EMİRDAĞ LÂHİKASI

Saniyen: Elhak, az bir zamanda Risale-i Nur’a pek çok faidesi dokunan ve on seneden beri Risale-i Nur’a çalışmış gibi haslar dairesinde bulunan Mustafa Osman’ın, Emirdağı’ndaki kardeşlerine, yangın münasebetiyle geçmiş olsun makamında nev-i beşer yangınını bahsedip, güzel bir mektup yazmış. Onun mektubunun bir kısmını hem Lâhika’da, hem Sikke-i Gaybiye’de kaydediyoruz; sonra suretini size göndereceğiz. Benim tarafımdan hem ona, hem yanındakilere, hem vasıta-i muhabere olduğu Kastamonu ve İnebolu’daki kardeşlerimize pek çok selâmlarla beraber; hattı güzel, vakti müsaid olanlar, Isparta ve civarı gibi, Asâ-yı Mûsa Mecmuası’nı yazsalar, çok münasip olur. Bu vazife-i Nuriye, inşâallah matbaanın çok fevkınde iş görecek.
Sâlisen: Hâfız Emin’in Risale-i Nur’a çok hizmeti var. Onun kasabası olan Küre, geçen hadiseden evvel Nuri, Hakkı, İhsan ve merhum Muallim Osman gibi zâtların himmetiyle bir medrese-i Nuriye hükmüne geçip parlak bir surette Nura çalışıyordu. İnşâallah, o kıymetdar hizmeti, mümkün oldukça yine yapacak. Gerçi geçen musibette en ziyade onlar üzüldüler, fakat ona mukabil Risale-i Nur’un geniş muzafferiyetinde o kasabanın o fedakâr kardeşlerimizin hisseleri çok ehemmiyetlidir.
Hâfız Emin, mektubunda diyor ki: ‘’Ben mahkemeden kitaplarımı alamadım. Size gelmiş mi gelmemiş mi?’’ diye benden soruyor.
Siz ona selâmımla beraber yazınız ki: Seninki bana gelmediği gibi, sana İstanbul’a gönderdiğim kitablarımdan da hiçbirisi elime geçmedi. Ve bilhassa İstanbul’a gönderdiğim ‘’büyük kitap’’ nâmında içinde yirmi risaleden ziyade bulunan mecmuayı çok araştırdımsa da bulamadım.
Fakat, mâdem Risale-i Nur kendi kendine intişar ediyor ve muhtaç olanlara kendini okutturuyor, Hâfız Emin’e ve bizlere sevap kazandırıyor; Hâfız Emin de, benim gibi, kitaplarının başka ellerde gezmesinden memnun olmalı.
Hem Küre’de, erkek ve hanım ne kadar Risale-i Nur’la alâkadar varsa, onlara selâm ediyorum. Eskisi gibi şimdi de Küre’ye bir Medrese-i Nuriye nazariyle bakıyorum. Husûsan İhsan, Abdullah, Abdurrahman’a selâm ediyorum; ne haldedir? İnşâallah eski parlak hizmet devam ediyor. Tam bir Abdurrahman olduğunu isbat ettiği gibi, devam edecek.
Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve dua ediyoruz.
H H H
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Hadsiz şükür olsun ki; Risale-i Nur yerine beni sıkıyorlar... benimle meşgul oluyorlar. Hiç merak etmeyiniz.
Sırrıyla inşâallah bu yeni hadisede dahi bir hayır olacak.
Hadise budur: Ceylân’ı ve iki arkadaşları -ki bana hizmet ediyorlardı- yanıma gelmelerini men’ettiler. Anahtarı onlardan aldılar, bekçilere verdiler. O bekçilerden birisi geliyor, su ve ekmek gibi işlerimi görüyor. Ben bunun sebebini bilemedim. Fakat bu kasabada bir parti münazaası var. Çocuğun bir amcası (Haşiye: Merhum Abdullah Çalışkandır. Demokrat Pariye muhalefette iken intisap etmişti.) bir tarafdadır. Onun muârızları yapıyor ihtimâli var.
Hem, her tarafta Risale-i Nur’un fütuhatı ve hariçten gelen anarşistlik müdahalesi sebebiyet verdi zannedirim. Ve Sandıklı’da elde edilen mektubatla, bir vâsıta-i muhabere olması bahanesiyle, bu sıkıntıyı verdiler. Siz hiç telâş etmeyiniz, bunun da hiç ehemmiyeti yoktur. Siz, yine eski gibi bana yazarsınız. Fakat ben, kendim çok yazamıyorum. Güya beni, ihanet ve hakaretle çürütmekle, Risale-i Nur’un fütuhatına sed çekilecek; divaneliklerinden, üflemekle milyonlar elektrik kuvvetinde bulunan Risale-i Nur gibi bir hakikat güneşi sönecek diye -ziyade sevabı bana kazandırmak için- beni fazla sıkıyorlar.
Medâr-ı ibret ve dikkat bir tevafuktur ki; dün, çocukla pederini zabıta celbedip ifadelerini aldığı aynı dakikada, ehemmiyetli bir vukuatı, telefon-ı zâbıta haber vererek, bütün erkânı telâşa düşürttü. Mahall-i vak’aya gitmeğe mecbur oldular. Mânen onlara denildi:
‘’Siz sinek kanadı kadar zararı olmayanı bırakınız; kartallar, belki ejderhalar gibi zararlara bakınız.’’
Hem câmiden men’ hadisesinin aynı vaktinde, men’e emir veren yeni kaymakam, Afyon’da, ameliyata mâruz kaldı. Lisan-ı hâliyle ona denildi: ‘’Ölüm var!.. Onun îdamından kurtulmasına çalışanı tazyik değil, belki çok takdir ve tahsin etmek gerektir.’’
Devam Edecek