TEBRİKLER DİYARBEKİRSPOR.

 Diyarbekirspor artık 2. ligde..

8 yıllık mücadele, hafta sonu "mutlu sonla" bitti..

Şampiyon..

Gelinen aşama, "azmin" zaferidir..

Takım bir şirket, şahsa özgü olsa da, kazanılan başarı artık "kentle" entegre oldu…

Sahiplenilmesi gerektiği gibi, bir adım ötesi de "seri şekilde" gelmeli..

Son durak, Süper Lig olarak hedeflenmeli..

***

Diyarbakır'ın bu noktada hem tecrübesi, hem de potansiyeli mevcut!..

Umarım, hal-i hazırda oluşan "kenetlenme" bu yolda, öncü ve rol biçici olur..

Yani, anlık, günlük bir "sahiplenme" olmaz!..

Çünkü, Diyarbakır spor alanında en büyük "talihsizliği", sahiplenme adına, siyasi ve ideolojik bir "takıntının", yarattığı atmosfer "kazanım yerine" hep kaybetmeyi, inşa etmesidir..

***
 

Neyse!..

Mutlu ve sevinçli atmosferi, geçmişin ruh sağlığını etkileyen handikaplarıyla tatsızlaştırmayalım..

Zafere ulaşmada emeği geçen futbolculara, yöneticilere ve kentin diğer tüm dinamiklerine, "şampiyonluğunuz" mübarek olsun..

Tebrik ediyorum…

***

1 MAYIS'I GEREN TABLOYA BAKIŞIM!…

İki şık, eksenli fikri beyanım ve bakışım var…

O da şöyle…

***

BİR.. Pandemi var, sokağa çıkma yasağı var, tam kapanma var.. Böyle bir ortamda, 1 Mayıs'a dair "gösteri" yapmak, yasakları çiğnemek, sokaklara dökülmek, hiç de "hoş değil?"..

Her yönüyle bir ihlal…

***

İKİ.. Ancak bu ihlale karşı, kolluk kuvvetlerinin göstermiş olduğu "orantısız" müdahale.. Şiddeti meyil eden sert bir duruş.. Kaldı ki, çok da kalabalık değil, 10 kişi.. Vaziyet hiç de hoş değil..

Her yönüyle bir ihlal!..

***

Emekçi kardeşlerim için de, kolluk kuvvetleri için de, "bu işin daha makul bir yolu yok muydu ki" herkes "ihlaller" zincirini, kendi kulvarında ikmale getirdi?.. Yazık, ülkeme ve milletime yakışmıyor!?.

***

YETER BE, "ZIKKIMIN KÖKÜ!.."

Yahu, siz ne "laf" anlamaz, zehirli yılanlarsınız ya!…

Biliyoruz..

Solcusunuz..

Sekülersiniz…

Ateistsiniz…

Fikriniz de, zikriniz de batıldır…

Dininiz..

İnancınız..

Değerleriniz her nasıl bir kimliği muhteva ediyorsa!…

Yani her ne iseniz..

Azıcık mantıklı.

Azıcık insaflı..

Azıcık, dürüst ve hakkaniyeti benimseyin ya!…

Bu ne aymazlık halidir…

"Tekel büfeleri?" Esnaf değil mi?..

Perakende satış yapan değil mi?

Size göre bir "meslek" teşkil etmiyor mu?..

Eee.. Bakkalı kapatacak..

Restoranı kapatacak..

Kafe, kahvehane kapatılacak..

Bilaistisna tüm işyerleri, meslek grupları "kilit" vuracak..

Ve Tekel büfeleri de, bu kapsamda…

Pandemiden dolayı "hepsine" kapatma geliyorsa…

Ki gelmiş!..

Şimdi deyin; büfelere" ayrıcalık niye?..

Her şey basit; 17 gün kapalı olacak…

***

Ama yok!…

"Ayyaş" zihniniz, köpürtüyor…

Yok; "Bu çalışma hürriyetine aykırıdır?"..

Yok; "Bu bireysel özgürlüklere aykırıdır?.."

Yok; "Bu hayat tarzına müdahaledir?"..

Anayasayı bilmeyen.

Yasaları okumayan..

Hak, hukuk, adaletten çakmayan..

Sanacak ki, Alkol tüketimi..

Tekel bayilerin açık olması…

Anayasa'nın "temel hak ve özgürlükler" başlığında; böyle bir madde var..

Anayasal bir; tabu!…

Hadi ordan ya!…

Şu Ankara Barosu…

Öyle ya; "din düşmanı" bir baro..

İslam karşıtı..

Yine kerameti menkul aksiyonel faaliyet içerisinde..

"Dava açmış?.."

Yetkiyi iktidar kötüye kullanıyor diye!…

Sevsinler sizi ya!…

Nalburcuya bir de dava açın, hırdavat niye satıyor diye?..

İnsan söyleyecek söz bulamıyor; "şuursuzluk" akan, akıl sahiplerine…

Bakar mısınız CHP'li Veli Ağbaba'ya..

"Bu yasağı getirenleri Allah'a havale ediyorum?" diyor...

Şimdi bu duruma ne diyelim…

Ne diyeceksin.. "Allah akıl fikir ve izan versin!…"

 

***

GÖREN YÜZÜNÜZE TÜKÜRÜR!…

Berrin Sönmez!.. İlmi bilgisi nedir bilmiyorum..

Ama ekrandaki görüntü ve söylemiyle; "tam bir "cahil..

Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'i "tahrif" ederek, diyor ki.. 

"Kur'an'da içki haram olarak geçmez.

Üç şey haram olarak geçer;

Kan, İnsan eti ve Domuz eti.."

Ya İhsan Eliaçık!..

