Görüş Bildir
10 Haziran 2023 Cumartesi
  • Dolar
  • 23,39
  • Euro
  • 25,21
  • C
  • 2424,60
  • Bist 100
  • 5626,49
  • ALTIN/ONS
  • 1961,19
  • BRENT
  • 74,79
  • DOĞALGAZ
  • 2,32
33 °C parçalı bulutlu

Zihnimle İstişareler

Reyhan Alkar Karlıdağ

reyhanalkar@hotmail.com

ALİ EMİRİ ANISINA

Ali Emiri; 1857 Diyarbakır doğumlu araştırmacı, yazar, şair eğitim dünyasına katkıları ile meşhur zatı şahane.

Düzenli bir eğitim hayatı görmemesine rağmen tamamen kendi kendini geliştirerek bugün kendinden söz ettiren eğitimci.

Aile büyüklerinden, döneminin yenilikleri olan telgraf, telsiz alet eğitimleri almış ve geliştirmiştir.

Kendi dili dışında Arapça ve Farsçaya da hâkimdi. Uzun süre hat sanatı ile ilgilendi. Daha çok küçük yaşlarda iken dönemin kısıtlı imkânlarına rağmen okumaya çok meraklı idi.

Diyarbakır, Yanya, Erzurum, Trablus, Elâzığ, Selanik adana gibi birçok şehirde memurluk, maliye müfettişi, defterdarlık yapmıştır.

Nadide olarak bulunan kitapları sayfa sayfa kendi eliyle kopya ederek kütüphanesine kazandırmıştır.

Bilinen en eski Türkçe sözlük olan Divânu Lügat-it-Türk adlı eserin orijinal tek kopyasını bularak kültür hayatına kazandırmıştır.

Divânu Lügat-it-Türk o dönemlerde sadece varlığı bilinir ama kaynak kayıptır. Ali emiri tesadüf eseri sahaf da bulur ve hemen alır.

Ziya Gökalp eseri bulduğunu öğrenince ali emiri ye koşar ve görmek ister yalnız ali emiri Divânu Lügat-it-Türk ü göstermez. Ziya Gökalp çok kırılır. Ve 2 Diyarbakır milletvekilini devreye sokarak Ali Emiri den kitabı göstermeleri rica edilir.

Ali emiri yine göstermez. Zaman içerisinde ikna edilerek kitap bastırılır.

1908 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra emekliye ayrılır.

Ali Emîrî Efendi, 16bin eserden oluşan özel kitap koleksiyonunu 1916 yılında Fatih'te Feyzullah Efendi Medresesi'ne bağışladı. Kütüphaneye kendi adının verilmesi önerisini reddetti ve bu eserlerin "milletin malı" olduğunu söyleyerek "Millet Kütüphanesi" adını verdi.

Kendi özel kütüphanesine dönemin aydınları hayran kalırdı ve herkes talipti. Ama o halka hizmet olarak sunmayı tercih etti. (İstanbul – fatih millet kütüphanesi)

Biyografisi okununca kitaplara adanmış bir ömür görüyoruz. Kendi yazdıklarından şöyle mısralar dikkat çekiyor; bende kitap merakı 9 yaşında hâsıl olmuştur. 60 sene kâmilen bu merak arkasında koşmuşumdur.

Bu arada ali emiri 3 devir görmüş şahsiyettir. Monarşi, Tanzimat-meşrutiyet, cumhuriyet bu deneyim ve birikimler de eserlerine yansımıştır.

İslam dinine ve ibadetlerine son derece bağlıdır. Allah inancı ve peygamber efendimize yazdığı birçok beyiti mevcuttur.

Bilinen eserleri;

  • Levâmiu’l-Hamîdiyye
  • Cevâhirü’l-mülûk (Osmanlı padişahlarının şiirlerini toplayan bu eserin sadece ilk fasikülü yayımlanmıştır)
  • Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid (Diyarbakır’da yetişen 217 şairin biyografisini içeren bu eserin yetmiş üç şairi içine alan sadece birinci cildi yayımlanmıştır)
  • Mardin Mülûk-i Artukıyye Târihi ve Kitâbeleri ve Sâir Vesâik-i Mühimme (Ferdî Kâtib adıyla)
  • Ezhâr-ı Hakîkat
  • Osmanlı Vilâyât-ı Şarkıyyesi
  • İşkodra Şâirleri
  • Yanya Şâirleri
  • Diyarbekirli Bâzı Zevâtın Terceme-i Halleri
  • Yemen Hâtırâtı
  • Osmanlı Şâirleri
  • Mir’âtü’l-fevâid

Uzun yıllar dergi ve mecmualarda makaleler yazmıştır. Otuza yakın eser bırakmıştır ardında.

Ölümünden sonra Ali Emiri adına Türkiye genelinde birçok kütüphane, okul açılmış olup büstleri dikilmiştir.

Diyarbakır ali emiri ilköğretim (daha sonradan sadece ortaokul oldu) 1961 de eğitim hayatına başlamıştır. Ben de Ali Emiri ortaokulunun öğrencilerindendim.

2009 yılında İstanbul’un fatih ilçesinde ali emiri adına bir kültür merkezi açılmıştır.

Bu arada Diyarbakır büyükşehir belediyesinin yapımına başladığı bağlar ilçesindeki Ali Emiri bilgi evi (yazılım ve robotik kodlama merkezi) yakın zamanda faaliyete geçecek.

Günün sözü Ali Emiri den gelsin.

Âdetimdir nezd-i canânımda olmak, girye-nak Rûz içinde, seyr-i kevkeb isterim meşrep bu ya.”

(sevgilimin karşısında sürekli ağlamak âdetimdir. Güpegündüz yıldızları seyretmek ister gibiyim olacak şey değil tabi ama ne yaparsın huy işte)

Üstat 23 ocak 1924 de vefat etmiştir. Ölümünün 99. Yılında kendisini anıyor meziyet ve gayretlerinin gençlere örnek olmasını diliyorum.

Şehir dışında olacağım için önümüzdeki iki hafta makalelerime ara veriyorum.

8 Şubat da görüşmek üzere.


Bu Makale 1924 kere okunmuştur.