HEPİMİZ OSKARLIK ROLDE OYNUYORUZ!!!..

O biçim; ne yazık ki!… Rol" üstlenmek.. "Rol" biçmek.. Ve biçilen rolü oynamakta "mahirleştik"… Neyin gerçek, neyin yalan olduğu; "artık" imkânsızlaştı… Ki kimsenin de; arayışı yok!

***

Hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük deyip duruyoruz!

Yüce "kavramlar" olarak inşa ediyoruz!

Ama iş icraata, fili ve somut eyleme gelince; her şey değişiyor… Biçilen role göre kavramlara libas giydiriyoruz…

Kişiye özgü… Ana koşul da nüfuz edicilik.. Üstünsen...

Yani, kim egemense!

***

Demokrasi, İnsan Hakları, Egemenlik, Bağımsızlık, Vatan, Millet, Devlet, deyip duruyoruz! Sakarya'yı da ekleyelim.. Eksik kalmasın.. Yine üstlenilen ya da biçilen role göre; "bu kavramlara" elbise giydiriyoruz… Neye göre; kim egemense!!!…

***

Kısacası herkes "mahirleştiği" rol üstlenmesindeki sahne performansına göre oyun tertipliyor.. "Kim kime neyi" yutturup, daha fazla alkış alabiliyor kurgusuyla rol oynuyor! Sonuç, o yüce ve üstün kavramlar her şeyi ayakları altına alıp eziyor.. Hukukun üstünlüğünü, "dibe" vurarak..  "Gerçek ile yalan" balonlaşıyor?…

***

İŞTE SİYASET…

Al birini vur ötekine… Sabahtan akşama "birbirlerine" laf yetiştirmekle meşguller… Hitapları "nam-ı diğerle" başlıyor… Herkes aldığı "role" göre hareket ediyor… Ama kimse, "izleyene" odaklanmıyor.. Nasıl olsa; el mahkûmiyetiyle "bana muhtaç" deyip geçiyor!

***

Onların "siyasi" aksiyonları aynı maratonda, ama kuyruklar birbirine değmiyor!.. Nasıl bir becerilikse.. Üstlendikleri rol açısından; "her libas, her kamuflaj var.." 

***

İktidara göre… Ülkede zerre-i miskal milli ve yerli bir mesele yokmuş? Kimse; iş, aş, ekmek derdinde değilmiş? İsteyen de yokmuş? Kan ve gözyaşı, şiddet, terör "miskal" yaşanmıyor?…

***

Rol o biçim!.. "Oskarlık" bir rol oynanıyor?… Her şey güllük gülistanlık…

***

Muhalefete göre… Ülke ve millet, devlet batmış… Yani tam zıttı bir kutupla, her şey "büyük ve vahim" bir olumsuzluk içerisinde; "muz cumhuriyetinde" yaşanılıyor? Felaket de felaket..

***

Rol alan o biçim sahne yapıyor… Oskarın da oskarına layıklar! Her şey; tufan misali bir tablo…

***

Sahi, hangisine inanalım.. Gerçek hangisi, yalan hangisi?… Doğrusu ikisine baktığınızda da; "yalan ve gerçek" iç içe girmiş.. Onun için dedik ya; "mahirleştik" rolü en üst perdede profesyonelleşerek, zihinleri "bunaklaştırmakta?" Çünkü herkesin yalanı da doğrusu da fikrine, zikrine göre "şekillenir" bir siyaset söz konusu!

***

İşte, HDP ve CHP'nin "kamuflajlı" oyunu.. İşte, CHP'den ayrılan İnce ve Sarıgül'ün "sahne" alış biçimi… Ya İyi Parti… Alkışa göre; "figür" ortaya koyuyor…

***

İşte MHP.. Racon kesici.. Kimi yerde iktidar, kimi yerde ittifakçı, kimi yerde "hüküm" verici.. Libası giyen AK Parti.. Faturayı da ödeyen o!…

***

İşte, Gelecek ve DEVA.. Ki Saadet de var… Rolleri geniş… Kim daha aktif ve kapital fazlalığıyla; "rol" verirse, libası giyip sahne alıyorlar…

***

Hâsılı… Bitmeyen bir oyun! Ama sürekli değişen rol alıcılar var?

Biter mi bu oyun? Ne mümkün, 100 yıllık oynanan oskarlık oyun ve oskarlık aktörler vaki iken; bitmez!? Çünkü biz kandıkça perde kapanmaz!

