YURT NEREDE, ÜNİVERSİTE NEREDE?..

Öğrencilerin "Yurt Sorunu" büyük!… Ki, "gözardı" edilemez… Tabi, "kangren" durum, bugüne özgü değil.. AK Parti iktidarıyla da "sınırlı" tutulamaz… Bilakis, mevcut hükümet döneminde, "öğrenci yurtları" daha bir modern, daha bir çağdaş, daha bir kaliteli.. Özellikle, "koğuş sisteminden, 2'li, üçlü oda" sistemine geçilmesi büyük bir kazanım.. Kısacası, sorun var ve bu sorun, yıllar yılıdır hep kendisini hissettirmiştir..

***

Elbette ki hedef ve gönül ister ki, "tek bir öğrenci, yurt sorunuyla" yüzleşmesin!.. Kimse açıkta kalmasın.. Hatta, "işi ticari, siyasi ve ideolojik" kutuplaşmaya, "benden, senden" hesabı güden yapılara da, "meydan" bırakılmadan, herşey Devletin kendine has yurtlarında, “tek odalı” sistemle öğrenciler ücretsiz, kalsın.. Zihni de, huzuru da sorunsuz ve güvende olsun…

***

Ama ne mümkün!.. Tabi meselenin son günlerdeki "ajite" edilmesindeki gaye "üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek!.." gibi bir durum var. Bir algı üretimi ve operasyonu var.. İstanbul'da Parklarda yatanların "halis ve samimi" bir niyet icra etmediklerini bilecek kadar artık tecrübe sahibiyiz!… Her ne kadar; "iyi niyet" taşıyanlar da aralarında olsa bile!…  Malum; Gezi olaylarında, "çok şeylere" şahit olduk..

***

"Duran adam mı?".. Kırmızı kurdeleli kız mı?.. Çadırlardan çıkan, çivili ağaçlar mı?.. Tanrıkulu'nun, "kan ter" içerisinde kalması, Önder'in "kepçeye" direnişi, Kantarcıoğlu'nun, "kızıl maskeli" komuta edişi mi, "moloflu" sağcı, solcu, kemalist, seküler, sosyalistlerin "kol kola", "daha anlamadınız mı" çıkışları?… Evet ya; ne oldu, unutuldu mu?.. Hayır...

***

Diyeceğim şu!… Öğrencilerin "yurt sorunu, barınma sorunu, ulaşım sorunu, öğrenim ve öğretim sorunu" samimi ve ihlaslı, bir niyetle, masaya yatırılarak tartışılmalı… Siyasi, ideolojik, kutuplaştırıcı, farklı uçların, sinir ve duygu damarlarını ajite etmeden, algı operasyonlarına da prim ve alet olmadan; "mesele" enine boyuna hem ulusal ölçekte, hem de yerel bazda, çözüm odaklı ele alınmalıdır...

***

Bakınız bir kaç yıldır, dilimin döndüğü, kalemimin yazdığı kadarıyla, Diyarbakır'daki "Öğrenci Yurtlarıyla" alakalı, sorun ve çarpık duruma dair dillendirdiğim mevzular var!.. Ama kime dersin; ilgili ve yetkililer, siyasiler, hatta "en sıradan siyasi mevzuda" ayağa kalkan bazı öğrenci kulüpleri ve örgütleri dahi; "ırak" kaldılar.. Görmedim, duymadım, bilmiyorum!…

***

Şöyle ki!.. Dicle Üniversitesi, Dicle Nehri'nin öte yakasında!.. Ki, kampüs içerisinde, mevcut öğrenci yurdu var.. Kapasite oranı öğrenci mevcudiyetinin yüzde 10 ila 15'ine tekabül ediyor, etmiyor meçhul!.. Ki büyük kesimi de, artık kalınamaz, barınamaz halde, yıkık-dökük!.. Gerisi dışarıda!.. İki üç yurtta, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından kiralandı… İşte bu kiralanan "yurtlar" var ya, "yazımın başlığını" çığlık çığlığa söyletiyor… "Üniversite nerede, yurtlar nerede?"…

***

Çünkü, biri Bağlar diğer ikisi Kayapınar ilçesinde.. Ki, bulundukları yer, şehrin diğer ucu… Bir uçta üniversite, diğer uçta öğrenci yurtları.. Tabi bu yurtların kiralanması, FETÖ'ye ait kapatılan Selahaddin Eyyubi Üniversitesine, "peşkeş mahiyetliydi?"… Üç yurtta, üniversiteye "yürüme mesafesinden" öte, bahçe sınırdaşı!.. Ki o evrede, Yenişehir ilçesi Ofis bölgesindeki iki öğrenci yurdu da; "deprem riski" adı altında, "yıktırıldı?.."

