MEB'İN "SAHTEKAR" UYARISI!..

Asayişi "berkemal" olmayan Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğünde "bu kadarı da pes" dedirten, hadiseler vuku bulmaya devam ediyor.. Dün de, "ilginç" bir kamuoyu duyurusu yapıldı..

***

Ki bu duyurunun da, tam da, "öğrenci taşıma ihaleleri, öğrenci iaşeleri" gibi, "akçeli" işlerle alakalı “birileri” kurgulu plan içerisinde olduğu gündeme alırken, benim de bir önceki yazımda "dile" getirdiklerimi dikkate alırsak, "tesadüf mü, ön almaya mı, masumiyet içerisine girmeye mi" dair, "iç operasyon mu" bilemiyorum!..

***

Tabi, İl Müdürlüğü'nün "kamuoyuna duyuru" başlığı altındaki, "iş takibine" atıfta bulunarak, "sahtekarlıklardan" söz edip, mevzuları "saklı" tutması, "kim ve kimler" hangi işleri takip ediyor, sorusunu da öne çıkarmıyor değil..

Neyse, MEB'in duyurusu ne?.. İşte, o metin!?..

Son günlerde bazı şahıslar tarafından, kurumumuzun da adı kullanılarak, kurumumuzdaki iş ve işlemleri yönlendirebileceğini ifade ederek vatandaşlardan iş takibi yapmak üzere para talep edildiği yönünde iddialar bulunmaktadır.

***

Müdürlüğümüze bağlı faaliyet gösteren resmi ve özel kurumların bu şahıslara itibar etmemeleri, bu yönde talepte bulunanlar hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmaları önemle duyurulur.”

***

Bu açıklama, MEB'in "yüz yüze" eğitimle gündeme gelen; "taşıma ve iaşe" ihaleleri.. Beri yanda, 600'e yakın İş Kur üzerinde "işe" alınmalara dair, "torpilli" liste iddialarının, dillendirilmesi..

***

Ve okulların bakım-onarımı, öğrencilerin başka okullara transferiyle oluşan "vahim mağduriyetler", önümüzdeki günlerde MEB'e nasıl bir lisan olur bilmem.. Ama işin fena bir şekilde giderek, "zıvanadan" çıktığını söyleyebilirim.. Yani dünü bile arayabiliriz!…

***

 Eğer ki, "kurumsal politize" olmuşluktan, siyasi ve ideolojik kutuplaşmayla birlikte, "rant çarkına" karşı topyekûn "çözüm üretici" bir strateji benimsetilmezse!… Söylenecek söz; vay malamını Milli Eğitim ve Diyarbakır ahalisi!?..

***

Akıl akıl, gel takıl!…

Sevgili Engin Ardıç'tan bir demet diyelim bugün!..

Fena bir takılmışlığı var…

Diyor ki;

"Akıl akıl gel de takıl…"

Evet ya..

Korona aşısı bedava, sahte test belgesi 200 lira…

Ne akıllar...

Sokağa atacak parası bol olanlar için 300'e, 500'e de varmış.

Ne akıllar...

Hatta 2 bin liraya kadar çıktığı söyleniyor.

Ne akıllar...

Test yaptıran pozitif çıksa dahi negatif raporu veren varmış...

Ne akıllar...

Bir hemşire, yani insanların sağlığını korumakla görevli bir bayan, sahte PCR testi sonucu satarken yakalanmış.

Ne akıllar...

Sahte belge polisten koruyor ama virüsten korumuyor.

Ne akıllar...

"Bana bir şey olmaz" diye ortalıkta serbestçe dolanıyorlar...

Ne akıllar...

"Bulaştırsam da ölecek olan ben değilim ya, karşımdaki düşünsün."

Ne akıllar...

Aşıda "mikroçip" varmış.

Ne akıllar...

Pardon, mikroçip nedir ağabey?

Ne akıllar...

Bu mikroçiple Amerikan emperyalistleri bizi uzaktan kontrol edeceklermiş.

Ne akıllar...

Kısırlık yapıyormuş... Yok yok, tam tersine doğurganlığı artırıyormuş.

Ne akıllar.

Sosyal medyada "aşıya karşıyım" diye atıp tutup sıkıyı görünce sağlık merkezinde kuyruk olanlar var.

Ne akıllar...

Brezilya'da bir dingil "sağlam olsun diye" üst üste altı aşı yaptırmış, yedinciye başvurunca yakalanmış.

Ne akıllar...

***

Bazı liberaller, düşünce, inanç ve teşebbüs özgürlüğü ile başıboşluk, serkeşlik ve kural çiğneme özgürlüğünü birbirine karıştırıyorlar.

Ne akıllar...

Bir ara "pedofiliyi" de cinsel özgürlük ayağından savunan liberal manyaklar vardı.

Ne akıllar...

Kaymakamlıkça yasaklanan "aşı karşıtı mitingin" adı "Büyük Uyanış"... Sloganı: "Özgürlüğün için pandemiye dur de"...

Ne akıllar...

***

TALİBAN KADAR BAŞINIZA TAŞ DÜŞSÜN!…

Hem de nasıl!.. Bir değil, binlercesi düşsün.. Bakar mısınız ya, sabah-akşam, "Taliban" konuşuluyor, Türkiye'deki "Tv kanallarında?"… Yat, kalk, konuş "Taliban" ne yapacak diye!..

***

Ve, tek nokta "Kadınlar.?!"… Laiklikten, çağdaşlıktan, batı kültüründen dem vurarak, sorgulama yapıyorlar.. Taliban "öcü" diye… Bir de, "sorular silsilesi" diziyorlar,  bunu yapacak mı" diye..

***

Neymiş!… Kadınların çalışmasına "izin" verilecek mi?.. Çarşı, pazarda, "tezgah" açabilecek mi?… Okula, gidebilecek mi?.. Öğretmen, doktor, hakim, savcı olabilecek mi…? Taliban hükümetinde, "Kadın bakan, milletvekili" olacak mı!..

***

Ve o can sıkıcı söz!.. Kadınlar "buraksız" sokağı gezebilecek mi?.. Üzerindeki çarşafı çıkarmasına izin verilecek mi?!… Yani, kadınlar da kadınlar "denilip" duruluyor!.. İyi de, Afganistan'da "sadece kadınlar mı" yaşıyor?…

***

İyi de, Afganistan nere, Türkiye nere!… Sen önce, kendi ülkendeki "kadınların hal-i durumunu" bir irdeleyip, sorgulasana!.. "Ölüyoruz, öldürülüyoruz.. Her gün kadın cinayeti" diye, attığınız naraların bir "nedenine, niçinine ve sonucuna" odaklansanız!?..

***

Ama yok!.. Sürekli "batı endeksli" faşizanlık.. Sürekli "laiklik" odaklı, vesayet!.. Sürekli "çağdaşlık" adına, asimilasyon.. Sürekli, modernlik adına, "kültür, inanç ve medeniyet" erozyonu!.. Hasılı kelam; Taliban kadar başınıza taş düşsün!..

***

Demiştim ya, Gine'yi konuşan var mı?.. Yok.. Peki ya, Özbekistan'ı konuşan var mı?.. Yine yok.. Niye; iki ülkenin "işgal yönetimi" zihinlerine, fikirlerine, "kukla" oldukları, emperyalist yapılara hizmet ediyor!…

***

Evet ya, Özbekistan'da "Başörtülü" kadınlara çalışma hakkı, askıya alınmıştı.. Okuma hakkı da.? Kamu binalarına girişlerine bile "yasak" levhası asılmıştı.. Peki, Türkiye'de kimse "Özbekistan'ı" konuşup, tartışıyor mu, oradaki "kadın haklarından" dem vuruyor mu?..

***

Sormak gerekmez mi?.. İki ülke de İslam ülkesi diye anılır.. Peki, Afganistan'da "başı açık gezmek isteyen" kadınlarla, Özbekistan'da "başını örtmek isteyen" kadınlar "bir" değil mi..? Yani insan değiller mi?..

***

Sizinkisi ne giyimdir, ne kuşamdır, ne yaşamdır?.. Sizin meramınız "Dini inançların, özgürlüklerin önünü kesip, pranga atmaktır!…!"… Sizinkisi Taliban üzerinden, Türkiye'de "yerli İslamofobikleri" palazlandırmaktır!?..

***

11 EYLÜL DERKEN?…

Tıpkı, 12 Eylül "darbe" organizasyonu gibi!.. Öyla ya, 2001'de, "İkiz kulelere" düzenlenen,"organizeli" saldırı, Afganistan'ın işgaliyle sonlandı!.. Önce, kaos oluştur, gerekçeler ortaya çıkar; "sonra" hedefi işgal ederek, "vesayet" oluştur!…

***

11 Eylül'de ABD işte bu "meramını" icra etti..? Afganistan'ı işgali 20 yıl sürdü… Ağustos 2021'de ABD çekildi.. Geriye ne kaldı derseniz; "virane" olmuş bir Afganistan, Taliban'ın yönetimi ele geçirmesiyle, ülke "küllerinden" yeniden uyanma ve filizlenme evresine girdi.. Yani, Yeni batı, yeni dünya düzenine geçildi..

***

SANCAR'IN ÇIKIŞI!..

HDP'li Mithat Sancar Van'dan seslendi.. Kendisini "arka bahçe" olarak kullanan, CHP ve İyi Parti'ye…

Eğer ki şeffafsanız..

Eğer ki, dürüstseniz..

Eğer ki, samimiyseniz..

Eğer ki, "ittifak" arayışında bizi de istiyorsanız "ittifaka" hazırız..

Ama, kayıtlı, uydulu…

Şimdi sormak lazım

Ey İyi Parti,

Ey CHP,

Lafı evirmeden, çevirmeden net olarak; "evet ittifaka varız" diyebiliyor muyuz?

Erdoğan'ı "iktidardan" indirmek adına..

İttifak'ı "resmileştirebilecek misiniz?"..

Hadi, karar verin!…

Tabi, HDP'nin "PKK ile ilişkisini" gözardı etmeden..

***

ŞENOL GİTTİ…

İşte bu, Şenol Güneş hoca.. Karşılıklı "uzlaşma ve anlaşma" sonucu, gönüller de fazla kırılmadan; "herkesin yolu ve bahtı" açık olsun, demek en erdemli hareket ve tavırdır… Takdir ediyorum.. Paraya "tazminata" tamah etseydin.. Başarısızlık "benim" deyip, ısrarcı olsaydın; "ilk tökezlemede", enva-i tekmeyi arkandan hissederdin.. Şimdi; "yad edilebilecek" bir tavırla, güle güle!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan iyi yürekli olunca hiçbir zaman yalnız kalmaz. Her zaman arayanları bulunur…