EMİRDAĞ LÂHİKASI

1- Said Nursî, İstanbul’da iken kazandığı ehemmiyetli şân ü şerefin, kalın bir uykudan ibaret sakîl bir rüya-yı muvakkat, bir sersemlik olduğunu söyler. Ve İstanbul’da bir iki sene gafletle siyasete karıştığından, bunu dünyanın ölümü diye tasvir eder. Bu münasebetle "Eski Said, Yeni Said" diye iki şahsiyet bulunduğunu ve bu şahsiyetlerin birbirinden ayrı olduklarını söyler. Sonra, dokuz adet birincide yirmi kadar risale bulunan mecmuasının sonunda, Isparta’da Risale-i Nur şâkirdlerine yazılan mektubun içinde, siyasete tenezzülün hata olduğunu söyler.
2- Said Nursî’nin en mühim kitabı olan "Hüccetü’l Bâliğa" adlı kitabın bir münâcât kısmında: "Bu dünya fânidir. En büyük dâva, bâki olan âlemi kazanmaktır. İnsanın îtikadı sağlam olmazsa, dâvayı kaybeder. Hakiki dâva budur. Bunun hâricindeki dâvalara karışmak zararlıdır. Siyasetle meşgul olan, ehemmiyetli hizmetlerinden geri kalır. Hem de siyaset boğuşmalarına kapılanlar, selâmet-i kalbini kaybeder" der.
3- Yirmi altıncı Lem’a’da "İhtiyar dünyada.. benim hakiki vazifem, neşr-i esrâr-ı Kur’aniyedir’’ (Sahife: 45). Bu memleketle, hamiyet-i İslâmiye noktasından alâkadarım. Yoksa benim ne hanem var, ne evlâdım" (Sahife: 59).
4- Yirmibirinci Lem’a’da kardeşlerine verdiği öğütlerden birinci düstur: "Amelinizde rıza-i İlâhî olacak, maddî menfaat fikri olmayacak" Bu yazılarda: "Ban, sofî değilim", "Mesleğimiz tarîkat değildir" (Sahife: 8), "Hubb-u câh ve nazarı kendine celbetmek, ruhî bir marazdır. Buna gizli bir şirk denir" "Eğer mesleğimiz şeyhlik olsaydı, makam bir olurdu; o makama çok namzetler olurdu. Mesleğimiz uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz..."

* * *

DENİZLİ MAHKEMESİNİN İTTİFAKLA VERDİĞİ KARAR SURETİDİR
Şahitler ifadelerinde, maznunlara atf ve isnad olunan suçu işledikleri hakkında adem-i mâlumat beyan etmişler; bilhassa Ankara Ağır Ceza Mahkemesinden Emin Büke’nin riyaseti altında ehl-i vukuf intihab olunan Ankara Diyanet İşleri Müşavere Hey’eti âzâsından ders-i âm ve profesör Yusuf Ziya Yörükhan ve Ankara Dil-Tarih Fakültesi Şarkıyat Enstitüsü Müdürü Necati Lügal ve Tür Tarih Kurumu ve Türk-İslâm Kitapları Derleme Hey’eti âzâsından Yusuf Aykut tarafından tanzim kılınan evrak arasında mevcut raporlarında: Said Nursî’nin yegân yegân tedkik olunan risale ve kitaplarında halkı; dini ve mukaddesatı âlet ederek devletin emniyetini ihlâle teşvik etmek veya cemiyet kurmak kasdinde olduğunu gösterir bir sarahat, emare olmadığı...
Mevkuflardan Said Nursî’nin mensuplarına gelince: Onlar, Said Nursînin ilmî ve vâkıfâne eserlerine; din mes’elelerini ve Kur’an hakikatlerini öğreneceğiz diye peşine düşmüşler ve bunlar, hüsn-ü niyet sahibi olup, sırf dinî îtikad yönünden Said’e ve okudukları risalelere bağlılık göstermişler. Bu maksatla yaptıkları muhabere mektuplarının münderecatında, hükümete karşı kötü maksat beslemedikleri ve bir cemiyet veya tarîkat kurmak fikriyle hareket etmedikleri anlaşılmış olduğuna mütedair olduğu görülmüş; ve her ne kadar evrak arasında mevcud sorgu hâkimliğince Denizli ehl-i vukuf raporunda Said Nursî’nin bazı âsârından istidlâl tarîkiyle ve mesnedsiz olarak kendisinin ve mensuplarının hükümete karşı kötü bir maksat besledikleri beyan olunmakta ise de, evrak-ı tahkikıye münderecatında ve şuhûdun, maznunlara atfen ve isnad olunan ef’al hakkında adem-i mâlumat beyan etmelerine ve Ankara Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan 786 vukuf raporu mahiyet ve münderecatına göre şâyan-ı ihticac ve iltifat görülmemiş; ve esasen, maznunların ekseriyet-i âzamisi okumak, yazmaktan âciz bulunmuş, diğer kısmı da kendilerini ibadet ve tâata vermiş oldukları, binaenaleyh devletin emniyetini ihlâl edecek mahiyet arzedecek şerait ve evsafı hâiz kimselerden olmadıkları tezahür ve tahakkuk etmiş ve mahkemenin kanaat-ı vicdaniyesi de bu merkezde tecelli ve tahassül etmiş olmakla müdde-i umumînin tecziyeleri hakkındaki mütalâası, zikir ve tâdâd olunan delâile karşı gayr-ı vârid görüldüğünden reddiyle, zan altına alındıkları ef’alden BERAETLERİNE, başka sebeple mevkuf değillerse tahliyelerine mettefikan karar verildi: 15.6.944
Aza                  Aza                                 Reis
Ali Rıza
(Rahmetullahi Aleyh)
Denizli Ağır Ceza Mahkemesi, ittifakla beraetlerine kararlarını hükmüyle imza ediyorlar.    
Devam edecek