Kendini ilahiyatçı, kendisini imam, kendisini bilmem ne olarak gösterip duruyor..

Ve o da diyor ki..

"İçkinin Kur'an da cezası yok. İçki cezası nerede geçiyor, hadi onu da siz gösterin" diyor..

Yani, "içkiye" masumiyet kazandırıyor…

E be Berrin..

E be İhsan…

Alın size, Kur'an-ı Kerim'de "içkinin, yasak, günah ve cezasının ne olduğunu" dile getiren, sadece iki ayet…

***

Bakara Süresi.. 219 ayet..

Der ki;

"Sana içkiyi ve kumarı soruyorlar. De ki; bu ikisinde insanlar için büyük zarar ve bazı faydaları vardır; zararları da faydalarından büyüktür.."

***

Maide süresi.. 90 ve 91 ayet..

Der ki;

"Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir.

Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa eresiniz.

Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.

Artık vazgeçtiniz değil mi?”

***

Beri yandan, Peygamber Efendimizin hadisleri de var…

Peygamberimizin hadisleri:

“İçki günahların en büyüğüdür. Her kötülüğün ve her günahın anasıdır.” (Taberani)

“Çoğu sarhoş eden içkinin, azını da içmek haramdır.” (Nesai)

“Allah’a ve ahirete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın.” (Taberani)

“İçkiden sakının. Ağaç dal budak saldığı gibi, içki de, kötülük saçar.” (İbni Mace)

“İçki içenin haya perdesi yırtılır, şeytan ona yoldaş olur, her kötülüğe sevk eder ve her iyilikten alıkoyar.” (Taberani)

***

Tüm bunlar vaki.. Bilesiniz diye aktardım.. Ki, 11 Ay'ın sultanı olan Ramazan-ı Şerif'i de idrak ettiğimiz, zaman dilimi içerisinde, olduğumuzu da, bilelim!… İslam ülkesi diye övündüğümüz, ülkemin insanlarının hal-i pür melali!…

***

VUR DEYİNCE "ÖLDÜR?"…

Şöyle bir deyim var…

"Vur deyince öldürmek.."

Bu ifade salt, bize özgü mü yoksa, dünyayı kapsamıyor mu?.

Her ne ise, bizdeki tutum ve davranış halimiz, ne yazık ki "aynen" de böyle!…

"Vur denilince "öldürmek" anlıyoruz!…

İşte günlük hayatta yaşadıklarımız..

Gün geçmiyor ki, "sözü" haklı çıkaran bir hadise vuku bulmasın…

Öyle ki, her yerde her zaman geçerli bir maymuncuk gibi istenilen yere cukka da oturtulabiliyor.

Siyasi olarak ortadan ikiye bölünmüşlüğün getirdiği tutum ve davranışlarda daha vurmadan öldürdüğümüz gerçeklikleri hatırlamaya yetiyor da artıyor..

Muhalif bakış açısına sahip siyasetçisinden yazar çizerine, akademisyeninden sade vatandaşına kadar millet sanki ortadan ikiye bölünmüş durumda.

 

***

Hal böyle olunca da, insan "iki laf" edesiden korkar hale geldi!…

Şunu dersem, mahallem ne der, bunu dersem karşı mahalle linç eder mi…

Çünkü, gerçeklere odaklanmıyor, "zırvalara" meyil veriyoruz..

Onun için derim ki, millet olarak doğruları dikkate almadığımız, araştırmadığımız sürece, zırvaların "hizip ve kutuplaşmasına" mahkum olmaya devam edeceğiz!…

***

PARTİLER KAN KAYBEDİYOR!

MetroPOLL Araştırma şirketi, "Türkiye'nin Nabzı Nisan 2021" araştırmasının sonuçlarını yayımladı.

Araştırmaya katılanlar, "Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz" sorusu yöneltildi.

Araştırma şirketinin sahibi Özer Sancar'ın verdiği bilgiye göre, partilerin yüksek oranda "oy kaybı" içerisinde oldukları ortaya çıktı.

MetroPOLL'ün anketinden; kararsız, protesto ve cevapsız oylar dağıtılmadan çıkan sonuçlar şöyle:

***

AK Parti: Yüzde 27

CHP: Yüzde 18,3

İYİ Parti: Yüzde 10,7

MHP: Yüzde 8,7

HDP: Yüzde 8,4

DEVA: Yüzde 2,2

SP: Yüzde 1,6

Gelecek Partisi: Yüzde 1,4

Diğer: Yüzde 1

Kararsızlar: Yüzde 8,7

Protesto Oy: Yüzde 6

Cevap yok: Yüzde 5,9

***

24 Haziran 2018'deki Milletvekili seçim sonuçlarına göre partilerin oy dağılımı şöyle…

AK Parti; yüzde 42.56

CHP; yüzde 22.65

HDP; yüzde 11.70

MHP; yüzde 11

İyi Parti Yüzde 9.96

SP yüzde 1.34

Diğer partiler yüzde 0.69

***

MetroPOLL'un "bugün seçim olursa hangi partiye oy verirsiniz" anket sonucu ile 24 Haziran 2018 seçim sonuçlarını karşılaştırdığınızda, "iktidarda ve muhalefette" yüksek oranda, oy kaybı yaşadığı görülüyor..

Sonuçlar, Ak Parti'yi yine birinci parti gösterirken, ikinci parti konumunda ise tepkili seçmen, kararsızlar!..

Görünen o ki, önümüzdeki seçimlerin "kaderini" değiştirecek tek seçmen var o da kararsızlar seçmen!…

Partilerin odak hedefi onlar olacak…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Ey insanoğlu bil ki, O'nun rızası, rahmeti, bereketi ve tecellisi olmayan hiçbir şeyin değeri yoktur.