HADİ BAKALIM, NE DİYECEKSİNİZ?

Kim ne diyecek?.. Elbette ki, "siyasi cinayetler kaygısını" ifade edenler, ne diyecekse diyecekler?.. Onlar, konuşacak?..  Sırasıyla, Bay Kemal.. Sonrası, İyi Partili Koray Aydın.. Oltaya gelen Ali Babacan'ın "hak verir" hal-i durumunu da eklersek.. İşte tüm bu, zat-ı muhteremler, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidecekler..

***

Öyle ya, Başsavcılık resen soruşturma açtı dün itibariyle… Şimdi, ne diyecekler sorusu ikmale geldi?.. Eee; "kişi iddiasını ispatlamakla mükellef" olduğuna göre, şimdi sıra "iddia" sahipleri, iddialarını delillendirmelerinde..  Tabi konunun "vuzuha" kavuşması için, illa ki "kemiği olmayan" dillerinden dökülenlerin, ithamların kanıtlarını, duyumlarını, aktarmaları lazım!…

***

Peki, aktarırlar mı derseniz!.. Doğrusu orası meçhul.. Çünkü hep "ipe un" sermişlerdir bugüne kadar!… Malum, 2018 seçimlerinde de ne diyorlardı?… Bu hükümet "seçim yaptırmayacak?".. Çünkü "savaş çıkaracaklar, savaş bahanesiyle seçimleri erteleyecekler?…" Peki, öyle oldu mu hayır!… Sadece kafa karışıklığı..

***

Onun için, vaziyet, her halükarda "aydınlanmaya" muhtaçtır.. Ki şimdi de "hem siyasi cinayetler, hem de Suriye'deki son gelişmelerle" seçimler askıya alınacak, lafları üretiliyor!. Daha neler diyebileceğimiz "eklemeler de var?"… Senaryolar havada uçuşuyor?..

***

Hiç kuşkusuz ki, Türkiye'nin "içini karıştırmak" adına, pusuda bekleyen ve "durumdan vazife çıkarmaya" hazır, çok derin şeytani yapılar yok değil… Organizasyonlar, istihbarat örgütlerinin "cirit" attığı bir coğrafya, Türkiye.. İnkarı da mümkün değil.. Vaziyet, ateşe benzinle yaklaşma misali!…

***

Sinsi, kirli, tehlikeli, korku ve kaotik ortam yaratıcı bir siyasi mühendislik, psikolojik bir harp var, bu "iddiaların" serüveninde…Her halükarda "iktidarı" devirme gayesi ve gayreti var… Ki, hiçbir iktidar "istikrarsızlığa" yol açan, neden olabilecek, zemin yaratıcı "gerilimden, kaostan" nemalanıp, beslenemez.. Hele ki; oy devşirme, "iktidarını" perçinleştirme gibi bir hal-i durumu elde edemez!…

***

Bilakiz, tam tersine olabilecek en küçük bir "gerilim, endişe ve kaygı" halk deyimiyle, "kendi ayağına" kurşun sıkmış olur… Ancak olup-bitenler bilaistisna iktidarı devirmek isteyenlerin "işine yarayacağı" gibi bu yoldaki gayretlerine de "doping" olur… İştah kabartır.. Vaziyet, psikolojik bir harbin sahnelenmesidir…

***

Şöyle ki, ülkenin tarihi derinliği bir çok vesayeti ikmale getiren hadiselere tanık!.. Milli iradeyi "alt etmek" siyasal iktidarı "al aşağı" etmek adına, nice siyasi cinayetlerin işlendiği, bilinen bir gerçek.. 70'lere de bakarsak, 80 öncesine de meyil verirsek, sonrası ve 90'lardaki "cinayetler" serisine odaklanırsak!.. Bilaistisna hepsi "vesayete giden" yolda birer basamak olmuştur!…

***

Ki, Ak Parti'nin 19 yıllık iktidarı sürecinde, "ne tür organizasyonların" hayata geçirilmesi adına, hangi aksiyonel faaliyetler, icra edildiğini de, unutmamak lazım… Hepsi ter-ü taze; zihinlerde atif… Kendi vatandaşını "tanklarla" çiğneyip, ezen, 252 kişinin ölümüne yol açan, hain darbe girişimini tertipleyen yapıların varlığı, göz ardı edilmemeli!?..

***

Netice itibariyle, "siyasi cinayetler kaygısı" her yönüyle "irdelenmelidir?".. Hem hukuki yönde, hem de siyasi yönde; "neşterli" bir mevzu olarak ele alınmalıdır..!

***

Bay Kemal "psikolojik" bir atmosferle, algı üretip, ortalığı velveleye vermek adına mı, yoksa birileri akıl verici "kulağına üfledi mi", ya da gerçekten ciddi bir duyum mu, "bilinmeli" netleştirilmelidir?!… 

***

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ne diyor?.. Malum; "güvenlikte" işin başında olan biri… Dediği şu; "Ben İçişleri Bakanıyım, sordum, 'Arkadaşlar böyle bir siyasi cinayet, bahsedildiği gibi toplumu kaosa sürüklemek üzere siyasi cinayet istihbaratı var mı?', yok. Milli İstihbarat Teşkilatımıza soralım, sorduk, böyle bir bilgi yok… Bu FETÖ taktiğidir, açık. Onlarla çok kol kola girerseniz, onların hamiliğini kabul ederseniz geleceğiniz durum da budur..."

Hasılı kelam… İş artık yargıda.. Bekleyip görelim; yalan mı, gerçek mi olduğunu?..

***

TAKSİ İŞİ TUTMADI?

Öyle görünüyor… Nitekim, Bismil'deki 130 "ticari taksi" plaka alım, ihalesi "ilgi" görmedi.. İki kişi katılmış.. Biri de "teminatı" yakmış.. Yaklaşık maliyet 100 bin lira olduğu için; "fiyat" yüksek görülmüş.. Tabi bu iddiaların bir yönü.. Madalyonun diğer yüzü çok daha farklı şeyler söyletiyor.. O da, "tekelleşme?"..

***

Ergani'de de benzer bir ihale olacak.. Belki yazıyı kaleme aldığımda, olmuştur.. Burda da, "rağbet ve alaka" yoksa!.. Demek ki, bir dönem ki hala "davalık" konusu olan "tekelleşme" hal-i burada, büyük rol oynuyor?.. Sonuç, "taksi işi" gelir sağlamada "tutmadı?" diyerek noktalanır mı?…

***

Muammen bedel düşürülür mü?.. 20-25 bin lira?.. Ki düşürülürse, o zaman da; "hücuma" uğrar.. Böyle olunca da, "tekelleşme" ikmale gelmez.. Yani özetle, şu ticari taksi mevzusu "ilçeler" yönünde, bir kez daha sorgulanmalı!!!… Toplu taşıma araçlarını düşünerek, yani minibüsler!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

 Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında.