HUZUR KURUMSAL KOORDİNASYONLARLA MÜMKÜN?
Hep ifade etmişimdir!.. Ki, etmeye de devam edeceğim.. Birileri gocunabilir, ya da kendine özgü, gerekçeler de sıralayabilir!.. Ama hakikat, tektir diyorum!.. Kimse de, gerçeklere gözünü kapatamaz!.. Bir şehri marka şehir yapan, bizatihi o kentin, 7’den 70’ine olan, ahalisidir!..
Yani o şehrin insanlarıdır… Özünde yatan da, doğup, büyüdüğü, yaşadığı, havasını solduğu, şehre dair kent milliyetçiliğinden tavizsiz olması gerektiği ilkesidir..?
***
Bu şehrin yaşayanı olarak, kendime şiar edindiğim bir slogan var.. Ki kadim, okurlarım da bilirler.. Diyarbakır’a dair bir söylem ve eylem geliştiğinde, benim için, akan sular durur..
Hele ki, o kentin, huzuru, güveni, istikrarından söz ediliyorsa!… Daha açık ifadeyle, refahı ve sosyo-ekonomik, kültürel kazanım veya kayıpları masaya yatırılmışsa, illa ki müdahil olurum!.. Tarafım da nettir… Kötüye, ehliyetsizliğe, keyfiyete tepki dozajım yüksek olur.. Aynı minvalde, iyiye, güzele ve liyakatli tutuma, alkış tutar sahiplenirim!!…
***
Ne dedik, şehri marka şehir haline getiren, kent ahalisidir… Lakin, şu da olmazsa olmazdır, o markanın tescilinde!.. Çünkü şehri yaşanır kılan bir de, o şehrin idari mekanizmasındaki, ehil ve liyakat ölçüsüdür.. İster seçilmiş, ister atınmış olsun, fark etmezdir!…
Yeter ki temsiliyet aldıkları makam, yetkilendikleri şehir açısından, bir bütünlük içerisinde olmalarıdır!.. Sorumluluk karinesi içerisinde, faallerse, netice hasıl olur!… Aksi takdirde, o şehir fecaat bir şekilde yaşanılmaz hale gelir?!..
***
Kadim şehir Diyarbakır’ın, çok eskilerine!.. Hatta beş on yıl öncesine gitmek istemiyorum!.. Sürekli klişeleşmiş ifadeler kullanılır bu dönemlere ilişkin…. Çünkü acı dönemlerdir, o dönemler!.. Kimse tasvip etmez, bir daha yaşanılmasını da istemez!.. Hendek ve barikat terörü, şiddet, baskınlar, insanlık dışı muameleler.. Yani enva-i terörize edici atmosferlerle, anılan bir şehir diye söze girilmesini artık istemiyorum!.. Bu yöndeki beyanların, terk-i diyar edilmesi gerektiğini haykıranım!. Şehri yaşanılır kılan pozitif yönlerine odaklanmak lazım!…
***
İşte bu noktada hareketle, özellikle son bir iki yıldır büyükşehirler de ki Diyarbakırımız da dahil, suç örgütlerinden söz edip duruyoruz.. Sorguluyoruz, suç örgütlerinin büyükşehirlerde nasıl istedikleri gibi at koşturabiliyorlar diye?.. Buna dair karşımıza hep şu neden çıkmaktadır?.. Kentin, asayişinden sorumlu üst düzey zevat, görev sorumluluğu karnesinde, ehil ve liyakatte zayıf kalmasıdır.. Koordinasyon zafiyetinin, üstünlüğü eline almasındandır!…
***
Şayet kentin valisi de, emniyet müdürü de, başsavcısı da, jandarması da!.. Genel itibariyle diğer güvenlik birimlerinin mekanizmasında bir koordinasyon, bir uyumlu işbirliği, yok ise, O kentin huzurlu olması, mümkün değil!..
Bir söz vardır, denir ya vah hallerine!.. O kent, enva-i hadiseyle yüz yüze gelir.. Her yer pimi çekilmiş bomba gibi, suç ve suç örgütlerinin arenasına dönmüş olur..
Kaygılı, huzursuz ve güvenden ırak!.. Gel de, böylesi bir şehirde yaşa deyip durulur!…
***
Kadım şehir Diyarbakır!.. Hiç tartışmasız ki, son yılların mevcut ikmaliyle, en şanslı kenti diyebiliriz!.. Özellikle asayişle alakalı!.. Huzurlu ve güvenli!.. Diyeceksiniz ki, her yer güllük-gülistanlık mı?.. Elbette ki, değil!.. Ki beklenilemez de!… Diyarbakır, siyasi, ideolojik noktadaki politize olmuşluk halinin ekstrası olarak da, Ortadoğu’nun, merkezi, uğrak noktası!..
Nüfus bakımında, 2 milyonu aşmış durumda.. Kimi zaman, bu oran, 2.5 milyona çıkmaktadır, özellikle haftanın belli günleri!..
