DİYARBAKIR’DA SANAYİNİN AHVALİ

Memleketimin kalkınması, gelişmesi, ekonomik açıdan büyümesi, ihracatın artması bu şehirde ki bir avuç insan kadar bana da dert olmuştur. Diyarbakır sanayi bölgesinde ne var ne yok biraz göz atalım istedim.

3 sanayi etabımız var dördüncüsü yapım aşamasında. Güneydoğunun diğer illerine baktığımız da Antep 6. Organize sanayi bölgesini kuruyor.

Mardin sanayi sektöründe bize yetişmekle kalmayıp rakamsal ihracat verilerimiz çoğu zaman Mardin hanesine yazıldığından cebirsel olarak bizi geçmiş durumda.

2019 yılına ait kişi başına düşen milli gelir de (GSYH)

D.BAKIR:  23.645 TL

GAZİANTEP: 37.633 TL

MARDİN: 28.863 TL

Bu oranlar ülke genelinde, resmi rakamlarla yaşanan büyümeden bizim yani Diyarbakır’ın yeterli payı alamadığını (diğer illerle kıyaslandığında) gösteriyor.

Hal böyle iken Diyarbakır kendini üvey evlat gibi hissetmez mi?

Bizde üretim yok mu, plan proje yok mu, bu şehri sahiplenenler yok mu?

Tabi ki üretim var.  Neler üretiliyor;

Hububat bakliyat, yağlı tohumlar, madencilik ürünleri, mobilya orman ürünleri, kimyevi maddeler, demir ve çeşitli metaller, sonunda şeker fabrikası da kuruldu.

4 adet geri dönüşüm firmamız, 68 adet gıda firmamız, plastik ambalaj üretimi yapan 2 firmamız, 43 tekstil firmamız, 47 metal işleme firmamız vs… var.

      Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası canla başla çalışıyor, proje yöntem ve taktikler geliştiriliyor. İşin onlardan çıktığı bürokratik noktalarda takılmalar yaşanıyor.

En önemli sorun gümrükleme sorunu; işletmeler, gümrük işlemlerini sınır kapısı veya limanlarda yapmayı tercih ediyorlar. Nedeni kentte yapılan gümrük kontrol işleminden sonra sınır kapısı ve limanlarda ikinci kez kontrollerin yapılması.

2020 yılında kırmızı hatta alınan araçların sayısında büyük bir artış yaşanmış, (kırmızı hat: gümrüklerde eşyaların fiziki muayenesi ile birlikte belge kontrollerinin de yapıldığı, mavi hatta göre daha detaylı kontrol sistemidir.)

Diyarbakır merkezli işletmelerin neredeyse tamamı son dönemde kırmızı hat uygulamasına tabi tutulmuştur.

Firmalar hem kentin içinde, hem sınır kapısı ve limanlarda sıkı denetimler ile karşılaştığından bu ahval de gümrükleme süresinin ve maliyetinin artmasına neden olduğundan Diyarbakır da gümrükleme işlemini yapmamaktadırlar.

Başka bir neden; kentte ihracat yapan işletmelerin finansa erişimi diğer merkezlere göre daha da zorlaşmaktadır.

Gerek gümrük işlemleri gerekse ihracatta finansa erişim sorunsalları nedeniyle firmalar merkezlerini İstanbul Ankara gibi büyük illere taşımaktadırlar. 

      Bu durum kent ihracat rakamlarının düşük olmasının sebebidir.

Gümrük il müdürlüğü 2015 yılından sonra revizyona girip daha uygun fiziki koşullarda hizmet vermeye başlamıştır lakin insan kaynağı altyapısı yetersiz görülmektedir.

İşletmeler gümrük işlemleri konusunda, gümrük il müdürlüğünden yeterli desteği alamamaktan yakınıyorlar.

Diyarbakır gibi Güneydoğunun Parisi sayılan kentte hava alanında geçici gümrük alanı ayrıca kentte gümrüklü antrepo bulunmaması şaşılacak bir durumdur.

İthalat ve ihracata konu belirli tonajlarda ki ürünler, geçici gümrük alanı olan hava alanları üzerinden alınmakta bu da ek lojistik maliyetleri ve bürokratik işlemleri doğurmaktadır.

Mevcut sorunların çözümü için DTSO bakanlıklara defalarca müracaat etmiş, ama öncelikli sorunlar, gerek pandemi dönemi, zaman zaman bakanların değişmesi sebebiyle henüz bir sonuç alınamamış.

Bu sıkıntılar umuyor ve inanıyorum ki önümüzde ki süreçlerde çözülecektir.

Ben buradan batıda bulunan sanayici hemşerilerime çağrıda bulunmak istiyorum.

Oralar da işlettikleri sanayi tesisleri ve fabrikalar kadar burada da gelip üretim yapsalar. İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde işlerini büyüttüler tamam ama hem eleman istihdamı oradakilerden sağlanıyor hem rakamsal veriler büyük şehirlerin hanesine yazılıyor. Önce can sonra canan gelmez mi?

      Diyeceksiniz bu kadar sorundan bahsedip adamları bu sıkıntılı süreçlere davet ediyorsunuz. Tam da bu yüzden davet ediyorum. Birlikten kuvvet doğar.

Ayrıca son yıllarda doğu ve Güneydoğu bölgelerinin kalkınması ve bölgeler arası gelişmişliklerin eşitlenmesi adına önemli projeler ortaya kondu teşvik uygulamaları ile birlikte.

Büyük şehirlerde faaliyet gösteren firma sahipleri bile teşvik uygulamasından faydalanmak ve henüz pastanın dilimleri büyükken pay almak için Güneydoğuda işletmeler kurmaya başladılar.

Yoksa bizim batıda ki Diyarbakırlılar hâlâ terörden mi korkuyorlar.