ÇİN GELENEK VE İNANÇLARI

Diğer gelenek görenek ve dinleri araştırmak, kıyas yapmak yürüdüğünüz yolu kuş bakışı seyretmenizi sağlar.

Çin Halk Cumhuriyetinde Budizm’den önce Taoculuk ve Konfüçyüsçü lük inançları hâkimdi. Halen de gerek Çin de gerekse de dünya ülkelerinde bu inançların geleneklerini sürdürenler mevcut.

TAOCULUK:

Kökleri şaman geleneklerine dayanan Taoculuğun ana felsefesi, dünyada var olan ve olacak olan değişimleri yakından gözlemleyip,

Kendi yaşamlarını bu değişim örüntüleriyle güncellemek üzerine kuruludur.

Keskin hatlar yok, bu kavram ya da düşünce bugün böyledir 100 yıl sonra geçerliliğini yitirebilir.

O vakit geldiğinde ahlak sınırlarının dışına çıkmadan inançlarını ve görüşlerini çağa adapte ederler.

Bu durum Taoculuk geleneğini ya da inancını bir nevi ölümsüz kılmanın formülüdür.

Taoizm’in MÖ. Yaşamını tamamlayan lideri LAO TZU’dur.  Ayetlerinin yazılı olduğu kitabe TAO CHİNG’dir.

Yazıtlarında tanrılardan bahsedilmediği gibi yapılacaklar listesi de yoktur. Tao Ching ayetleri yani yazmaları kavramsal değil sezgisel anlamlar içerir.

Meditasyon yaparak yaşam akışına odaklanılabileceği, böylelikle ağaçların, toprağın, âlemin ruhuyla nasıl iletişim kurulacağı anlatılır.

Taoizm’in tapınaklarında düzenlenen seremoniler de (feng-shui); yaşam enerjisini harekete geçirme, astrolojiyi kullanarak yine evreni okuma,

simya gibi yaklaşımlarla zengin ve sanatsal uygulamalar gerçekleştirilir.

Tütsüler yakılır, çeşitli tanrı ve tanrıçalara iyi temennilerde bulunur.

Amaç ölümsüzlüğe ve evrenin sırlarına vakıf olmaya seviye seviye, kendini yetiştire geliştire ulaşmaktır.

Tao’nun 3 seviyesi vardır.

1)         Mistik yollarla kavranabilen güç.

2)         Tabiatın özünü oluşturan onu kontrol eden ritme vakıf olmak.

3)         Bu seviye kişisel tao’dur. Her kişinin hayatında etkili olan hususi tao.

Bu seviyeler tasavvuftaki 7 mertebeyi hatırlattı bana.  Aklın yolu bir misali

Tüm öğretilerin ortak yanı basamak basamak aydınlığa kavuşmak.

Erdikten sonra yani Taocu bir aziz olduktan sonra kullandıkları temel kavram

“wu-wei” dir. Anlamı hiçbir şey yapmamak eylemsizlik, bizde ki atalet hali.

Zira kişi eşyanın (kâinatın, DNA’nın, yaşamın ve insanlığın) gerçek bilgisine ulaştığı için

Arzuların esiri olmaktan kurtulmuş, zorluklarla karşılaştığında telaşa kapılmaz, huzurlu sükûnet içindedir. Varılması beklenen nokta burasıdır.

KONFÜÇYÜSÇÜLÜK:

Çin ahlak ve felsefe sistemidir. Sosyal, politik, felsefi, dini düşüncelerden oluşan bir sistem olup yüzyıllardır Doğu Asya kültürü üzerinde çok büyük etkileri olmuştur.

MÖ. Yaşamış olan Konfüçyüs muhteşem bir deha ve filozoftur.

Birçok eseri savaşan devletler döneminde yakılmış olmasına rağmen Konfüçyüs ruhu bugün hâlâ tanınıyor, dolayısıyla yaşıyor.

         Konfüçyüs dinleyenlerini aydınlatmak için, tümden gelime dayanan akıl yürütmelerle değil, sade anlaşılır atasözleriyle belagat sanatını kullanarak kitleleri etkilemeyi başarmıştır.

İnsanın özünde İYİ olduğunu savunup idealist bir öğreti yaymıştır.

Konfüçyüsçülüğün en önemli kavramı “kişi başkalarını yönetmeden önce kendi kendini yönetmeyi öğrenmesine dayanır.

Bildiğiniz üzere eski çağlarda sınıf ayrımları vardı. Soylular hep üst sınıftı, Konfüçyüs soyluluğun yerine ‘erdemli insan’ kavramını yerleştirdi.

Bu devrimci düşüncesiyle sınıf farklılıklarının ortadan kalkmasının tohumunu ekmiştir.

Eğitime çokça katkıları olmuş, Çin de sınıf, statü ayrımı gözetmeksizin okul kurup nice aydınlar yetiştirmiştir. Zamanla Konfüçyüs’ün klasiklerinin yayılmasıyla bu öğretiler devlet sınavlarının ve müfredat programlarının temelini oluşturmuştur.

Konfüçyüs’ün kavramlarında biri olan “REN” politik kavramların temeli imiş.

“Tebaasına karşı insancıl olmayan otokrat hükümdar gökten aldığı yetkiyi kaybeder. Yetkiyi kaybeden hükümdara uymak zorunlu değildir “ demiştir.

Şunu kavramak gerekir ki insanlar inançsız yaşamını idame ettiremiyorlar. Uygulamalar farklı şekillerde de olsa, içerimizde DNA mız da yaratıcı var. Böyle kodlanıp gönderilmişiz.

Açığa çıkarmayı istemese de en ateistimizin bile içinde Allah, Tanrı, Yaratıcı var.

Konfüçyüs: unutma bir şeyi yapılamaz olduğunu düşünerek uyursan, başkasının o şeyi yaparken çıkardığı gürültü ile uyanırsın.