KEMALİST İDEOLOJİ

Kemalizm ya da Atatürkçülük, Türk bağımsızlık savaşı yıllarında başlayan günümüze kadar da  “ vaay şeriat geliyor”  diye her defasında daha çok bağlanılan, unutulmasında korkulan bir kavram.

Türk ulusunun çağdaşlaşma ideolojisi olarak doğan Kemalizm’in zaman zaman faşizan lığa dönüştüğü oluyor. Milliyetçilik kavramı ‘Kemalist’ kavramıyla eş anlamlı olarak anılıyor artık oysa ki farklı olması gerekir.

Benim bildiğim milliyetçilik: vatanını, halkının namusunu ve çıkarlarını vs. dış güçlere karşı korumak hangi görüşten olursa olsun kitlelerin tek bilek olmasıdır.

Kemalizm’in milliyetçilikle ilişiği yok değildir lakin Kemalistlik bir saplantıya dönüşmüş durumda.

Bizde, M. Kemal Atatürk’e minnettarız. O ve vatanına bağlı nice asker, sivil, Türk, Kürt, Alevi, tek yürek halk olmasa idi bugün kim bilir hangi koşullarda kimlere esirdik veyahut hangi ülkede azınlık konumundaydık kestirilemez. Cesaretine ve aklına hep hayranlık duymuşumdur. Yaptığı tüm inkılapları alkışlıyorum (Osmanlı hanedanlığının sürgün yemesi hariç).

         Her insanoğlunun fıtratında, yanlışlık, hazlara yenilme, egoya yenik düşme mevcuttur. Ve sevgili Atatürk’ünde hataları var ama Kemalistler bunu görmeyi reddediyor. Sorgulamadan uzak, o dönemler perde arkasında ne olup bittiğiyle ilgilenmeyen koca bir güruh var.

Zorluklarla geçen savaş yılları sırasında M. Kemale dört kolla destek olan Kazım Karabekir’i defalarca idam sehpasına çıkarttığını söyleyen tarihçiler var. Padişah Vahdettin’in esasında yurdu kurtarmak için Atatürk’ün karşısında değil her daim yanında olduğunu gösterir belgeler var. Şeyh Sait’i kim astı? Osmanlı hanedanlığını sefilliğe kim sürükledi?

Bunları da sorgulamak gerekmiyor mu?

En nihayetinde Türkler hakkettiği değeri atanın kendisine verdi zaten. Bu ülkenin “her şehrinde” M. Kemal Atatürk ten başka hangi Allah’ın kulunun bir köşkü var. Tüm resmi kurumlarımıza resmini asmıyor muyuz? Atatürk büstleri şehirlerimizin caddelerini süslemiyor mu, onun adını andığımız bir sürü bayramımız var ve saygıyla sevgiyle anıyoruz.

Ama…. İlahlaştırmanın da bir anlamı yok. Hiç kimse bir devrimi tek başına gerçekleştiremez, savaşları tek başına kazanamaz kurtuluş savaşında ölen şehitlerin adını kaçımız biliyoruz. Demem o ki ataya sarıldık lakin kendimizi unuttuk. İnsanlık elden gidiyor kimseden ses çıkmıyor, “Atatürkçülük yok oluyor” dendiği vakit Kemalistler ortalığı yıkıyor…

   Atatürk sevgisini aşırı bir zaaf haline getirirseniz ne olur?

Sizi tamda zaafınızdan vururlar!

Kemalist kavramı iktidarın ya da halkın muhaliflerine sığınak oluyor. Milliyetçi kimselerin, Mustafa kemal damarına basıp rahatlıkla siyasi, ruhi, toplumu içine alacak kaosları çıkarabiliyorlar.

Bugün bildiri yayımlarlar, yarın bambaşka plan proje sözleşmelerle karşınıza dikilirler Atatürk maskeleri olduğundan siz “bunlar bizdendir” zannedersiniz, yapmak istediklerini hayata geçirirler! Uyandığınızda iş işten geçmiştir.

     Ve bu ahval sadece Kemalist ideoloji için geçerli değil körü körüne bağlanılan tüm ideolojiler için geçerli. Maalesef ideolojileri artık silah olarak kullanıyorlar.

     O barutlu kurşunlu silahların devri bitti, silahlar artık ideolojik, biyolojik ve siber saldırı.

Gerçek anlamda halkçılık ve milliyetçiliğe evet ama aşırı Kemalist lige, aşırı tüm ideolojilere HAYIR.

Haftaya görüşmek üzere.