu için midir ki, operasyonel girişime kafa yoruluyor?.. Neyse; şimdilik bu kadar diyelim.. Vaziyeti, "seslendirdik".. Bakalım, kim bu sese hassasiyet gösterecek.. Bekleyip görelim…

***

Tabi, daha yazılacak çok şey var.. Özellikle de, Örfioğlu Vakfının, "işleyiş" biçimine.. Malum, Diyarbakır'dan, Antalya'ya hayli; "parasal transfer, yatırımlar" var?.. Şehrin, ekonomisini, parasını, kim ne amaçla, taşıyor tatil yöresine!… Bilahare, değineceğiz.? Ama şimdilik, Otogara dair, "kulislerin" eksenindeki gelişmeler, konuşulanların, hakikat ölçeği önemli!…

 

***

BUNLARA BİR SİLLE GEREK!?..

Aynen de öyle.. Ama bu sille, bildiğimiz "şiddet" içerikli sille değil.. Onların millete, çevrelerine, rakiplerine yaptıkları gibi değil.. Sakinleşmiyorlar.. Hırçınlıklarından vazgeçmiyorlar.. Onun için de, millet olarak; demokrasi sillesi, sandık ve seçim sillesini vurmamız" lazım.. Yoksa, akıllanacakları yok?.. Ağızlarından barış, kardeşlik, huzur, istikrar, güven, sağlık, mutluluk, birlik ve dirlik diye bir sözcük çıkmadığı gibi; hepsini "yok sayan" bir şiddet dili ha bire körükleniyor…

***

KOALİSYON MU, İTTİFAK MI?..

Malum, ikisi de ayrı bir "sistem" ve işleyiş içermektedir?.. Neyse, muhalefet için, ikisi de bir diyelim… Deniliyor ya, seçim seçim, erken seçim!.. İyi de, ister erken, ister zamanında, "seçim" oldu?. Ve diyelim ki, onlar kazandı.. Yani, millet ittifakı!…

***

Cumhur ittifakındaki gibi; hükümet tek bir parti ekseninde mi olacak.. Yoksa, bunlar koalisyon kulvarında.. Öyle ya, "Parlamenter sisteme" dönüş diyorlar da, ki dönmeleri mümkün değil.. O ayrı bir anayasa değişikliği, referandum istiyor…

***

Biz, "parlamenter sisteminde" olduğu gibi bir işleyişle, "Partili Cumhurbaşkanlığı" kulvarında, hükümet oluşturmaya gittiler diyelim.. Bakanlıkları nasıl paylaşacaklar…? CHP "Bana", İyi Parti "Bana", arka bahçede bekleyen HDP "Bana", yeni yetmeler de müdahilse, yüzde şu kadar, yüzde bu kadar deyip "Bana" da, derse!… Denir ya gel de çık işin içinden!..

***

 

Sahi dikiş tutar mı?.. Sanmam, "yamalı bohçanın" dikiş tutmadığını herkes bilir.. Baksanıza; bir araya gelmekte bile imtina ederlerken!.. Bir çatı aday dahi, bulamazlarken.. Parti liderleri, cesaret gösterip "ben varım" diyemezken!… Hasılı kelam; "bilinmez denklem.."

***

Şimdi hal-i vaziyet bunu okuturken!… Siz sanıyor musunuz ki, bu halk "kendilerine hayırları" olmayanla yol yürür mü?.. Ne mümkün?.. Hele ki, "dillerinde şiddet, anti demokratik söylemler" düşmez iken!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene, kimse yardım edemez.