AFYON HAYATI (37)

Risale-i Nur, yalnız bu vatan ve millet için değil, lem-i İslâm ve bütün beşeriyetin ihtiyacına cevap verecek bir külliyat olarak te’lif edilmiştir. Bugün, tarihte hiç görülmemiş bir fecaat ve felâket içerisinde çırpınan beşeriyet için, halâskâr olarak Risale-i Nura sarılmaktan ve ne bahasına olursa olsun, Risale-i Nurun nurani ve parlak eczalarını elde edip dikkat ve tefekkürle okumaktan başka bir kurtuluş çaresi yoktur. Risale-i Nuru okuyan herkes, bu hakikatı idrak etmiş ve etmektedir. Eğer biz muktedir olsak; bu hakikatı, kâinata nazır bir mahalle çıkıp, bütün kâinata ilân edeceğiz. Fakat mademki buna mucaffak olamıyoruz, ve mademki Risale-i Nurun cihanşümul kıymetini bu derece Üstadımızın himmetiyle idrak etmişiz; şu halde o nur ve feyiz hazinesi, irfan ve kemalât menbaı olan Risale-i Nuru, bir dakikamızı bile boş geçirmeden, mütemadi ve devamlı bir şekilde her gün ve her saat okuyacağız, ve bu uğurda geceli gündüzlü çalışacağız inşâallah. Fakat, her an bütün işlerimizde olduğu gibi, bunda da büyük Üstadımızın dua ve himmetiyle muvaffak olabileceğiz.
Hem şu hakikat zâhir ve bâhirdir ki: Bir kimse allâme dahi olsa, Risale-i Nurun ve müellifinin talebesidir. Risale-i Nuru okumak zaruret ve ihtiyacındadır. Eğer gaflet ederse, kendisini aldatan enaniyetine boyun eğip, Risale-i Nur külliyatını okumazsa, büyük bir mahrumiyete dûçar olur._Fakat biz, idrak ettiğimiz bu muazzam hakikat karşısında, beşeriyetin halâskârı ve milyarlarca ve medyun olduğumuzu tarif edemiyoruz. Yine dua ve himmetinizle idrak etmişiz ki; Kur’an-ı Kerîmin bir mucize-i maneviyyesi olan harika Risale-i Nur Külliyatının bir satırından ettiğimiz istifadenin, bir miktar-ı mukabilini dahi ödemeye gücümüz yetişmez. Bunun için, ancak, Cenab-ı Hakka şöyle yalvarmağa karar verdik:
‘’Yâ Rab! Bizi ebedî haps-i münferidden kurtarup bâki ve sermedi bir âlemin saadetine nâil edecek bir hakaik hazinesinin anahtarını Risale-i Nur gibi nazirsiz bir eseriyle bahşeden sevgili ve müşfik Üstadımızı, zâlimlerin ve düşmanların su-i kasıdlarından muhafaza eyle, Kur’an ve îman hizmetinde daima muvaffak eyle. Ona sıhhat ve âfiyetler, uzun ömürler ihsan eyle!’’ diye dua ediyoruz.
Evet Üstadımız Hazretleri! Risale-i Nuru dikkat ve tefekkürle okumak nimet-i uzmasına nail olan biz bir kısım üniversite gençliği, bir hüsn-ü zan veya bir tahmin ile değil, tahkikî ve tedkikî bir surette, sarsılmaz ve sarsılmıyacak olan ilmelyakîn bir kuvvet-i îmaniyye ile inanıyoruz ki; zemin yüzünün bu asra kadar görmediği bir vahşet ve dehşetin sebebi olan dinsizlik ve ilhadı, Bediüzzaman ortadan kaldırmağa inayet-i Hak ile muvaffak olacaktır.
Bizim bu kanaatımız, safdilâne veya tahminle değildir; ilmî ve delile müstenid bir tahkik iledir. Bunun için, muarız olan dahi bu hakikatı kalben tasdik edecektir._Dua ve şefkat buyurun, Kur’an ve îman hizmetinde fedâi olalım. Risale-i Nuru, bir dakikamızı bile kaybetmeden okuyalım, yazalım, ihlâs-ı tamme muvaffak olalım.
Üniversite Nur Talebeleri namına
ABDULMUHSİN
Çok Mübarek Üstadımız Hazretleri,
Evvelâ: Geçenlerde alınan Nur eczalarının hepsi dağıldı; Nurun müştakları sürur içinde kaldılar._Nurdan kısmeti olanlar, birer birer çıkıp, ona koşuyorlar. Nur arayan sineler, hakikatınca buluyorlar._Bu sefer Ziya kardeşimizin getirdiği otuz dört adet Sözler kapışıldı. Asâ-yı Musalar Ankaraya ve Anadolu’nun muhtelif yerlerine dağılıyor.

* * *

Risale-i Nurun perde arkasındaki parlaklığını görmiyenler dahi ona tarafdardırlar. Risale-i Nurun Medresetüz-zehrası Anadolu çapında ve lem-i İslâm ölçüsünde genişliyeceğini; Risale-i Nurdaki hakikatın yüksekliğinden, ve dikkat ve tefekkürle okuyan müminlerin ve ehl-i ilmin arasında vücuda gelen sarsılmaz uhuvvet ve kardeşlikten anlıyoruz. Medresetüz-zehranın bu muazzam faaliyeti, zemin yüzünde bahar mevsiminde olan İlâhî ve muazzam neşir gibi sessiz, gürültüsüz, şa’şaasız, gösterişsiz ve mütevazi ve fakat muazzam bir şekilde cereyan etmektedir. Fıtraten acul olan insan oğlu, âlemde hâkim olan kanun-u İlâhîyi düşünmiyerek, her mes’elenin istediği vakitte hal olunmasını istiyor; küçük dairelerdeki vazifelerini atlayıp, büyük dairelere sapıyor.
Tohumları atılmış ve sünbül vaktine gelmiş olan Risale-i Nurun yetiştirdiği hakiki îmanlı zatlar, İnşâallah yakın zamanda lem-i İslâma birer nümune-i imtisal olup nur-u hidayeti göstereceklerdir.
Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri Namına
ABDULLAH

* * *

Ankarada Nurları neşretmek Nimet-i Uzmasına Nail Olmuş Büyük Bir lim ve Ehl-i Kalb Bir Zatın Üstada Yazdığı Bir Mektuptur.
Sahibül-ihlâs vennur velkemal velirşad mücahid-i ekber Bediüzzaman Hazretleri!
Meydan-ı iptilâ ve imtihana Lillâh ve Fillâh için atıldığınız andan bu ana kadar hukukullah ve hukuk-u ibadın müdafaa ve muhafazasına leyl ü nehar, Hak ve halk huzurunda, zâtınıza has kudret-i ilmiyye ve kemaliyye ve nuriyye ve irşadiyyelerinizle fevkalâde ağır şerait dairesinde lâyenkatı’ denecek derece sa’y ü gayret ve himmetle çalıştığınıza, Melek, Felek, Arş, Kürsî, Levh, Kalem, Arz, Semavat, lem-i Kevn, ins ve cin, ve hariçteki ehl-i insan ve İslâm ve bu abd-i âciz ‘’Eşhedü billâh ilâ âhirid-devran’’ şâhid-i dâimi ve edebîyiz.                                                                Devam Edecek