FİLİSTİN

Tarih böyle kıyım gördü mü? Evet hem de çok kez, yüzyıllar önce… 21. Yüzyılda yine toprak parçası, yine yeraltı kaynakları için savaşılıyor.

Yeryüzünü parsellediler ırk etiketiniz olmadan bir toprak parçası üzerinde sadece insan olarak yaşayamıyorsunuz.

Gökkuşağı izlemek için gökyüzüne bakması gereken çocuklar savaş uçaklarını takip ediyor Filistin de.

Bombayla, mermiyle, füzelerden düşenlerle yanarak, parçalanarak, gövdeleri bedenlerinden ayrılarak ölüyor anneler.

Dünya seyrediyor, dünya konuşuyor, dünya boykot ediyor, dünya kendi caddelerinde yürüyüşler düzenliyor, dünya kendi ekseninde dönmeye devam ediyor.

Ama İsrail de devam ediyor fosfor bombası atmaya.

Kanlı görüntüleri izleyemiyoruz tatliş psikolojimiz bozulmasın diye.

Babaların kanı akmaya devam ediyor…

Gazze Müslüman olduğu için savunanlar ile düşmanımın düşmanı dostumdur diyenler kendi rahat koltuklarında tartışıyor.

Eğitim öğretim dönemi sona erdi Filistin için biliyor musunuz? Öğrencileri öldü çünkü. Ve bu bir doğal afet değil.

Saç baş yoldurtacak bir acı, sivillere inanılmaz bir zulüm, şarapnel parçaları çocukların bedenlerinin ayrılmaz parçası olmuşken;

Mısır, Ürdün, Katar, BAE, Suudi Arabistan bakanları şık beyaz örtülü çiçekli bir masada toplandı savaşın son bulması adına istişareler yapmak adına.

Benim bildiğim dünya 2’den büyüktür. Ama demek ki değilmiş olsaydı tüm dünya etten duvar örebilirdi Gazze’ye.

Onun yerine beton blok örüyor komşu ülkeler savaştan kaçanlar ülkelerine giremesin diye.

Siyah, gri ve Kırmızı’dan başka renk kalmadı Filistin de. Moloz yığınlarının arasında annesini arayan çocuklar. Evladının organlarını yerden toplayan babalar.

Film sahnesinde görsen dayanamazsın lakin bunlar gerçek. Biz ne yapıyoruz?

Küfür ve beddua ediyoruz, arada tweet atıyoruz, slogan atıyoruz sokaklarda sonra eve gelip kanepeye uzanıyoruz.

Kola almayalım, Ariel almayalım, Starbucks’a gitmeyelim bla bla bla…

Geç kaldık şimdi kullandıkları kimyasal ve bombaları daha önce aldıklarımızın parasıyla elde ettiler.

İnsanın kendini aciz, güçsüz, yetersiz hissetmesi kadar kötü bir şey var mıdır?

Evet vardır; bombalardan yanan evler görmek, kolu kopmuş çocuk resmi çekmek zorunda kalmak, yemek yemeyi, uyumayı unutmak, soğukta sokaklarda yarı çıplak dolaşmak lakin gökyüzünde füze saldırısı beklemekten üşüdüğünü hissedememek.

Adolf Hitler’in; “ Öldürmediğim her Yahudi için bana lanet okuyacaksınız” sözü sık sık dile geliyor.

Ama öyle değil bu savaşı Yahudi halkı el ele tutuşup çıkarmadı. Öyle bir kıyım ki destekçisinin olması mümkün değil.

Destekçisi ve çıkarcısı dünya dengelerini elinde tutan bir düzine yeni dünya düzenci, bir avuç küreselci.

Şimdi ben bilgisayarı kapatıp normal hayata döneceğim siz yazıyı okuduktan sonra günlük akışa kaldığınız yerden devam edeceksiniz.

Oradaki çocuklar geçirdikleri şoktan vücutlarından ayrılan etleri göremeyecekler yine…

İçinde Filistin ırkından çok ABD’li asker olan Hamas’a falan değil saldırı açık açık sivil Filistin halkına.

Bu katliam neredeyse ayını dolduracak konu BM’de görüşülmedi bile.

Hayat devam etmek zorunda değil mi? Devam edelim bakalım.

Gazze de kurşunların hedefinde kan gölü olmaya devam etsin taaa ki sıra bize gelene değin.