SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın başyapıt kabul edilebilecek romanı.

İlk baskısı 1961 de yayınlamış, dönemin Türkiye’sine toplum yapısına neredeyse şiirsel bir dille göndermeler yapıyor.

Cumhuriyet den sonra batının illa tüm kültür, hukuk, uygulama ve sistemlerini şiddetle arzulayıp Türkiye’ye monte etme çabasının sonuçları anlatılıyor bir nevi.

Kitap da modernleşelim diye Avrupa da var olan kurumları kopya edip Türkiye’de de açmak komik, anlamsız içi boş kurumların varlığı ve yaşananlar sergileniyor.

Batı dan veya farklı milletlerden alınmak istenen kaideler acaba bizim halk tabanına uyuyor mu diye hiçbir dönem sorgulanmamış hâlâ da sorgulanmıyor.

Kitap 4 bölümden oluşuyor, birinci bölüm: Büyük Ümitler.

Ana kahraman Hayri İrdal, hayatını işveren Halit Ayarcı ile tanıştıktan önce ve sonrası diye ikiye ayırır. Çocukluk dönemlerinde saatçi Nuri Efendinin yanında çalışır.

Hayri İrdal’ın ailesinin ekonomik durumu kötüdür. Zengin bir halaları vardır. Ve karşılıklı birbirlerini sevmemektedirler.

İkinci bölüm: Küçük Hakikatler.

Askerden dönen Hayri, Abdusselam beyin manevi kızı Emine ile evlenip onların evlerine yerleşir.

Bir gün iş arkadaşı Sabri Bey’e şaka olsun diye olmayan “Şerbetçibaşı Elmasından bahseder. Kısa zamanda bunu etrafındaki herkes duyar. Bu aynı zamanda Abdüsselam Bey’in alacaklıları tarafından da duyulur. Hayri İrdal’ı mahkemeye verirler. 

Eşi emine bir süre sonra ölür. Birde doktor ramiz karakteri vardır. Psikanaliz cemiyeti kurar ve cemiyetin başına da Hayri İrdal’ı getirir.

Üçüncü bölüm: Sabaha Doğru.

Hayri yeniden kitap da tasavvuf edildiği şekliyle hava ve hevesine mağlup bir kadınla evlenir.

Ve hayat akışına değiştiren Halit Ayarcı ile tanışır.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü kurulur. İlk ay hiçbir şey yapmadan otururlar.  Hayri İrdal, bir işi olduğu için rahattır, ancak yaptıkları işe pek anlam veremez.

Yaptıkları tek iş saatlerin tamiridir. Hayri nin ailesi ve etraftakiler maddi durumlar düzeldiğinden hallerinden memnundurlar. Hatta halaları bile hiç sevmediği Hayri’yi yere göğe sığdıramaz.

Sıradan saçma bir iş için kurum açılmıştır ve devletten teşvikler alınmaktadır.

Hayri’nin vicdanı sürekli onu rahatsız eder. Her seferinde Halit Ayarcı yaptıkları işin ehemmiyeti gerekliliği konusunda onu ikna eder.

Dördüncü bölüm: Her mevsimin bir sonu vardır.

Enstitüye yabancı bir heyet gelerek Hayri İrdal’a bazı sorular sorar. Hayri çoğuna cevap veremez.

Halit Ayarcı’ya ulaşmaya çalışır, ancak tüm çabaları boşa çıkar. Üç gün sonra müessesenin lağvedilme emri gelir.

Hayri kültür muhafazakârı yeniliklere ayak uyduramayan bir yapıya sahip olduğundan çevresi tarafından sürekli kınanır.

Ona Hakikat diye bir şey yoktur “asrın adamı olmak ona ayak uydurmak vardır” diye telkinlerde bulunurlar günaşırı.

Halit Ayarcı modern görünüşlü hırslı, kişisel çıkarların insanlık timsalidir. En zor durumları bile lehine çevirmeyi başaran kravatlı tilkilerdendir.

Esasen ahlaklı kalmak isteyen Hayri ye göre daha çok sevilir. Burada toplum yapısının davranışları çok net görülüyor.

Elinden iş geleni, aktif olanı, para getireni, kate külli ile iş yürüten her zaman değer görür. Kimse üzüm bağını merak etmez. Önemli olan üzüm bulabilmektir.

Doktor Ramiz, bir bakıma Avrupa’da eğitim görmüş, kendi alanında öğrendiklerini uygulayınca bütün sorunların çözüleceğini sanan kişileri temsil etmektedir.

 Psikanaliz uygulayacak kimseyi bulamayınca hayri’ye 4 elle sarılıp ona uygulamıştır.

Saatleri ayarlama Enstitüsü Kurumu tabi ki gerçek dışı ve ironiktir. Sanırım Tanpınar “kurduğunuz birçok kurumun muhteviyatı işte budur” demek istiyor.

Türk toplumunun cumhuriyetten sonra doğu ve batı arasındaki git gelleri gün yüzüne çıkıyor romanda.

İnsanların karakterlerinin parayla birlikte nasılda değişebileceği işleniyor.

Bu durum günümüzde de mevcudiyetini koruyor.

Özetle Tanpınar düşündüren, ilgi çekici, akıcı kişilerin ruh hallerini titizlikle sergileyen romanın altına imzasını atmıştır.

İYİ BAYRAMLAR