YERELDEKİ DİNAMİKLİK!..

..Ve son 24 saat!.? Kritik gün, 20 Şubat.. Partiler, kesin listeleri YSK’ya bildirmede, son gün!.. Hem Belediye Başkanlığı hem de Meclis üyelikleri.. Tabi, Muhtarlar da var.. Liste rötuşları ve karar kılınan isimler netleştirilerek, İl Seçim kuruluna teslim edilecek…

***

Diyeceksiniz ki, hal-i hazırda iç kazan kaynayan partilerde, liste teslimi sonrasında, ne olur?.. Elbette ki, yeni bir türbülansa girilir.. Sarsıntının şiddeti ne kadar olur, onu zaman içerisinde göreceğiz.. Ama bizdeki aksiyonel takip son bulacak.. Kim aday olacak kim olmayacak, kimin ismi geçiyor kehaneti bitecek.. “O mu, bu muya son?”

***

Siyaset merkezden idare edilse de, tabanı genişleten yerelden genele yürüyen ana akımdaki aktörlerdir?.. O nedenle, seçimlerde en kritik güç dengesi, yereldeki istikrarlı yürüyüşten başlıyor.. Belediye Başkan adayları bundandır ki; önem arz edici.. Parti aidiyeti ile birlikte isimlerin de etkisiyle, seçmen kendini konumlandırır?..

***

Peki, Belediye Başkan adayını belirlemek yeterli mi?.. Daha geniş bir ifadeyle, doğru isimleri belediye başkan adayı göstermek başlı başına yerel seçimi kazanmak için mümkün olabilir mi?.. Seçmen yekün şekilde, salt başkan adayı doğru isimdir deyip etrafında buluşup, sandığa giderek oyunu verir mi?

***

Bu soruya yanıtınız ne olur bilmem?.. Muhakkak ki, farklı düşünceler hasıl olur.. Ama benim yanıtım yeterli değildir.. Eksik.. Bir gülle bahar olmaz, olabilmiş de değil.. Çünkü, Belediyelere işlerlik kazandıran bir de bu belediyelerin karar mekanizmasını oluşturan meclisi vardır?”.. Belediye Meclisi.

***

İşte başkan adayı kadar,  Belediye Meclis Üyeliklerinin de belirlenmesinde partilerin, aynı hassasiyet ve titizlik göstermesi gerekir!… Eğer ki o entegrasyonu sağlayabilirlerse işte o zaman bahar olur, seçim sandığından güller ve çiçekler çıkar?.. Gönül ferahlığı içerisinde seçmen tercihini ortaya koymuş olur!?..

***

Ama yok!.. Vaziyet eski tas eski hamam misali!.. Dar alanda iyi paslaşan, rant dışına çıkmayan, neyi, neden nasıl yaptığını sorgulamayan, fikriyle, zikriyle sokağın, ahalinin tepkisini alan, çıkarını kent çıkarının üstünde tutan, hem partiye hem teşkilata, hem de seçmene yük haline gelen tiplere dikkat!?.

***

“Parayı veren düdüğü çalar” hesabı güdülmeden!.. Onun, bunun adamı hesabına gidilmeden.. Böylesi karaktere ve nüfuza sahip kişilerin, Meclis üyelikleri listesine sızdırılmaması, yer almaması gerekir..  Onun için elzem ve önem arz edici olan titiz ve dikkatli olunması!… Her il gibi Diyarbakır’ın buna ihtiyacı var, ey partiler!..

***

CHP’DE SULAR DURULMAZ!…

Bırakın suların durulmasına, her geçen gün, daha bir fırtınalı, daha bir dalgalı ve  daha bir yıkıcı şekilde, alabora oluyor!?. Bir tarafta rant misyonlu koltukları elde edemeyenler.. Diğer tarafta, partide alan özerkliği elde edenler.. Beri yanda akşamdan akşama takılıp, ortamı çok yönlü şekilde körükleyenler!..