***
Stratejik öneme sahip, bir kent!.. Siyasi liderlerin söylemleri var.. Avrupa’nın yolu Diyarbakır’dan geçer diye.. Ya da, Diyarbakır hapşırdığında, Türkiye zatürre olur … Yani, ehemmiyet ölçüsü yüksek, bir şehirdir gül şehri Diyarbakır!!!…
Günlük hayat içerisinde, elbette ki hadiseler olur!.. Trafik kazası mı, kişiler arasında kavgalar mı, cinayet mi, diğer adi suçlar mı, olur?.
Ki suçlular da, failler de er yada geç yakalanır.? Yapılan yanına kar kalmaz!..
***
Şehri farklı kılan nedir öyleyse!.. İşte o da, koordinasyonun tam tekmil olmasıdır.. Kent adına, İl Valisi Murat Zorluoğlu’nun göreve başlamasıyla, yeni bir sayfa açıldı.. Ki ilk andan itibaren, sosyal bir dayanışma rüzgarını estirdi..
İşte bu noktadan hareketle, gerek görüşmeler, ziyaretler ve beri yanda bizlerin de müdahil olduğu kimi hadiselerle alakalı, işbirliği görüşmeleri!.. Yekun vaziyette, bu kentin koordinasyon ruhu, çok şeyleri negatiften pozitife çevirecek gibi!…
***
Kaldı ki, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım!.. MİT ve diğer birimler.. Güvenlik noktasında, uyum içerisindeler.. Bu uyumun diğer kulvarlar, kurumlar, idareciler, seçilmişler yönünde de, ivme kazanması gerekir!.. Yerel yönetimlerle sağlanan koordinasyon, sivil toplum örgütleriyle, geliştirilecek işbirlikleri!.. Hepsi, kentin yekun şekilde tüm dinamiklerini, aktifleştirir!…
***
Tabi, sabır ve zaman, konjonktürün zemini de önemli. Son aylarda kentin kanayan sorunlarının başında gelen, uyuşturucu, bahis, fuhuş, örgütlü suç çetelerine yönelik, sıra dışı bir çok operasyon yapıldı!.. Özellikle de, arazi mafyası!.. Ve kamudaki yolsuzluklar!.. Kırsaldaki, uyuşturucu tarlaları!.. Yerinde müdahale ve imha..
Tüm bunlar hiç kuşkusuz ki, koordinasyonla mümkün!.. O da, kent idaresinin, işbirliğine önem vermesindendir.. Aksi takdirde, herkes ben derse ortada, ne o, ne de ahali kalır!
***
Özü itibariyle, Diyarbakır’da esen pozitif rüzgarın artırılması yönünde, işbirliğine ve koordinasyona, yekun bir kent milliyetçiliği ruhuyla, sarılmamız gerekir!.. Siyasi ve ideolojik, çatışmaların arenasından kenti kurtarmalıyız!.. Özgür, hür, bağımsız, tavizsiz bir şekilde, dilimizi de, dinimizi de, kültürümüzü de, gelenek ve göreneklerimizi de, adetlerimizi de!.. Pek tabi ki, insanı, vicdani ve rahmani tüm duyguları ulvileştiren “maneviyatı”, elden bırakmamamız gerekir!.. Bunu da, ne yasaklar, ne keyfi yasaklar inşa etmekle, ne de yasakları çiğneyerek, ne de keyfiyetle yapmamalıyız!..
***
TURİZM POLİSİ..
İl Emniyet Müdürlüğü, Diyarbakır’ın pozitif yaşam kulvarı için, önemli bir adım attığından haberdarsınız, sanırım!..
Artık, Diyarbakır’ın da, asayiş kadar, şehre gelen yerli ve yabancı misafirleri, çok yönlü şekilde huzurlu, güvenli, hoşgörü ortamında ağırlama adına, turizm polisleri var!..
***
İlk etapta, 33 medeniyete ev sahipliği yapan, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan tarihi surlar, İçkale Müze Kompleksi, tarihi Ulu Cami, Ongözlü Köprü, restore edilen kiliseler, Hasanpaşa Hanı gibi tarihi ve kültürel mekanlar.. Beri yanda, çarşılar.. Buralarda görev yapacaklar..
Hal-i hazırda 16 polis memuru görev yapacak.. İngilizce, Almanca, Arapça ve Kürtçe bilen polisler görevlendirildi. Turistlerin güvenliğini sağlamanın yansıra, gerektiğinde onlara rehberlik hizmeti sunacaklar!..
***
Hani bir söz vardır, darısı Diyarbakırımızda turizm zabıta ekiplerinin de aktifleştirilmesi!..
Eğer ki bugün, Diyarbakır’a yılın ilk altı ayında, 300 bin civarında, yerli ve yabancı turist gelmişse, bunun kıymeti bilinmeli!..
Ne diyor İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya.. “Yeni hamleler ve teknolojik gelişmelerle, kentte çok önemli bir huzur iklimi yakaladık, bunu el birliğiyle korumamız gerekir…”
***
GÜNÜN SÖZÜ
Özünle bütünleş ki, istiklali, istikrarı ve istikbalı yakalayabilesin!..