EMİRDAĞ LÂHİKASI

Ezcümle, Gül ve Nur fabrikası namına Husrev’in tebrik mektubu, beni sevinçle ağlattırdı. Zaten Husrev’in mümtaz bir hâsiyeti budur ki; şimdiye kadar bana gelen bütün mektuplarının hiçbirisi beni incitmiyor.. elîm zamanlarımda da yumuşak geliyor.. ruhumu okşuyor. Bu cihette dahi ona şahsım itibariyle çok minnetdarım.
Hulûsi-i sâni Sabri’nin, malûm kardeşleri hesabına tebriknamesi, beni derinden derine sevindirdi. O has kardeşimizin takdir ve tahsin noktasında ileri olması, Husrev ve Hasan Feyzi hakkında çok güzel takdiratı, beni cidden müferrah eyledi. Hasan Feyzi’nin Denizli şâkirdlerinin hesabına tebriki dahi onun yüksek irtibatını, kuvvetli alâkasını gösterdi.
Kastamonu fedakârları nâmına Kastamonu’nun Husrev’i ve Rüştü’sü olan Feyzi ve Emin’in tebrikli mektubu ve Feyzi’nin malûm hadisede hiçbir endişe verecek bir hal vuku bulmadığını, bilâkis bir teşvik kamçısı hükmüne geçtiğini yazması, bizim endişemizi izale etti.
Nazif’in o havalideki kardeşlerimizin nâmına tebriki ve Nazif’in sarsılmaz sadakat ve irtibatı ve kuvvetli ümidleri bize tam bir nefes aldırdı. Onun hususî rakibleri bulunduğu için telâşlı idim.
Sadakatı hârika olduğu gibi, cesareti de o nisbette olan Halil İbrahim’in (R.H.) doğrudan doğruya benim adresime gönderdiği tebrikini aldım. Onu ve Nurun dikkatli avukatı başta olarak onların umumuna selâm ve bayramlarını tebrik ederiz.
Medrese-i Nuriye kahramanlarından Şükrü Efe’nin kuşların ve serçelerin alâkadarlıklarını gösteren mektubu, kahraman marangozun te’yidini te’yid etti, bizi de memnun etti.
Atabey kardeşlerimizden, Lütfi vârislerinden Ali Osman’ın mektubundaki sualine cevap vermeğe vakit bulamadık.
İşte bu mezkûr kardeşlerimizin her biri temsil ettikleri kendilerine ve arkadaşlarına ayrı ayrı ruh u canımızla maddî ve mânevî bayramlarını tebrik ediyoruz ve büyük Re’fet kardeşimize binler safâlar ile geldin deriz.
Umum kardeşlerime ki, içinde mâsumlar tâifesi ve ümmî ihtiyarlar ve fedakâr hemşireler tâifeleri olarak birer birer üçüncü olarak bayramlarınızı tebrik ve selâm ve selâmet ve saadetlerine dua ederek hatm-i mekal ediyorum.

* * *

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Merhum, Şehid Hâfız Ali’nin (R.H.) kitaplariyle beraber bana gelen mübareklerin pehlivanı ve Abdurrahmanların kahramanı büyük ruhlu Küçük Ali’nin ‘’Sikke-i Tasdîk-i Gaybi’’ nâmındaki mecmuası çok güzel ve münasibdir. Fakat Lâhika’da ve bilhassa Emirdağı parçasında, Risale-i Nur’un kerametlerine alâkadar zelzele ve yağmur ve kuşlar bahisleri gib daha münasip gördüğünüz mektuplar o Sikkee’nin âhirine girse, daha güzel olur. Bu münasebetle, mübarekler heyetinin bayramlarını tekrar tebrik ile Küçük Ali’ye bin Bârekâllah derim.
Safranbolu bahadırı fedakâr Mustafa Osman’ın buradaki şâkirdlere gönderdiği güzel mektubu okudum. Bu zat dahi Hasan Feyzi gibi fevkalâde sadakatini ve hüsn-ü zannını edîbane yazmış; fakat Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsi yerine bana haddimden çok ziyade makam vermiş.
Üstadını, kendi parlak âyinesinde çok parlak görmüş. Ben de onun o hüsn-ü zannını bir mânevî dua yerinde kabul ettim. Hem onun, hem civarındaki kardeşlerimizin bayramlarını tebrik ederiz.

* * *

Muhterem, Sevgili, Mübarek Kardeşlerim Risale-i Nur talebelerine beyan ediyorum ki:
Risale-i Nur, nurdan bir ibrişimdir ki, kâinat ve kâinattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir.
Risale-i Nur, âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur’âniyedir ki; onun tel ve lâmbaları, âyine, tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdârâne bastedilmiştir ki; yarın her ilim ve fen adamları ve her meşreb ve meslek sahipleri ilim ve iktidarları miktarında âlem-i gayb ve âlem-i şehadetten ve ruhaniyet âleminden ve kâinattaki cereyan eden her hâdisattan haberdar olabilir.
Devam Edecek