HEPSİ BİR TABAK "AŞ" İÇİN Mİ?..

Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğüyle, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin ilişkisi malum; kurumsal ve kamusal!..

Ki Kadın Doğum Ve Çocuk Hastanesi de, ha keza!..

O da kurumsal ve idari bir "bağ" içerisinde…

Yani yönetim bir.. Çatıları da bir..

Peki, bunların İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle "temasları" kurulabilecek, "ilişki" noktaları, kurumsal bir bağ içerir mi?.

Elbette ki, içerir ve görülebilir..

Çünkü, iki kurum da devletin resmi kurumu?.

Kamusal bir ilişki kaçınılmazdır..

Olması gerektiği gibi; "kurumsal dayanışma?" her daim olur!….

***

Ancak, bu kurumların tepe yönetiminin son günlerde geliştirmek istedikleri bir "iaşe" ağı var…

İşte burada bir kafa ağrısı oluşturmuyor değil?..

Ki, ortak buluşma noktaları Öğretmen Evi'nin alt katındaki mutfak olunca!..

Bu ağın çarkı da; "akçeli" işlediği için, üst yönetimde de "esrarlı" bir trafik söz konusu olunca; "zihin sorgulayıcı" moda giriyor..

Ne iş bu iş…?

Yani bir "aş-iş" bağlantısı kurulmak isteniliyor…

Ama sırlar alemi içerisinde..!

Görevden almalar, görev değişiklikleri?..

İl Sağlığına bağlı kurumların; "yemeklerindeki" tatsızlık, bahanesi!.. 

Neyse, ağ çözüldü, çözülecek gibi!..

Hepsi bir tabak "aş" için mi, yoksa "rant için mi" ya da "ticaret" odaklı mı göreceğiz!…

Lakin, mevzu üç başlı, timsaha benziyor!!!..

Bekleyip görelim!...

***

VALİ'NİN MASKESİ!…

Eeee.. Mental "yetmeyince" trollük baylar..

Yazacak bir şey bulamayınca; "hintlik?" kalplerine vurur!..

Eleştirilecek bir malzeme elde edemeyince de; "gözün üstünde kaşın var" diye konuşurlar!

Bizim mesele de bu!..

Vali Münir Karaloğlu hafta sonu, Çermik ve Çüngüş ilçesindeydi..

Halk toplantıları gerçekleştirdi?..

Görüşmelerde bulundu..

Yani samimi ve insani istişareler içeren bir gezi gerçekleştirdi!…

İlin mülkü amiri olması noktasında; yapılması gereken!

***

Bir önceki paragrafta aktardığım birileri var ya!..

İşte o birileri..

Ne yazık ki mesleği "trollük" üzerine kurgulamışlar..

Vali Karaloğlu'na "laf edilecek ya da, eleştiri getirecek?" diye; geziye gölge indirmek istemişler.. 

İşi haberleştirmek için de; bula bula, "Vali'nin maskesini" bulmuşlar..

***

Vali "maske takmıyor?" diye haber yapılmış!!…

Halk deyimiyle; "buyrun burdan yakın…"

Paylaşılan bir de resim var…

Ki kendi kendilerini de "tekzip" ettiklerinden habersizler!

Resimde görüldüğü gibi…

Vali, ilçe halkına hitap ediyor?..

Herkeste maske var; vali sesinin anlaşılır olması için "maskeyi" çıkarmış..

Bütün mesele bu iken; yapılan eleştiriye bakar mısınız!…

Neyse ki, Vali'ye "gözün üstünde kaşın var" dememişler!..

Ya deseydiler!…

***

TARİKAT KUMPASLARI!…

Dün olduğu gibi bugün de; faaller..

İşte son günlerde; "belli merkezden" kontrolle, "senaryolar" üretiliyor..

Aktörler ayrı, isimler farklı ise de; "yazılan oyun" değişmez; aynı!..

Evet, "Tarikat" adı altında kullanışa, kukla misali ipini oynatmaya müsait tipler, arz-ı endam ediyor!..

Ya da; "oyna" komutuyla, ettiriliyorlar!…

Hedef belli!…

60'lardan başlayan..

80'lerde trend alan..

28 Şubat'ta "pik" yapan..

15 Temmuz'da; "çirkinleşen?"..

Çok yüzlü, tek zihniyetli oluşumlar "kirli elleriyle" ülkenin ve milletin, "değerlerini" kullanarak, yok etmenin, hasta düşürmenin gayreti içerisindeler…

Dine ve gerçek dindarlara "zarar vermek" onları, devlete ve sisteme "hısımlıktan" hasım hale getirmek..

Ve tabi ki; ahaliyi de birbirine "diş biler" noktaya taşımak..

***

Onun için!..

Bu şarlatanlara, soytarılara, şaklabanlara, günlük "tarikat ve cemaat" üremesi olan bezirganlara, şakilere "prim" verilmemesi gerektiği gibi; devlet-i aliyenin de "uyanık ve hassas" olması gerekir..

Kumpasa ve suikastlere gelinmemeli!..

Ve şu da unutulmamalıdır..

En büyük tarikat "laiklik ve kemalizmdir?"..

Çünkü, tepe akıl o!..

Kurgulanan; "şakilerdir?"..

Ali Kalkancıların, Müslüm Gündüzlerin, Fadime Şahinlerin rolündekilerin "pisliklerine" aman ha aman dikkat!..

***

 

Z KUŞAĞI-KARARSIZLAR!..

Seçim "erken mi" olur, "zamanında mı" olur bilmem!..

Ki, mülahaza geniş..

Ama bir "seçmen" kitlesi var ki; hayli pırfena!…

Bu kesim; "Z Kuşağı" diye, ifade ediliyor..

Yani genç kesim..

Malum, her sene-i devriyede; ülkemizde 1.5 milyon civarında kişi 18 yaşını aşıp; "seçmen" oluyor.. 

Yeni seçmen..

2018'deki "Seçimleri değil de", 2019'daki "yerel seçimleri" baz alırsak..

2023'e de odaklanırsak..

Her yıl; 1.5 milyon 4 yılda 6 milyon seçmene tekabül ediyor..

***

Diyeceğim şu!…

Eğer ki seçim 2023'te yapılırsa..

6 milyon diye ifade ettiğimiz "Z Kuşağı" ilk kez "sandık" başına gidip, oy kullanacak!..

 Bu kuşağın DNA'sına girmek istemiyorum..

Ama; "elle tutulur" değiller…

Teknoloji, sosyal medya ve ani "refleksle" karar verici oldukları için "ne yapacakları bilinmez?"..

Her an için kendilerine bir "fenomen" seçerek, sahaya çıkabilirler..

İşte bu kuşak rakamsal olarak, mevcut bir çok partinin "seçmen" sayısını katlamaktadır..

***

Gelirsek, anketlerin sonuçlarına!..

Bu "Z kuşağından" daha yüksek bir oranda; "kararsız seçmenin" varlığı..

Ciddi bir rakam..

Ki, iktidara rakip ikinci sırada görünüyor yüzde 20'lere varan, "kararsız" seçmen.. Neticede, iktidar da, ana muhalafette, yeni yola çıkan siyasi partiler de; "Z kuşağına" ve "kararsız seçmeni" kararlı kılma noktasında; yeni stratejiler ve yeni politikalar üretmelidirler ki; "kazanım" elde etsinler..

Yoksa genç nesil ve kararsız seçmen bir bloğa yönelirse; "çarşı hayli karışır.."?

***

GÜNÜN SÖZÜ!…

Kaşın mı gözün üstünde, gözün mü kaşın üstünde!!!…