UYKULARI KAÇIRAN; 4 ŞUBAT MI?

TÜSİAD.. Nam-ı diğer, patronlar kulübü..

Zenginlerin, elitlerin, egemenler sınıfının örgütlü yapısı?!..

Örgütlü toplumlar, gelişen, kazanan milletler, devletler yaratır..

Ama velakin; bizde yıkıcılık ön planda!!!.

İki yönlü…

Kendine has, vazife ve keramet üretici olduklarında, hayır değil şer yaratıcı olunuyor.?!!..

TÜSİDAN’ın amel defterlerine dönemsel olarak baktığınızda hep “şer” kayıtlı, maceralar ikmal ettiğini görmek mümkün!

Hayır, hasenat yok, şer var…

Bizim yaştakiler hatırlarlar!..

Yıl, 1979’u..

Bu tarihte, sağ-sol çatışmaları tırmanmış, sokaklar, kan-revan, barut, kokuyor!..

80 darbesine, kapı aralayan dönem!..

Gazete manşetleri, ilan sayfaları, TÜSİAD’a ait!..

Hükümetin istifası isteniliyor!..

Başbakan Bülent Ecevit!..

Ki istifa etmek zorunda kaldı..

Yeni iktidarların ilk yıllarında nemalanan, hep onlar!..

Ki, kar marjinalleri sürekli artandır..

79’da 124 milyar karda iken, 80 sonrası yıllık ciro, katlamalı!..

655 milyara çıktı..

Kaos ve kaos sonrası, kazanan hep kendi şirketleri ve bankaları olmuştur!?.

Millet değil..

Devlet deseniz hiç değil..

Demokrat, insan hakları, özgürlükler hukuk hiç değil..

***

Merhum Özal’ı hatırlayalım!..

İlk yıllarda, bugünün deyimiyle kanka idiler!..

İşi bitiriciler…

Sonra, ekonomi politikasına, sırt dönüp, karşı çıktılar.

28 Şubat’ın da, beşli çetesinden biri yine kendileri oldu!..

Hatırlayalım o günün gazete manşetlerini!

Gün geçmiyordu ki emir komuta zincirine bağlı, hükümete ayar çekmeler!!..

Finansman, TÜSİAD..

Refah-yol hükümetini deviren sürecin en büyük saç ayaklarından biri, yine kendileri!

Öyle ya!..

TÜSİAD ne deseydi, darbeciler onu yapardı.!

Darbeciler hangi emri verdiyse onlar biz diyalog içerisindeyiz buyruğu altında, istenilen yapılırdı.

Para bizden, fiziki güç sizden yani!..

En vahşi ve canice konumlanan halleri de; rakip sermayeyi sınıflandırarak, ömür biçmeleri..

Tekelci, anlayışın hikmeti?!

Ne diyorlardı o dönemin darbecileri, yeşil-mor bilmem ne sermayedarları, bu ülke ve millet için beka sorunu diye!..

İrticacıdırlar!!..

Nice sermayedar onlar tarafından sakıncalı ilan edildi?.

Onlar hep egemen!..

Kendilerine özgü kategorize ettikleri sermaye ise düşman!.

İktidar alternatifi, tavırlarıyla ayar çekici bir kurum!!..

***

Demokrasiden dem vurup, Türkiye’nin Demokratik Standartlarını Yükseltme adına, organize oldu!

Ama vesayetçi, tekçi, ırkçı, şoven egemenlikle, devleti de, iktidarı da, kurumları da, millete hasım eder oldu!..

Başörtüsünden, İHL’lere, Üniversitelerden, din derslerine kadar!..

İbadethanelere bile!..

Laiklik deyip, dine bile karşı çıktılar!

Tarih sayfasına kaydedilmiştir!..

28 Şubat’ın kudretli paşaları, generallerinin, emekli olduktan sonra, kapağı nereye attıkları!..

Hepsi patronlar kulübünün birer  ceo’su!!!

En baba makam, mevki ve dolgun maaşlar onlara!..

Eee!..

Vefa borcu, hizmet borcu derler ya!?.

90’ların ardından 2000’lerin başından, 2010’lara kadar!..

Dün onlara burjuva, faşist, sömürgeci diye, laf edenler, gördü ki birlikte yol yürüyenler!..

Hiç bir zaman güçlü, istikrarlı bir siyasal iktidar istemiş değiller!!..

Pijamayla, Başbakanı kapıda karşılayan!..

Ali Koç’un, eli cebinde, Erdoğan’a takındığı tavrı hatırlarsak, özünde geçmişin kalıntısı, ruhunun yansıması!..

Ama ayağını denk aldı..

Bunlar köşe sıkışmaya gör!?.

Kuyruğuna basılmış kedi misali miyavlıyorlar.

“Battık, ettik, yandık, gücümüz kalmadı!”

Özlerinde, enva-i hortumculuk, tokatçılık, banka boşaltma, hileli iflas var!..

O günün, kadrolarına bakın çoğu yok!

Kaçmışlar!..

Kapitalist düzeninde, yerli üretim yok, sanayi yok, gelişim, büyüme, teknoloji, enerji, altyapı, üst yapı yok..

Vaki olan montajlama, yan sanayi, faiz, banka düzeneği!..