***

Ki yıktırılan binaların yerleri bugün, çöplük!.. Ne yeni bina inşa edildi, ne de yeni bir yurt yapılması için; "takas ya da satış" yoluna gidildi?.. Hal-i hazırdaki kiralanan ve şehrin bir uçunda olan yurtlardaki barınma kapasitesine baktığınızda, yüzde 50 bile değil.. Öğrenci pek tercih etmiyor… Çünkü, "ulaşım sıkıntısı" var.. Çünkü, Yurt ile Üniversite arası, 20 kilometrenin üzerinde bir mesafe var!!!…

***

İşte bu yüzde 50 kapasite doluluğun yanında, boş kalanın da parasını Kredi Yurtlar Kurumu, "takır takır" kiraladığı bina sahibine ödüyor.. İster öğrenci gelsin, ister gelmesin; "firesiz" ödeme yapılıyor!… Vaziyet böylesi açık ve alenice çarpıklık arz ederken, peşkeşin, keyfiyetin ve devletin tırtıklanma hali orta yerde iken; "konuşan, tartışan, müdahale eden, sorup, sorgulayan var mı; yok?"…

***

Aha da bir kez daha buradan soruyorum!… Eyyy Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç… Eeeyyy Gençlik ve Spor İl Müdürü Nüammer Uslu… Ve tabi ki, kendini etkili ve yetkili gören diğer zevat!… Buyrun, 10 yıla yakındır yaşanan ve "rant" odaklı siyasi ve ideolojik yandaşlığı barındıran "Yurt sorunuyla" alakalı, fikri beyanınız kadar ne gibi bir yaptırımınız ve icraatınız olacak?…

***

Siz de "gelen gideni aratır" mahiyetiyle; "fransız mı" takılacaksınız?.. Yoksa inşa edilen tabulara karşı "yeter artık bu çarpıklık" deyip, kurulan akçeli işe, parmak basıp harcanan milyonlarca lirayı, Üniversite kampüsünde "yeni öğrenci binaları inşa etmeye mi" harcayacaksınız?!.. Hadi bakalım, bekleyip göreceğiz, icraatınızı!…

***

COŞKUNUZ, BİRİLERİNE ZULÜM!…

Evet ya, şu "havai fişek" gösteri ve eğlencesi aynen de böyle bir şey!.. Birilerine coşku, keyif, eğlence, heyecan, ama birilerine de "zulüm.." Hele ki, kuşlar için de "bir katliam" dehşeti!…

***

Bilim insanları açıklıyor.. Kuşlar için, "havai fişek" gösterisi, açıkta bir "soykırımı" teşkil ediyor.. Çünkü "sesiyle, dumanıyla, ışığıyla…" Korkutuyor, sağır ediyor "yaşadıkları şok" sonucu da, "ödleri" kopup ölüyorlar..

***

Peki ya, gecenin bir vakti!.. Yani; gecenin yarısı.. Herkes uykuda, çoluk, çocuk, yaşlı, hasta.. Ve sabahın erken saatinde "işe" gidecek olanlar!.. Uykularının en güzel anında; patlayan havai fişekler ve yayan ışığın parlattığı "panikle" uyanmak!…

***

Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde ne yazık ki son günlerde yoğun bir "hava-i fişek" gösteri terörü diyeceğim kadar "haşinleşen" bir durum söz konusu!.. Düğün konvoyunun dört şeritli yolu trafiğe kapatıp, havai fişek patlatması..

***

Daha önce halay çekiliyordu, şimdi havai fişek, arada bir de sesin kamuflajıyla, silah patlatılması!… Ya; sitelerin içerisine konulan düzeneklerle onlarca havai fişeğin peş peşe patlatılması!… En basit bir uyarıya karşı da; "ortaya çıkan maganda" ruhu!…

***

Demem o ki; birilerine eğlence, kuşlara "soykırım" kendi halinde uykusunda uyananlara da "zulüm ve işkence" olan, havai fişek gösterilerine, "yasak" getirilsin.. Radikal tedbirlerle önlem alınsın, satışı yasaklansın!…

***

Hem olası; "tehlikeleri" önlemiş oluruz!.. Hem de, "kuşlar özgürce" kanat çırpar, bizler de, huzurlu bir şekilde "uykumuzu" alır, dinç bir şekilde, uyanırız!.. Yani; herkes mutlu bir saadet içerisinde, olur!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Cehennem, insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir.

***

Hayırlı Cumalar…