***

Vaziyet yekün şekilde meydan muharebesinin de ötesine geçmiş durumda!.. Bir kere, Parti Genel Başkanı kim?.. Büyük ve vahim bir meçhuliyet var?.. Eş başkan diyeceksin öyle bir yetki de yok?.. Davul boynunda ama tokmak, başka ellerde.. Zaafiyetler zincirine mahkum edilmiş bir başkan koltuğu?..

***

Halk deyimiyle; gelen silleyi vuruyor, giden enseye şaplak indiriyor!.. Krizlerin merkezi, belirsizliklerin hanesi, başıboşluğun da, arenası olunca, haliyle herkes ayrı bir telden çalıyor.. Aday belirlemede ortaya çıkan yapay zeka mevcut hali öylesine bir dağınıklık haline getirdi ki; 40 yıllık partili bile kapıyı vurup gider oldu!..

***

Rant koltuğu kavgası!.. Tabi bir de, çuvala sığmayan mızrak sahiplerinin de, aksiyonel şekilde sende mi brütüs olunuyor.. Her ne kadar kendisine aynaya bak, aynaya diyor isek de, Gürsel Tekin’in gider ayak; İmamoğlu’na bindirmesi; seçim arifesinde tam bir fecaat!..

***

Ne diyor Tekin!… “Onlara ne destek olacağım.. Onlar değişimci değil, çürümüş adamlar.?” Vay da vay, arkadaş!.. “Öküz öldü, ortaklık bozuldu?”.. İyi de, o öküz sağ iken, “sesin çıkmıyordu?”.. Altılı masa kuruldu, ses yok.. Kılıçdaroğlu şutlandı ses yok.. İmamoğlu gölge başkan oldu ses yok!..

***

Daha açık bir detayla!.. Manevi babasını satarken, manevi ablasına kelek yaparken, el altında, dış ilişkiler kurarken, yetmediği gibi gizli pazarlıklarda bulunurken!.. 0 40 yıllık CHP kimliğinle, zerre-i miskal laf etmezken.. Ey çürümüş adamlar diyerek, karşılarına dikilmezken!.. Ne oldu da; şimdi?..

***

Eee; beklenen olmadı.. Rant koltuğu layık görülmedi.. Belediye Başkan adayı olunmadı.. Ömür de son deminde.. 2028’e kadar, seçim yok?.. Eee partinin gemisi de hayli su almaya başladı, çürümüş yapıdan dolayı?.. Sahi ya; hiç mi kabahatin yok çürümüşlükten?…

***

BEŞİKÇİOĞLU’NA BAKINCA!..

Behzat Ç. dizisini bilirsiniz.. “Behzat Başkomiser” karakteriyle başrol oyuncusu, Erdal Beşikçioğlu.. Malum, CHP’den, Etimesgut Belediye Başkan adayı gösterildi.. Önceki gün, Özgür Özel onun tanıtımı yaparken, şu ifadeleri kullandı… Dedi ki;

***

“Ben ona bakınca elbette suçlulara göz açtırmayan, geceleyin hepimiz rahat uyusun diye canını ortaya koyan bir iradenin temsilcisini, kahraman bir Türk polisini görüyorum..”

***

Özel’e, her ne kadar bir çok artistten örnekleme getirilse de!..  Ben Behzat Ç.'ye bakınca hiç de Türk polisini görmüyorum!.. Gördüğüm, “sürekli alkol tüketen, rakı-bira içen, pavyon alemine takılan, metres takılan, ruh dengesinde şizofrenik, şiddetine küfrü öne çıkaran bir karakter..”

***

Ne diyelim, Özel beye!.. Düşünüyorum ya, Behzat Ç.’nin yerine, “Behlül’ü” aday gösterseydi!.. Acep onun için, neler dizelerdi?.. “Ben ona bakınca 'yengesine sarkan', gece yatarken odalarımızın kapısını kilitlemek zorunda kalarak bizi uykusuz bırakan, süfli bir zampara görüyorum" mu derdi?..

***

Neyse ki, bakma işini kendisi yapmış.? Ya işi yapay zekaya havale etmiş olsaydı!.. Siz o zaman işin zeka algoritmasını görürdünüz?… Aman ha!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Vur davula davulcu deriz ama tokmağın kimin elinde olduğuna bakmıyoruz!?.