Başka da hükümleri yok!..

AK Parti iktidarı döneminde de, durmadılar!..

Farklı organizasyonların içerisinde, yer alarak, finansman kesildiler..

Ki en barizi, Gezi olayları!?.

Göstericilere otellerini açtılar!.. 

Enva-i destek sağladılar!?.

Taksimin göbeğine; “Ne sağcıyım ne solcu çapulcuyum çapulcu” pankartına bile prim verdiler!?

***

“17-25 Aralık darbe girişimi”ne!..

FETÖ’den gelen tespihlerin hatırına sessiz kaldılar.

En büyük yüzsüzlükleri de, hatırlarsanız!..

Tüm bu yıkıcı söylem ve faaliyetlerin yapısal destekçileri olarak bir de; böyle bir ülkeye yabancı sermaye gelir mi şirazesini göstermekten de geri kalmazlardı!?.

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra CHP ile koalisyon kurulması için dönemin Başbakanı Davutoğlu’na baskı yaptılar.

Katılımcı demokrasi ve laik hukuk devleti gibi gerekçeleri sundular!?.

Ne o meşhur Yaşar Büyükanıt’ın kaleme aldığı, 27 Nisan e-muhtırasına..

Ne 367 hokkabazlığına..

Ne de terör örgütlerinin ülkeyi çökertme operasyonlarına karşı!

O gün de bugün de tek laf eden olmadı, bu kulüpten!..

***

Say say bitmez bunların amel defterlerine kaydedilen şerleri.?!

Şimdi yeniden, baş kaldırma gayreti içerisindeler!..

Ümit Özdağ’dan, İmamoğlu’ndan, yolsuzluk soruşturmalarından, Menajerden, ihraçlardan..

Ama hiç de öyle değil…

Zerre-i miskal olup-biteni taktıkları yok..

İlla ki, “kulaklarına birileri bir şey fısıldamıştır?”

Yoksa, uzun bir süre yattıkları, kış uykusundan neden uyansınlar?..

Baksanıza aynı membadan su içenler bile onlara günaydın çekiyor..

Aynen öyle..

Bir yerlerden komut almadan, konuşmazlar!!

***

 

Demem o ki..

Sizin o çıkarcı, bencil, hortumcu, egemenlikle vampir misali ülkenin ve milletin kapital düzeyde kan emenleri olarak, ne derseniz deyin dönüp, dolaşıp geçmişinize toslamaktadır, söyledikleriniz!..

Kimse sizi tınlamıyor!?..

Dün olduğu gibi bugün de, sizin milleti ve devleti önemsediğiniz yok!..

Ne demokrasi, ne hukuk, ne adalet, ne eşitlik, ne de herhangi bir nizamla alakalı, düşünceniz!..

Vaki olan kendi çıkarlarınızdır!..

İşinize geldiğinde, çıkarlarınız doğrultusunda ketumlaşırsınız!

Kenara çekilir, pusu kurarsınız..

Ağzınızı açtığınıza göre, illa ki hesabınız, karınız, kazancınız vardır!..

***

Özetle siz Patronlar kulübü!..

Hani bir söz vardır, o eskide kaldı..

Artık ateş olsanız, “cürmünüz kadar yer yakarsınız!..”

Ne size biat eden, kamu kurum ve kuruluşları, siyasi otoriteler var.?

Ne de sizi kendine aparat edebilecek, darbeci anlayışa sahip, generaller var!..

Farkındaysanız ki farkındasınız..

Tüm bu haşmetli kapitalenize rağmen, beyanlarınız tek sütün dahi haber olmuyor!..

Çapulcuyuz pankartı, ister bugün, ister gelecek zamanda olsun!..

Sizin muhalifliğiniz iktidara, iktidarcılık kesilmeniz, muhalefete yarıyor!..

Onun için, siz siz olun, kerameti kendinden menkuller hanesinde tur atmaktan vazgeçin!..

***

Sizin, neden ciyakladığınızın sebebi, gündemleştirdiğiniz mevzular değil..

Sebep şu..

4 Şubat’ta yürürlüğe giren; şirketlere kayyım atanmasına ilişkin düzenleme!..

Özellikle; terör finansmanını önlemeye yönelik, madde!..

Bu minvalde “suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde şirketlere ve mal varlıklarına kayyım atanması kararı verildiği takdirde 5 yıl süreyle TMSF'nin kayyım olarak atanabilecek.?”

Sizi rahatsız eden, uykularınızı kaçıran işte bu düzenlemedir!?.

4 Şubat size bir kabus!..

Başka da bir şey değil..

Çıkın söyleyin, ahali de gerçekleri bilsin..

Sizde rahatlayın, millette!..

Son sözümüz!..

Demokratik noktada, eleştirini yap, hukuk çerçevesinde, kendi fikrini, zikrini beyan et!..

Siyaset yap..

Ama İş dünyası olarak, yapma!

Ülke idaresine haddini aşarak ayar verme..!

Aba altında sopa gösterme hadsizliğine düşme!..

Zikrettiğiniz, geçmişe olan özleminiz kadar gördüğünüz kabustur!?..

***  

GÜNÜN SÖZÜ..

Hadsize haddini bildirmek, hadsizlik değildir!…