***

OPTİMAR ANKETİ

Rol dedik, aktör dedik, figür dedik, siyaset dedik; Oskar'a gelip takıldık? Neyse; Optimar'ın son anketine bir bakalım.. Seçmen siyasete ve kendine nasıl bir rol biçmiş?.. Abdülkadir Selvi kapsamlı kaleme almış anketin verilerini.. Anketin muhtevasını birlikte değerlendirelim?

Ankete göre…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rakip olarak en yakın isim Ekrem İmamoğlu çıkıyor.

Erdoğan diyenlerin oranı yüzde 43.9 olurken, İmamoğlu yüzde 35.2 alıyor.

Kararsızların oranı 20.8’e gerilirken CHP seçmeni yüzde 90.6 gibi bir oranda İmamoğlu’nu destekliyor.

İYİ Parti ve HDP’den de İmamoğlu’na oy gidiyor.

***

Cumhurbaşkanlığı seçiminde son turda Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül kalsa oyunuzu kime verirsiniz” diye sorulduğunda yüzde 43.5’le Erdoğan çıkıyor.

Abdullah Gül diyenlerin oranı 20.3’te kalırken, kararsızların oranı 36.1 çıkıyor.

İlginç olanı, AK Parti’den Abdullah Gül’e oy gitmiyor.

Ali Babacan, Abdullah Gül’ü burun farkıyla geçiyor ama “Erdoğan’a oy veririm” diyenlerin oranı yükseliyor.

Ankete katılanların yüzde 45.1’i Erdoğan derken, Ali Babacan diyenler 20.9 çıkıyor.

Kararsızların oranı ise 34.1 gibi yüksek bir seviyede bulunuyor.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 45.8’le yüksek bir orana Kılıçdaroğlu ile yarıştığı zaman ulaşıyor.

Kılıçdaroğlu, 27.2’de kalırken kararsızların oranı yüzde 27’ye yükseliyor.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile yarıştığı takdirde MHP ve Saadet Partisi seçmeninden de yüksek oranda bir destek alıyor.

Kılıçdaroğlu’na CHP’den gelen destek ise 81.9’la Ekrem İmamoğlu’nun gerisinde kalıyor.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mansur Yavaş’ın yarışması durumunda dikkat çeken veriyi Kılıçdaroğlu ile kıyaslaması oluşturuyor. Erdoğan 43.1 alırken, Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu’nu 4.6 puan geçerek 31.8’e ulaşıyor.

Kararsızların oranı ise yüzde 25 çıkıyor.

Erdoğan’a destek 43.8 çıkarken Meral Akşener yüzde 30 alıyor.

Kararsızların 26.2 çıktığı ankette Akşener’e İyi Parti’den sonra en fazla destek CHP seçmeninden geliyor.

Erdoğan’ın yüzde 45 aldığı ankette Muharrem İnce 28.6 çıkıyor.

Kararsızlar 26.4 çıkarken, tüm yaşananlara rağmen CHP seçmeni yüzde 84’le Muharrem İnce’ye, Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla destek veriyorlar.

***

Selahattin Demirtaş, en beğenilen siyasetçiler arasında yüksek çıkmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 17’de kalıyor. Erdoğan en yüksek orana 51.8’le Demirtaş’la yarıştığı takdirde ulaşıyor.

Kararsızların oranı 31.2’de kalırken, İYİ Partililerin 29.7’si Erdoğan’a oy veriyor.

Demirtaş ise en fazla oyu HDP’nin ardından 28.4’le CHP’den alıyor."

***

 

Optimar’ın anketinde “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” diye sorulduğunda ne cevap veriliyor dersiniz?

Yüzde 38.1’le ekonomi ilk sırada yer alıyor. Onu 24.8’le koronavirüs takip ediyor.

Ama hemen ardından 11.9’la işsizlik geliyor.

Karar alıcılar açısından ekonomi ile işsizliği birlikte değerlendirmekte yarar var.

 ***

Halkımız soruna işaret ederken, çözümü de yine AK Parti’de görüyor.

“Bu sorunu AK Parti çözer” diyenlerin oranı 28.1 çıkarken CHP diyenlerin oranı yüzde 16.5’te kalıyor.

Beni şaşırtan ise ekonomi konusunda iddialı olan Ali Babacan’da 0.6’lık bir oranın çıkması.

***

Görünen o ki!… Siyasetin rotasında, "rol alıcılar" hareketlenecek.. Ancak, "taşları" yeniden, dizme adına! Her ne kadar "erken seçim" iktidar tarafından dillendirilmezse de! 2023 Haziran'ı gösterilse de… "Yeni sisteme uyum ve rol alma adına", değişim, dönüşüm kadar "ittifaklar da" değişecek…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Hayattaki en büyük zafer benim için hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.